Özet
Bu çalışmada salgın döneminde oluşan durumların kent ve kır yaşamındaki etkilerine, olumlu ve olumsuz yönlerine yer verilmiştir. Bu sürecin sebep olduğu davranış değişikliklerine değinilmiş ve bu tür davranışların oluşma sebepleri irdelenmiştir. Kır ve kent hayatında yaşanan farklılıklar eğitim, aile, sağlık, yeme alışkanlıkları gibi çeşitli yönlerden karşılaştırılmış ve değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kent, Kır, Salgın Dönemi
1)Giriş
Salgının Dünya çapında giderek yaygınlaşması kır ve kent hayatını farklı şekillerde etkilemiştir. Büyük kentlerde salgının önüne geçmek daha zordu çünkü çok sayıda etkileşim bulunuyordu. Ancak kırsal kesimde Covid-19 vakasına rastlandığında karantinaya almak ve bu süreci atlatmak daha kolay oldu. Kent yaşamında doğa adeta kendini yeniden buldu, çevre kirliliği azaldı. Ama bu insanların maske ve eldivenlerini bilinçsizce sokağa atmasının önüne geçmedi. Köylerde oksijenin bol olması ve çevre kirliliğinin olmamasından dolayı salgının çevreye etkileri konusunda nötr kalmıştır diyebiliriz. Ancak dünya için bu durum kısmen bir avantaj olmuştur. Amerika Birleşik Devletlerinde %40 daha az hava içi Trafik gözlemlendi. Çin’de ise hava kirliliğinin azalması 5 yaşın altında 4000 çocuğun hayatını kurtarmış olabilir. Burada doğanın bir şekilde kendini dengelediğini ve bir taraftan ölümcül olabilecek bir virüsle Dünyaca mücadele ederken diğer yandan da bu tür kirlilikler yüzünden yaşamını yitirebilecek insanların yaşam standartlarının arttığını görebiliriz. İnsanların virüs nedeniyle online alışverişleri de kargo ambalajlarında daha fazla üretimi gerektiriyor. Tüm bunlardan hareketle kentlerdeki çevre hayatında her açıdan bir dönüşüm gerçekleştiğini ve bunun çoğunlukla olumlu yönde seyrettiğini söyleyebiliriz. Şimdi salgının getirdiği bir takım değişiklikleri kır ve kent hayatında farklı açılardan ele alalım.
Başlıklar
2)Eğitim Hayatında Ne Değişti?
Salgın döneminin başlamasıyla eğitim hayatı da köklü bir dönüşüm geçirdi ve uzaktan eğitime geçiş yapıldı. Bu da öğrencilerin eğitim hayatını etkilemekle kalmadı. Kırda yaşayan öğrenciler için bir dezavantaj oluşturdu. Öğrencilerin derslere ulaşması zorlaştı ve bu onların performanslarını etkiledi. Kentte yaşayan öğrenciler bu yönden daha avantajlı konumdaydı. Okula, öğretmenlere ve derslere tutum değişim gösterdi. Kırsal kesimde yaşayan öğrenciler internete erişmekte sorun yaşamanın yanı sıra aile yapısı kalabalık olan öğrenciler dersleri anlamak da güçlük yaşadı. Eğitimde eşitsizlik tartışmaları Dünyanın her yerinde konuşuldu. UNESCO okulların kapanmasının neden olduğu yan etkilerle ilgili bir belge yayımladı, üstelik UNESCO’ya göre çocuklar sadece eğitimden değil okulda alabildikleri burslu yemeklerden de mahrum kaldı. Türkiye’de eğitimsel eşitsizliğin ortadan kalkması için öğrencilere 8 GB internet hediye edildi. Peki, bu tamamen bir çözüm müydü? Tartışılır. Çünkü köyde yaşayan öğrenciler interneti olsa dahi çekmeyen yerde oldukları için giremediler. Öğrenciler yüz yüze soru soramadılar ya da kısıtlı sürelerde online sınavlara tabi tutuldular. Sınav tarihlerindeki devamlı değişiklik de psikolojilerini olumsuz etkiledi. Bu süreçte yapılan bir sınavdaki öğrenci başarısının doğruluğu tartışılır. Ancak ülkelerinde elinde olmayan virüsten ötürü yapabileceği bir şey yoktu. Belirli bir alt yapı olmadığından bu sürece hızlıca geçmek ve bu konuda başarılı sonuçlar almak yine de etkili olmuştur.
3)Sağlık Sektöründeki Değişim
Eğitim ve çevrenin yanı sıra sağlık sektöründe de ciddi değişiklikler meydana geldi. Sağlık imkânlarına ulaşım açısından da kent yaşamı her zaman avantajlı konumdayken burada bir farklılık meydana geldiğini söylemek mümkündür. Kırsal kesimlerde veya küçük şehirlerde herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşıldığında bunu çözmek daha kolay oldu ancak kentte her hastanede Covid-19 olabildiğinden insanlar hayati durumlar dışında doktora gitmemeyi tercih etti. Ve bu da kentte yaşayan insanlar için büyük bir dezavantaj oldu. Covid-19’un sağlık sektörüne bir diğer etkisi sağlık çalışanlarımızın değerini bilmek oldu. Eskiden doktorların bıçaklandığı haberlerini alırken şimdiyse akşam dokuzda onlara destek için yapılan alkışlamalar birliğin güzel bir örneğini oluşturdu.
4)Alışkanlıklar, Tüketim ve İşsizlik
Salgın, tüketim alışkanlıklarını da etkiledi. Ve kırsal kesim bu durumdan daha az etkilenen taraf oldu. Sürekli kentte yaşamak durumunda olan insanların tüketim alışkanlıkları arttı. Bu durum medyanın ve satış yapan kesimin bunu avantaja çevirmesine sebep oldu. Ancak onlar için bu durum iyi olsa da her şeyin fiyatı iki-üç katı olduğundan bu durum insanların bütçesini çok fazla sarstı. Kırsal kesimde büyük alışveriş yapılır ve iki üç ay idare edebilecek kadar ürün alınır bu yüzden kırsal kesimin tüketim alışkanlıkları salgın döneminde çok fazla değişmemiştir. Online alışverişle ilgili Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Öncel, 5 yıl sonrası için planlanan hedeflere bir yıl içinde ulaşabileceklerini söyledi. Online alışveriş oranı bu süreçte %80 arttı. Aynı zamanda bu süreçte online satışı en çok artan ürün yapboz oldu. Bu da insanların kentte boş zamanı değerlendirme alışkanlıklarının değiştiğinin çok açık göstergesidir. Eskiden boş zamanlarda sinema, piknik gibi etkinlikler yapılırken şimdi evde hobiler geliştirilmeye başlandı. Bu kesinlikle kentte ki boş zamanı değerlendirme durumunu etkilerken kır hayatı bu işlevde eski alışkanlıklarını devam ettirmiştir. Şehir hayatında yaşayan bireylerin yeme alışkanlıklarının değişimi de salgın döneminin meydana getirdiği bir başka sonuçtur diyebiliriz. Bu dönemde duygusal açlık dediğimiz bir problem herkes için yaygınlaşmış durumda. Kent hayatında insanlar dışarı çıkmaya veya hareket halinde olmaya alışkın olduğundan evde durmaları onları yemek yemeye itti. Ve bu durum hem ekonomilerine hem de sağlıklarına zarar verdi. Kırsal kesim bu konuda daha avantajlı konumdaydı çünkü kendi mallarını üretebilmek için çalışıyorlar ve kendi düzenleri vardı. Salgın dönemi de onların bu düzenlerini kökten sarsmadı ve dolayısıyla yeme alışkanlıklarında bir değişim meydana getirmedi.
Simmel’in metropol kentlerde insanların yaşadığı bunalımlara ve kötümserliğe vurgusu günümüz salgın döneminde tam olarak etkisini gösterdi. İnsanlar ev hayatından sıkıldıkça bunalımlara girdi bu da kentte yaşayanlar için bir dezavantaj oluşturdu. Salgın döneminin en büyük dezavantajlarından biri de işsizlik oldu. Bu durumda kır ve kent için aynı oranda olumsuzluk doğurmuştur. Kırda yaşayan işçiler uzun bir süre mallarını satamadı, pazarlar kurulsa dahi oradan alışveriş yapan insanların oranı ciddi şekilde düştü ve bu çiftçinin elinde çok fazla ürün kalmasına, israfa neden oldu. Kent hayatında da özelde çalışan birçok insan çıkartıldı. Özellikle kuaförler berberler ve dükkânını kapatmak zorunda kalan esnaf bu süreci çok zor ve kötü geçirdi ve ciddi maddi hasarlara yol açtı bu durum.
5)Salgının Aile Kurumuna Yansıması
Salgın döneminin en büyük etkilerinden birisi de şüphesiz ki aile içi ilişkileredir. Kırsal kesim için büyük bir değişim olmamıştır. Ancak kent için bu durumun hem avantajı hem de dezavantajları olmuştur. Salgının Dünyaya yayılmasıyla birlikte bireyler aynı evde durmak zorunda kaldı. Bu bazı ailelere geniş ailelerde olan sıcaklığı, dayanışmayı hatırlattı ve aile bağları güçlendi. Ancak ne yazık ki bazı ailelerde de durum tersi oldu ve aile içi şiddet arttı, bireyler birbirine tahammülsüzleşti.
Öğretim Görevlisi Mehmet Başçılar, ‘Yapılan araştırmalara göre korona virüsün ilk ortaya çıktığı Çin’de aile içi şiddet vakalarında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde iki yüz artış meydana gelmiştir’.dedi. Uzun süre evde kalmanın bireyler üzerinde depresyon, stres ve öfke gibi ağır etkileri oluyor. Aile içinde kadına şiddet öylesine yaygınlaştı ki bu da insanları farklı çözümler üretmeye itti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Şiddetten korunma kılavuzu oluşturdu. Fransa’da salgın döneminden sonra kadına şiddet %30 oranında arttı. İtalya’da ise arayarak şiddeti söyleyemeyen kadınlar için telefon uygulaması geliştirildi. Türkiye’de de bu konuda İç İşleri bakanı aynı ayın geçen seneye oranla şiddet oranının %36 düştüğünü dile getirdi. Türkiye’de aile içi şiddet oldukça yaygın olduğu için bu düşüşün getirisinin ne kadar olumlu olduğu tartışılır ancak diğer ülkelere oranla bu konudaki tutumlarımızın iyi yönde seyretmesi güzel bir gelişme olmuştur. Kır hayatında salgın döneminde bir değişimden söz edemezken kent hayatı için Türkiye’de kısmi olarak avantaj ama Dünya için dezavantajlı bir durum oluşmuştur diyebiliriz.
6)Sürecin Oluşturduğu Diğer Değişiklikler
Salgın dönemi aile içi ilişkileri değiştirmekle birlikte dışarıda birbirini tanımayan insanların da tavırlarını değiştirdi. Eskiden maske takan birine tuhaf bakışlar atıp onları mahcup hissettirirken artık maske takmayanı gördüğümüzde toplumdan dışlar hale geldik. İnsanların bu sürece sabrı tükendikçe birbirlerine daha kırıcı olmaya da başladılar. Salgın döneminde hem kır hem kent hayatında sınıfsal farklılıklar da devam etti. Markalı maskelerin satışa sunulması, kolonya markaları, Covid-19 isminin bile farklı şekillerde söyleniyor olması bu farklılıkların en baş göstergesiydi. Bu açıdan kırsal kesimin daha avantajlı olduğunu söylemek mümkün çünkü onların belirli bir düzeni vardı ve herkesin birbirini tanıyor olması hem insanlar arası ilişkileri etkilemedi hem de sınıf farklılığını etkilemedi. Bu durumun dezavantajını kırsal kesimden kent hayatına gelmiş insanların daha çok yaşadığını söylemek mümkün. Kentsel davranışlar da bir değişimde sosyal hayatta oldu. İnsanlar pek çok imkâna sahipken artık elimizde olan imkânlara ulaşabilmek için belli aşamalardan geçmemiz gerekti. Bu durum bize elimizde olanların kıymetini hatırlattı. İnsanlar için ateşi ölçülmeden bir yere girmek, dezenfekte dökmemek anormal bir durum halini aldı. İnsanların ulaşım tercihleri değişti otobüs yerine özel arabalar veya taksiler tercih edildi, kafe ve restoranlara gitme sıklığı ve gidilen yerlerin tercihi büyük oranda değişti ve öncelik oranın hijyenik olması oldu. İnsanların birbiriyle görüşme sıklığı azaldı ve görüntülü konuşma yaygınlaştı. Suç oranları arttı ve bu durumda pek çok dolandırıcı türedi. Maskeyi daha ucuza sattığını iddia edenler veya test yapıcaz diye eve girmeye çalışanlar bu süreçte oldukça görüldü. Yeni normal kavramıyla insanların bir rehavete kapılabileceğini söylemek mümkün. Bana bir şey olmaz düşüncesi özellikle ülkemizde oldukça yaygın. Salgın dönemiyle ilgili pek çok sosyal mesaj sanat, tiyatro yoluyla insanlara aşılanmaya çalışıldı.
Sonuç
Salgın döneminde kır yaşamının daha avantajlı konumda kaldığını ve kentte yaşayan insanların ise pek çok sosyal davranışının değişmek durumunda kaldığını söyleyebiliriz. Kırsal kesimin en büyük dezavantajlarından birisi eğitim sisteminde olmuştur, kent hayatı salgın döneminde yeniden kendini düzenlemek durumunda kalmıştır. Ve çoğunlukla dezavantaj oluşturmuştur bu durum. Tüm bunların yanı sıra hızla geçen zamanın etkisiyle virüse karşı tutumun da sürekli olarak bir değişim gösterdiğini ve avantajların taraf değiştirebileceğini söylememiz mümkün. Salgın döneminin kazandırdığı her yeni alışkanlık ve tutum bizim sosyal hayatımızı doğrudan etkiledi. Şuan bir alışma gerçekleşmesi ve dışarı çıkabiliyor oluşumuz bu sürecin bittiği anlamına gelmemelidir. Tüm bu yazılanlar çerçevesinde küresel çaptaki bir olayın kişisel tüm ilişkilerimize yansıyor oluşunu hayatta her zaman değişim ve dönüşümün gerçekleşebileceği düşüncesine bağlamak mümkün.
Kaynakça
- Özdoğan, M, (07.05.2020), Koronavirüs Pandemisi’nin Çevreye Etkisi, (https://www.drozdogan.com/koronavirus-pandemisinin-cevreye-etkisi-resimli-anlatim/), 20.06.2020
- Çelik, Z,(12.05.2020), Pandemi Sonrası Dünya’da ve Türkiye’de Eğitim,( https://www.perspektif.online/tr/toplum/pandemi-sonrasi-dunyada-ve-turkiyede-egitim.html), 20.06.2020
- Ekonomist, (24.04.2020), Salgın Döneminde Online Satış 1438 Oranında Arttı,(https://www.ekonomist.com.tr/perakende/salgin-doneminde-online-satisi-yuzde-1438-artti.html), 20.06.2020
- TRT Haber, (25.04.2020), Salgın Tüketicilerin Alışkanlıklarını da Değiştirdi,( https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/salgin-tuketicilerin-aliskanliklarini-da-degistirdi-479066.html), 20.06.2020
- Pınar,Ö,(23.04.2020), İtalya’da Salgın Döneminde Ev İçi Şiddetle Mücadele,(https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52395897), 20.06.2020
- Erdoğan, M, (26.05.2020),İçişleri Bakanlığı, (https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/icisleri-bakanligi-kovid-19-doneminde-aile-ici-ve-kadina-yonelik-siddet-olaylari-azaldi/1853933), 20.06.2020
- Sözcü,(16.04.2020),Corona Virüs Salgınında Dolandırıcılık Tavan Yaptı,( https://www.sozcu.com.tr/2020/teknoloji/corona-virusu-salgininda-dolandiricilik-tavan-yapti-5751745/), 20.06.2020)
- Aile,(15.05.2020), Dünya Genelinde Koronavirüs Aile İçi Şiddeti Arttırdı, (https://www.hurriyet.com.tr/aile/ebeveyn/saglik/dunya-genelinde-koronavirus-aile-ici-siddeti-artirdi-41493141), 20.06.2020)
Hazırlayan: Damlanur Tan | Ordu Üniversitesi