Kitabın Adı: Pollyanna
Pollyanna Kitabının Yazarı: Eleanor H. Porter
Pollyanna Kitabının Konusu: Hayatta her türlü olayla karşılabiliriz. Her şey yolunda gitmeyebilir, sevdiklerimiz bizi sevmeyebilir, ölmüş olabilir. İyilik yaptığınız insanlar size kötülük yapmış olabilir. Fiziksel olarak rahatsızlıklarımız olabilir. Tüm bu olanlara rağmen, hatta daha fazla olabilecek olumsuzluklara rağmen hayata her zaman pozitif bakmalıyız. İyilik duygumuzu kaybetmemeliyiz. Tüm bu yaşam erdemlerini kaybetmediğimiz sürece hayatta kaybeden bizler olmayız. Kısacası iyilik kaybetmez.
Kitabın Ana fikri: Hayatta olan ve olabilecek her türlü kötü duruma karşı, pozitif kalalım. Tüm canlıları sevelim ve insanlara iyilik yapalım. Yaptığımız tüm bu güzel davranışlar elbet bir gün bize olumlu bir şekilde geri dönecektir.
Pollyanna Kitabın Özeti
Pollyanna, içi iyilikle dolu, kötü bir niyeti olmayan, hayata her zaman pozitif bakan on bir yaşında küçük bir kız çocuğudur. Bu küçük yaşında, annesi ve babası vefat eder. Tek başına kalan Pollyanna, bir süre yardımseverlerin bakımıyla hayatını sürdürür. Daha sonra, zengin olan teyzesi Pollyanna’yı yanına alır. Teyzesinin evinde, tavan arası bir odaya yerleşen Pollyanna hayatını devam ettirir.
Bayan Polly, Pollyanna’nın gelmesine sevinememiştir. Çünkü, kız kardeşinin evlendiği kişinin, doğru bir kişi olduğuna inanmıyor. Bu nedenle de bu evliliğin bir meyvesi olan kıza ısınamıyordu. Pollyanna eve ilk geldiğinde de çok soğuk tavır takınan teyzesinin ağzından sadece, yemek saati akşam 6 sözü çıkmıştır. Zaten küçük kıza en kötü odayı vermesi de soğukluğunun bir göstergesiydi. Pollyanna’ya vermiş olduğu oda, yazın yakıyor; kışın donduruyordu. Evde o kadar boş oda varken, bu kötü odayı yeğenine layık gören teyzeye, hizmetçi çok kızıyordu.
Saat altı olmuştur ve yemek hazırlanmıştır. Pollyanna’nın teyzesi olan Polly sofraya gelmiştir fakat Pollyanna hala ortalarda yoktur. Hizmetçinin küçük kızı çağırmasına müsaade etmeyen teyze, yemeğini yemiştir. Saatler sonra odaya bakıldığında ise küçük kızın odasında olmadığı görülmüştür. Panik halinde bahçıvana haber verilmiştir ve bahçıvan arama çalışmalarına başlamıştır. Arama çalışmaları sonucunda bir kayanın üzerinde gördüğü Pollyanna’yı Nancy(hizmetçi) eve tekrar getirmiştir. Tüm bu kötü olanlara rağmen Pollyanna’nın iyiliğinden ve olumlu hayat bakışından taviz vermemesi hizmetçiyi şaşkına çeviriyordu. Mutluluğunun sebebini soran hizmetçiye, Pollyanna’nın cevabı şu olmuştur; Mutluluk Oyunu
İlerleyen saatlerde hava kararmıştır. Akşam olduğunda, Pollyanna şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Fakat kimsenin bundan haberi yoktu. Ertesi gün erken saatlerde Pollyanna bahçeye indi ve Bayan Polly’e sarıldı. Ne kadar sevinçli olduğunu dile getirdiği sırada Teyzesi, sert bir şekilde böyle günaydın mı olur? Diyip oradan uzaklaştı. Daha sonra yakınlarda olan bahçıvan kızın yanına gelerek dedi ki; aynı annene benziyorsun. Bu sözün üzerine Pollyanna’nın morali tekrar düzeldi ve sevinçle kahvaltıya doğru gitti.Bir süre sonra Harrington Köşkü’nde hayat normale dönmeye başlamıştı. Pollyanna, teyzesi ile ders çalışıyor, vakit geçiriyordu.
Evin bazı ihtiyaçlarını Pollyanna alıyordu. Dışarıya alışverişe çıktığında ‘Adam’ isimli birini görüyordu. Her ne kadar ahbaplık kurmaya çalışsada kuramıyordu. Fakat daha sonrasında Adam, Pollyanna’dan önce sohbeti başlatmaya çalışıyordu. Nancy bu duruma çok şaşırıyordu. Çünkü bu huysuz ‘Adam’ ın adı John Pendtleton’du. Bu kişi çok varlıklı olmasına rağmen, koca bir evde yalnız başına kalıyordu ve hiç kimseyle diyoloğa girmiyordu.
Ertesi gün, eve köpekle gelen Pollyanna’ya, teyzesi yine ses çıkarmadı. Fakat daha sonraki gün eve bir çocukla gelmesine karşı sinirlenen teyzesi, Pollyanna’ya karşı eski haline dönmüştü. Çünkü bu hareketleri teyzesini çok rahatsız etmeye başlamıştı.
Daha sonra evsiz çocuk Jimy’e kalacak yer ayarlamaya çalışan Pollyanna, Yardımseverler Derneği’nin toplantısına katıldı ve Jimy için kalacak yer istedi. Fakat bu talebi olumsuz karşılandı.
Eylül ayında okula başlayan Pollyanna, bir süre sonra okuluna alıştı. Ama eski arkadaşlarını da ziyaret ediyordu. Bay Pandleton’u ziyaret ettiği bir gün çok şaşırmıştı. Çünkü Bay Pandleton, Pollyanna’nın yanında kalmasını istiyordu. Annesine benzediği için yanında kalmasını isteyen Bay Pandleton, belki hayata karşı daha olumlu olurum diyordu. Fakat Pollyanna teyzesinden ayrılmak istemiyordu.
Jimy’ninde evsiz olduğu aklına gelen Pollyanna, Bay Pandleton’dan Jimy’i evine almasını isteyecekti. Hem Bay Pandleton’un yalnızlığına iyi gelecekti hem de Jimy’nin bir evi olacaktı. Bu durumu olumlu karşılayan Bay Pandleton, haftaya gelmelerini söyledi. Gelecekleri günden birkaç gün önce Pollyanna’ya araba çarpar ve Pollyanna’nın bacakları tutmaz hale gelir. Fakat Pollyanna hayata karşı olumlu bakışını kaybetmemiştir. Aksine çok sevinçlidir çünkü teyzesi, ona ‘canım’ demiştir. Daha sonra Bay Pandleton’da, Pollyanna’nın durumu hakkında bilgi almaya gelmiştir ve çok üzülmüştür. Zaman ilerledikçe pamuk ipliğine dönen Bayan Polly, köpeklerin-kedilerin üst katlara çıkmasına bile izin verir hale gelmiştir.
Bir zaman sonra, yurtdışından doktorlar, Pollyanna’yı muayene etmeye gelmişlerdi. Sonuç olarak Pollyanna artık yürüyemeyecekti. Bu haberi duyan teyze, hıçkırarak ağlamaya başladı ve daha sonra ağlamaktan bayıldı. Bunun üzerine Pollyanna’da göz yaşlarına hakim olamadı. Evi büyük bir hüzün kaplamıştı. Sadece evi değil tüm şehri hüzün kaplamıştı. Çünkü tüm kasaba Pollyanna’yı çok seviyordu. Eve birçok ziyaretçi gelip gidiyordu. Pollyanna’nın tüm şehre öğrettiği bir şey de vardı ‘Mutluluk Oyunu’ artık herkes o oyunu oynuyordu. Fakat bu oyunu teyzesi bilmiyordu. Merakı üzerine Nancy’e Mutluluk Oyunu’nun ne olduğunu sormuştur. Sorduğu sorunun üzerine her şeyi öğrenmiştir. Ve daha sonra Pollyanna’nın yanına gidip artık bu oyunu beraber oynayacağız demiştir. Bu durumda Pollyanna çok mutlu olmuştur.
Doktor Clithon, Polyanna’yı muayene etmek istiyordu. Fakat on beş sene önce Bayan Polly ile sevgili oldukları için çekiniyordu. Bu durumu duyan teyze hemen harekete geçti ve doktoru eve davet etti. Fakat büyük bir sürpriz, Pollyanna’yı bekliyordu. Çünkü doktorla evlenme kararı almışlardı. Bunun beraberinde Pollyanna, hastaneye yatırılacaktı. Hastaneye yatma işlemine sıcak bakan Pollyanna, hastaneye yerleştikten bir süre sonra, iyileştiğini ve artık eve dönebileceğini teyzesine mektup şeklinde yazmıştı.
Bu kitaptan çıkaracağımız sonuç; her ne olursa olsun, iyilik ve erdem; insanı güzel bir sonuca götürür.
Güzel ama biraz uzun
Zaten uzun olması lazım
Çok güzel bi kitap böyle yazılar daima ilgimi çekmiştir
Çok teşekkür ederim