Bir yerden ekonomik, politik ve sosyal sebeplerle gerçekleşen göç; insan hayatında geçmişten bugüne var olan bir olgudur. Göç eden kişinin göç ettiği yerle yaşadığı iletişim, başta bireysel bir eylem olan “göç etme durumunu” toplumsal boyuta taşımaktadır. Bu çalışmada, Kastamonu’dan İstanbul’a göçmüş bir ailenin göç etmelerine neden olan ve göç ettikleri yere uyum sağlamalarını kolaylaştıran etkenler kuramsal çerçeveyle beraber incelenmiştir. Çalışmada bir aile üyesiyle yarı yapılandırılmış mülakat görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Katılımcı, kamuda memur olarak kamuda görev yapmaktadır. 2012 yılında memleketi olan Kastamonu’dan İstanbul’a göç etmiştir. Literatür ve katılımcının verdiği bilgiler sonucunda kişi ya da kişilerin göç ettiği yeri seçmelerine neden olan faktörlerden biri göç edilen yerde “tanıdık” bulunuyor olmasıdır. Kişinin öncesinden iletişimde bulunduğu kişilerin yoğunlukta olduğu yeri tercih etmesi göç edilen yere uyum süreçlerini kolaylaştırmaktadır.
Türkiye’de İç Göçler
Türkiye’de iç göç çalışmalarıyla bilinen İlhan Tekeli, tarihsel bağlamda göçü dört farklı kategoriye ayırmıştır. Bu kategoriler; balkanlaşma, kentleşme, yaşam güzergahları göçleri ve kentlerarası göçlerdir. Bu çalışmadaki göç eden aileye en uygunu yaşam güzergahları göçüdür (Adıgüzel, 2016).
Türkiye’de kırsaldan kente göç, sanayileşme ekseninde gerçekleşen bir durumdur. Bu çalışmada göç etme sebebi nedensel olarak incelendiğinde “memur tayini” ailenin göçlerine neden olan birincil faktördür. Katılımcıdan alınan bilgiler sonucunda 2012 yılında ülke genelinde yapılan bir memur yer değişiminin göç etmede temel sebep olduğu anlaşılmıştır.
“…2012 yılında devlet kararıyla bazı devlet daireleri kapatıldığından dolayı çalışan personelleri başka kurumlara dağıtma kararı aldılar (K).”
“…bu nedenle geçici görevle İstanbul’daki sağlık denetleme merkezi birimine görevlendirildim (K).”
Araştırma konusunu oluşturan ailenin İstanbul’a gelme nedeni denetim merkezinin kapatılması sonucunda gerçekleşmiştir.
Göç Kuramları
Thomas Faist’e göre göç farklı niteliklerde olabilir. Bundan dolayı göçü farklı kategorilere ayırmıştır. Bu kategoriler göç edilen yer, geçici mi yoksa kalıcı mı göçüldüğüne dair “zaman” ve göç edilen kişi ya da kişilerin tanımı olan boyut ile göç edişin zorunlu/gönüllü oluşuna yönelik kategorilerdir.
Kırdan kente göç bağlamında değerlendirme kapsamında olması gerektiği düşünülen kuram “Ravenstein” göç kuramıdır (Çağlayan, 2006). Bu çalışma birden fazla kuramı barındırmaktadır. Aynı zamanda göç ile ilgili ilk çalışma olduğu bilinmektedir. Ravenstein, göç kanununu yedi maddeyle açıklamaktadır. Bu maddeler özetlenecek olursa göç kısa mesafeli ya da uzun mesafeli olarak kırdan sanayi merkezleri olan kente doğru gerçekleşebilir. Çoğunlukla ticaretin geliştiği yerlere göç edilmesi maddelerden elde edilen bir sonuçtur. Mülakat katılımcısından alınan bilgilerde bu durumu doğrular niteliktedir. Ravenstein’in son maddesinde ise diğer maddelerden daha farklı bir konuya değinilmiş. Bu maddenin sonucuna göre kadınlar erkeklere göre daha fazla göç etme eğilimindedir.
“…buraya gelmemdeki en önemli faktörlerden birisi çocukların okulu daha iyi olur dediler. Ben de öyle düşünüyordum zaten eğitim durumu için, kabul etme sebeplerimden %90’ ı çocukların eğitimi için oldu. Yoksa ben İstanbul’da çalışmayı kabul etmezdim (K).”
Buradan hareketle kent yaşamının eğitim, sosyal ve ticari yönleriyle gelişmiş olmasının büyükşehire göçü etkileyen bir faktör olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Everett Lee’nin göç konusuyla ilgili ortaya koyduğu kuramına göre ise kişiyi göçe iten ve çeken faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler hem göç edilen yer hem yaşanan yer açısından bulunmaktadır. İtme ve çekme kuramında Lee bu durumu dört farklı başlıkla açıklar. Bunlar “göç edilen yer” ile ilgili olanlar, göç etmeden önce yaşanılan yer ile ilgili olanlar, kişi ile ilgili bireysel durumlar ve diğer istisnai engelleri kapsayan başlıklardır. Bu kuram doğrultusunda çalışmanın konusu olan göç eden ailenin durumları incelenebilir.
Katılımcı, göç ettikleri yerden gelirken psikolojik olarak zorlandıklarını belirtmiştir. Bunun sebebi aileye yakın olma isteğidir. Bu durum, Lee’nin kuramındaki bireysel faktörler başlığına örnek olarak düşünülebilir.
Katılımcı eğitim ve sosyal yönden İstanbul’ daki imkanların gelişmiş olduğunu belirtmiştir. Çocuklarının olması için onun için eğitim olanaklarının iyi olduğu bir kente yerleşmesinde çeken bir faktör olmuştur. Aynı zamanda İstanbul’un kalabalığı ve trafik yoğunluğu gibi durumları da olumsuz yönler olarak belirtilmiştir. Bu olumsuz yönlerde iten faktör olarak düşünülebilir.
“…İlk soruda bahsettiğim gibi ailenin tek çocuğu olduğum için anneye babaya yakın olacağından dolayı İzmir’e göre İstanbul Kastamonu’ya yakın olduğundan İstanbul’da kalmayı tercih ettim (K).”
Katılımcıya İstanbul’a gelmenizde burada yakınlarınızın bulunuyor olmasının etkisi oldu mu? Sorusu yöneltildiğinde verdiği cevap şu şekildedir:
“Tabi ki var. İstanbul’da akrabaların çokluğu yani hem İstanbul’a hem ortama alışmamız açısından faydalı oldu diye düşünüyorum (K).”
Alınan cevap doğrultusunda, göç edilen yeri seçerken öncesinden iletişim bağı bulunan kişilerin olduğu şehrin diğer şehirlere göre bir adım daha önde olduğu anlaşılmaktadır. Akrabalık ve tanıdık kişilerin bulunuyor olması çeken bir özellik olarak gözükmektedir. Bununla birlikte göç edilen yerde dayanışma derneği kurma ve aktif üyesi olma durumu katılımcının paylaştığı bir bilgidir.
Sonuç ve Bulgular
Entegrasyon, kişinin göç ettiği yere uyumu ve göç edilen yerdeki toplumunda göç eden kişi veya gruba uyumu olarak açıklanabilir. İncelenmiş olan ailenin durumu bağlamında Kastamonu’dan İstanbul’a göç ettikleri ve buna yönelik yerleştikleri şehre entegre olma süreçleri araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Katılımcının deneyimine yönelik bir çalışma yürütüldüğü için fenomenolojik desen kullanılmıştır. Katılımcının cevabından göç etmeden önce büyükşehir ile ilgili endişelerinin olduğu yerleşip alıştıktan sonra ise bu endişelerin ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmıştır.
İstanbul’un eğitim olanakları açısından diğerlerine göre daha avantajlı konumda olması aile için önemli tercih sebebidir. Aynı zamanda diğer şehirlere göre daha fazla tanıdığın bulunması İstanbul’a göç etmelerinde -Lee’nin itme-çekme kuramına göre- şehrin çekici faktörleri olmuştur. İstanbul’un çeken özelliklerinin ailenin şehre entegre oluşunda önemli bir payı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İstanbul’un nüfus yoğunluğunun fazla olması ise aile açısından itici bir faktördür.
Lee’nin kuramına göre göç edilmeden önce yaşanılan yerin de itici ve çekici faktörleri bulunuyor. Bu ailenin Kastamonu’dan göç etme sebebi başta memur tayinidir. Sonrasında göç etme sürecinde farklı şehirler seçenek olarak sunulmuştur. Bu şehirler arasında yaptıkları değerlendirme sonucunda diğer seçenekleri İstanbul’un büyükşehir olmasının sağladığı avantajlar sebebiyle elemişlerdir.
KAYNAKÇA
- Adıgüzel, Y. (2016). Göç kuramları. Dilek, N. (Ed.), Göç sosyolojisi (s. 22-27). Nobel.
- Çağlayan, S. (2006). Göç Kuramları, Göç ve Göçmen İlişkisi [Sosyal bilimler enstitüsü dergisi]. Muğla Üniversitesi.