Bir Yanılsamanın Geleceği Kitabı Özet/Analiz

Bir Yanılsamanın Geleceği Kitabı Özet/Analiz
bir yanilsamanin gelecegi kitabi
0

Sigmund Freud’un kaleme aldığı Bir Yanılsamanın Geleceği kitabını, bir sosyolog olarak psikoloji bilimi çerçevesinde analiz etmeye çalıştım. Olumlu ya da olumsuz yorumlarınızı, yorum kısmından belirtebilirsiniz :) İyi okumalar.

Kişiliğin beş ayrı dönemden geçtiğini ve bu dönemlerden geçerek geliştiğini iddia eden psikanalatik kuramın da kurucusu olan Nörolog Sigmund Freud; Bir Yanılsamanın Geleceği adlı kitapta bireyi ve toplumu kendine has bir söylemle eleştirip, değerlendiriyor. Öznelden nesnele doğru analizler yapan ve bu analizlerini de kitapta aktaran Freud, toplumdan birey, bireyden de toplumu analiz ederek ele alıyor. Tabi, bu noktada dikkat ettiği husus ise toplumun geleceğini inşa eden unsurlar olarak görülüyor. Tarihsel bağlamda insanlığın ilk zamanlarından günümüze kadar bağlantılar kuran Freud, geleceğin bir yanılsama üzerine mi yoksa bir gerçek üzerine mi kurulduğunu anlatıyor. Tabi ki burada toplumu ve insanı, inançlardan ve doğadan soyutlayamayız. Şu an bile geleceğe hazırlık yapan toplumların sonuç olarak yanılsama ile karşılaşabileceği de ihtimaller arasında gözüküyor.

Sigmund Freud, Bir Yanılsamanın Geleceği adlı eserinde din ile uygarlık arasında oluşan ters orantının açıklamasını psikolojik bir perspektifle açıklamaya çalışmış. Şüpheler, yanılsamalar, olasılıklar gibi kavramlar kitap içerisinde sıklıkla geçiyor. İnsan hayatında yaşanan her olumsuz durumun altına dini koyması ve her kötü olaya dinin yanılsaması olabilir gözü ile bakması biraz dayatma olarak görülebilir. Çünkü, her yaşanan olumsuz olayda din ortaya atılmıştır. Kitapta kadercilik üzerine bir algı oluşturma girişimi var. Tabi, kitabı okuyan kişiden kişiye göre bu algı oluşturma girişimi değişebilir. Daha objektif bir okuma ile bu algı görünmeyebilir.

Gelecek ve Geçmişe Dair

Geleceği görmek için geçmişi bilmenin gerekliliğini savunan Freud, bu noktada şu sözleri söylemektedir; Her şey bir yana, insan etkinliklerinin olanca boyutuyla değerlendirmesini yapabilecek çok az sayıda insan vardır. İnsanların çoğu, kendisini bu etkinliklerin bir tek veya az sayıda alanıyla kısıtlamaya zorlanmıştır. Ancak insan yine de, geçmiş ve şimdiki durum hakkında ne kadar az şey bilirse gelecek hakkındaki yargısı da o derece belirsiz olma durumundadır. ” Burada da görülüyor ki geçmişe dair yapılan değerlendirmeler geleceğin şekillenmesinde bir hayli etkiye sahip.

Gelecekteki eylemler tasarlanırken, ilk olarak şu yapılan eylemlere bakmak gerekli. Şu anki eylemlerin analizi sonucunda gelecekte olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Ayrıca Freud, kitap içerisinde de içerisinde yaşanılan anın değerlendirilmesi gerektiğini de savunur. Oysaki anı değerlendirmek çoğu kişi için neredeyse imkansızdır. Fakat Freud’a göre anlık değerlendirmeler gözlem noktaları kurularak yapılmalıdır.

Liderler ve Akılsız Yığınlar

Lider konusuna da değinen Freud, eğer liderler yaşam gereksinimleri karşısında gözü tok ve üstün anlayış sahibi ise ve aynı zamanda da arzularına hakim olabiliyorsa o toplumda her şey yolunda gider. Aynı zamanda lider, etkisini kaybetmemek için kendisine sunulan hoşgörüden fazlasını göstermemelidir. Eğer, böyle bir hata yaparsa otoritesi tehlike altına girecektir. Tabi, burada hoşgörü de olumsuz olarak kullanılacaktır. Bu noktada Freud şu açıklamayı yapar; “Çünkü yığınlar tembel ve akılsızdırlar; güdüsel özveriden hoşlanmazlar ve bunun kaçınılmazlığı konusunda hiçbir şekilde ikna edilemezler. Bu yığınları oluşturan bireyler, disiplinsizliğin dizginsizce uygulanaması konusunda birbirlerini desteklerler.”  

Toplumların liderlerinden bir farkı olmadığını dile getiren ve onu inceleme konusu yapan Freud; uyguarlığın faydalarını erken dönemde anlayan gençlerin uygarlığa karşı tutumunun farklı olacağını da dile getirir. Tabi, burada mantık ve sevgi ile yetiştirilen nesillerden bahsediyor. Yeni nesiller artık uygarlığı kendilerine ait olarak hissedeceklerdir. Bu bağlamda da güsel doyum ve korunma konularında ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Ayrıca, bu bölümde son olarak kültür konusuna da değiniyor; eğer bugüne kadar bir kültür bu denli bir topluluk oluşturamadıysa bunun sebebi çocukluktan itibaren verilmemiş eğitimdir. Eğitimden kastı ise uygurlığı benimseme olayıdır.

Yasaklar ve Uygarlıklar

İnsanoğlunun dünyaya ilk adım atışından itibaren bugüne kadar birçok toplumsal norm oluşmuştur. Bu toplumsal normların bazıları evrensel düzeye ulaşmıştır. Bu nedenle de yasaklanan bu davranışlar dünyanın her yerinde ayıplanmaktadır. Freud, bu görüşten ziyade artık günümüzde yamyamlığın olduğundan bahseder. Freud’un bahsettiğine göre ortaya koyulan kültürel yasaklamaların işleyişte olması ve benimsenmesi toplumsal baskıdan dolayıdır. Tabi, bu zorlamanın olduğu yerlerde büyük bir ceza da onları beklemektedir. Bu nedenle de uyulması içten bile değildir. Tabi Freud burada ahlaksız vahşi insana da değinir; iftira hile ve yalan ile birlikte ensest ilişkiden kaçan bireylerin, kendini bir şekilde tatmin ettiğini ve bu süreçte de yalandan dolayı ceza almadıklarını belirtir. Bu durum geçmiş yıllardan süre gelen uygarlıklar boyunca da hep böyle olmuştur.

Dogmatik Dinsel Öğretiler

Birçok insanın huzur dinsel öğretiler de bulduğunu biliriz. Bu insanlar ancak bu öğretilerle birlikte yaşama katılmaktadır. Freud’a göre; dünyayı var eden rahman ve rahim olan Tanrı olsaydı, bunun ne kadar güzel bir şey olacağını kendi kendimize dile getirip duracağız; fakat hepsini, gerçekliğini istemek zorunda olduğumuz şeyler olması çok dikkat çekici bir gerçektir. Ataların bu büyük bilmeceyi çözemediğinden de bahseden Freud, yanlış ile yanılsamanın aynı şey olmadığını da dile getirmektedir.

Aklın üstünlüğü konusuna da değinen Freud, bu sürecin çok uzak yerlerde olduğuna dikkat çekmektedir. Bilimin çok düşmanı olduğunu ve bunun sebebininde dini, inancı zayıflatıcı olarak görmeleri olduğunu dile getiren Freud, bilimin çok sayıda gizli düşmanı olduğunu da cümlelerine eklemektedir.

Son olarak ise Bir Yanılsamanın Geleceği kitabında, Sigmund Freud’un bir uygarlığın veya topluluğun başarı elde etmesi için bu başarının da kalıcı olabilmesi için en baştan beri yüz yüze geldiği problemleri gözde geçirip analiz etmektedir. Kitapta da uygarlığın karşılaşmış olduğu problemlerin çözümlerini de belirten Freud, kaderciliği, siyaseti, dini ve çocuk eğitimini ve birçok daha başlığı kitabında işlemektedir. Bir analiz yapılırken en iyi zamanın yaşanılan anın olduğundan da bahseden Freud, ileri ki zamanlarda dönülüp bakıldığında uygarlık başarıya ulaşmış olacaktır.

Founder of Sosyologer

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir