Türkiye’de Devlet ve Sınıflar adlı eser, Çağlar Keyder tarafından yazılmış, İletişim Yayınları tarafından basılmıştır. Kitabın yazılma amacı -yazarın açıkça belirttiği gibi-, Osmanlı tarihinip perifileşme [1] literatürü çerçevesinde incelemek ve az gelişmişliğin toplumsal analizine ilişkin kuramsal konuları tarihi bağlamda ele almaktır. Bu çalışmada ise; “Yazar nasıl bir yol izlemiş?” “Yazar, çalışmalarını nasıl temellendirmiş?” Eserin zayıf ve güçlü yönleri nelerdir?” “Yazar amacını gerçekleştirebilmiş mi?” gibi sorulara yanıt aranacaktır.
Kitap “Kapitalizm Gelmeden Önce”, “Periferileşme Süreci”, Jön Türkler”, “Kayıp Burjuvazi Aranıyor”, “Devlet ve Sermaye”, “Popülizm ve Demokrasi”, “İthal İkameci Sanayileşmenin Ekonomi Politiği”, “Krizin Dinamiği”, “Burjuva İdeolojisi Neden Yükselemedi?” gibi bölümlerden oluşmaktadır.
İlk bölümde Osmanlı toprak yapısı üzerinde durulmuştur. Keyder, Osmanlı’nın Avrupa Feodalizminden bazı farklılıklar gösterdiğini vurgulamıştır.
Köylüler bağımsız konumdalardı ve onlardan düzenli vergi ödenmesi bekleniyordu. Senyörler, bağımsız köylüleri serflere dönüştürmek istedi fakat bu mümkün olmadı. Mahalli senyörlerin güçlendiği merkezin zayıfladığı bazı durumlar oldu fakat değişen tek şey, verginin nereye gittiği oldu. Merkezin zayıflaması, taşradaki iktidar sahiplerinin kuvvetlenmesi anlamına geldi.
Tımarlı sipahilerin topladığı sabit parasal vergiler zamanla düşmüştü. Mali baskı altında işlevlerini sürdüremeyen tımarlı sipahilerin bazıları eşkıyalığa başlayıp köylüleri zor durumda bıraktı. Bu dönemde birçok köylü başka yerlere göç edip yeni toprakları tarıma açarak işlemeye başlamışlardı.
Mali kriz devleti iyice zorlamaya başlayınca devlet vergileri iltizam yoluyla toplamayı denedi. Bu arada 18.yüzyılda merkezden uzak yerlerde âyan adıyla yeni aktörler ortaya çıkmış devlet otoritesini temsil iddiasıyla tarımsal artığa el koyup güçlerini pekiştirmeye başlamışlardı.
Âyanın gücünün kırılması ancak 19.yy’daki merkezileşme çabalarıyla gerçekleşti. Merkezi hakimiyet yeniden kurulduğunda bağımsız köylülüğün şartları yeniden hazırlandı.
[1] Periferileşme Fransızcadan dilimize geçmiş ve ‘periferi’ kökünden türetilmiş bir sözcüktür. Periferi sözlükte ‘kıyı’, ‘çevre’, ‘merkezden uzak gelişen etkenler’ gibi anlamlara gelmektedir. Periferileşme ise Osmanlı iktisadi hayatında, ekonomiye hâkim merkezi bürokrasi sınıfı dışında doğan ve gelişen burjuvaziyi ve zamanla bu burjuvazinin ülkenin ekonomik hayatında söz sahibi olmasını ifade eden çok boyutlu anlama sahip bir sözcüktür. Periferileşme süreci Osmanlı İmparatorluğunu kapitalist sistemle tanıştıran ve bu yolda ilk adımların atıldığı süreçtir.