“Bizim, boyun eğen, gözlerini kapayan, götürüldüğü yere giden, kendiliğinden hiçbir şey yapmasını bilmeyen insana ihtiyacımız yok. Bize fikirlerin arkasından körü körüne sürüklenecek insan değil, kendi içinden fikirler ve idealler doğuracak insan lazım! Biz, insanlara tapanların zümresini değil hürriyeti içinde duyanların dostluğunu kurmak istiyoruz.”
Hilmi Ziya Ülken
Farklı medeniyetlerde barınan ve bir araya geldiğinde aralarında yabancılıkların gözle görünür hal alamaya başladığı zamandan beri şark- garp kutuplaşması vardır. Her iki kutba göre karşı taraf eleştirilir ve (Mümtaz Turhan’a göre) ilime sığınan ve bu noktada kendinden emin olan taraf olan garp, galip gelmiştir. Çünkü garp, şarka ya da başka bir engele takılıp geride kalmaz, alacağı dersleri alıp ileriye gider(Turhan, M.(2017)). Cumhuriyet döneminde de yenilikçi olan ve gelişimi önceleyen entelektüeller bu ayrımın sebebini sorgulayıp garplılaşmanın gerekliliği üzerine araştırmışlardır. Mümtaz Turhan bu araştırmayı yaparken ülkesinin garplılaşması gerekliliğini irdelememiştir. Eğer batılılaşma olacaksa bunu yaparken kopyalanma durumunu hazır ürünü ithal etme olarak betimlemiştir. Batının ilmine sarılmasını ve ileriyi öncelemiş olmasını alabilirsek gelişim gösterileceğini belirtmiştir. Bu noktada da birçok öneri de bulunmuştur. Bütün önerileri ve kıyasları Garplılaşmanın Neresindeyiz kitabında ele almıştır. Tüm bunları ifade ederken de batılılaşmanın gerekliğini tartışmamış fakat garbın ileri de olduğunu kabul etmiştir. Ona göre garplılaşma, bize has olan kıymetlerimizi koruyup geliştirmeye çalışarak batıdan medeniyeti kendimize yorumlama ile yapılınca fayda sağlayacaktır(Turhan, M.(2017)). Bu ifadeyi savunmasının nedeni “Çünkü hakiki inkılapçılık sadece mevcudu muhafaza etmekle kalmamalı, onu zamanın icaplarına göre inkişaf ettirmeli ve tamamlamalıdır (Turhan,2015,s. 17) ifadesiyle cevaplanabilir. Turhan’a göre yıllardır bu çatışmanın olmasına rağmen garplılaşmanın olmadığı konusunu da birçok sebeple açıklamıştır. Tüm sebeplerin dayandığı iki nokta vardır ilki garplılaşmanın ne olduğunun kavranmaması ikinci sebebi de garplılaşmanın ileri olduğu kabul edilmemiş olmasıdır(Turhan, M.(2017)).
Keşfedin: Mümtaz Turhan Sosyolojisi
Turhan garplılaşma konusunda yapılacak olan şeylerin temelini eğitime dayandırır. Ona göre Türkiye’nin geride kalmasının sebebi halkın cehaleti değil, münevver olarak nitelendirdiği aydınların nitelik ve nicelik bakımdan yetersiz kalmasıdır. Münevverlerin gelişmesiyle halkta zamanla gelişecektir. Bu yapıldıktan sonra da Batıya öğrenci gönderimini önermiştir. Bu önerisi uzun yıldır yapılmış olmasına rağmen başarısız kalınmıştır sebebini ise giden öğrenci sayısı az ve gelenlerden tecrübeleri ve gözlem aktarımları alınmaması olarak açıklar. Ona göre olanı olduğu gibi kopyalamak bu zamana kadar fayda sağlamamıştır, bu zamandan sonra da sağlamayacaktır. Garptan fayda sağlayacak şey ilim ve faaliyettir. Bu hususa dikkat çekerek ilim ve eğitimi öncelemiştir. İlim olmayan bir memlekette tefrik de olmayacağını, dolayısıyla bu memleketin Garplılaşamayacağını ifade etmiştir(Turhan, M.(2017)). Zihinlerde değişim sağlanamadığı zaman yapılan hiçbir faaliyet amaca ulaşmayacaktır. Zihniyet değişimi en hızlı eğitim sisteminde sağlanabilir. Bu sebepten sistem yeniden düzenlenmelidir. Sistemde yeniden yapılanmayla beraber sosyal bilimlere verilen önem de önceliklenmelidir. Turhan’a göre bu önerileri yapılınca zihniyetteki değişim yavaş yavaş gözle görünür hal alacaktır. Batıdaki ülkeleri dikkat çekerek eğitime yapılan yatırımın zarara uğratmayacağını ifade etmiştir. Tüm bunların yanı sıra bu zamana kadar neden Garplılaşmadık sorusuna cevabı da bu zamana kadar insan sorun dışı bırakılması sebep olarak göstermiştir. Toplumu oluşturan bireyler ve zihinleri devre dışı bırakılırsa bunun mümkün olmayacağını söylemiştir. Turhan tüm bunlardan hareketle ülkeler arası hiyerarşinin ekonomik ve refah düzeniyle ilgisi olmadığını ve bu hiyerarşinin oluşmasının sebebi ülkeye katkı sağlaması gereken aydınlar olduğunu öne sürmüştür çünkü halkı yönlendirebilen insanların aydınlar olduğunu düşünür. Bir başka ifadeyle de ona göre batılılaşma, Batı hâkimiyetinin esas unsurları ilim, teknik, insan haklarını teminat altına alan hukuk ve özgürlüktür. Eğer batılılaşma isteniyorsa bunların teminatı da sağlanmalıdır.
İlginizi Çekebilir: Argüman Ne Demek?
Turhan bu eserinde belirtiklerini toparlamak gerekirse ona göre batılılaşma düzeyi kaçmadığı müddetçe faydalıdır ve olması gereklidir eğer bir toplumda değişme sağlamak istenirse önce insandan başlanmalıdır insanı değişirse toplum da değiştir misyonuyla batılılaşma olacaksa eğitimle zihinlerin değiştirilmesiyle olacaktır. Bu doğrultuda batının ilim ve ilim zihniyeti temin edilirse gelişime katkı sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
- Budak, A.(2008),Batılılaşma ve Türk Edebiyatı, Bilge Kültür Sanat Yayınları.
- Ortaylı, İ.(2007),Batılılaşma Yolunda, Turkuvaz Kitap.
- Touraine, A.(2017),Toplumların Sonu, Yapı Kredi Yayınları.
- Turhan, M.(2015), Garplılaşmanın Neresindeyiz, Yağmur Yayınları.
- Turhan, M.(2017),Kültür Değişmeleri, Altınordu Yayınları.
Sevgili Nisa Nur, Turhan hoca; dikkat çekici, takdire şayan, ilim zihniyeti objektif bir ustadır. Bu anlamda, platformda bir kitap incelemesine denk gelmek beni oldukça mutlu etti. Bir çok eserini okuma şansına eriştim. Kendisi memleket meselelerine son derece vakıf, sosyal yanı olan ve eğlenceli bir öğreti anlayışına sahiptir. Duru ve yalın inceleme yazın, bilmeyen birine bile ışık tutacak mahiyette olmuş. Tebrik ederim. Sevgilerimle.