Ulusal Kanalların Yayın Akışı ve Program İçeriklerinde Erkek Hegemonyasının Etkisi Ve Kadının Toplumsal Rolünün Yansıması

Ulusal Kanalların Yayın Akışı ve Program İçeriklerinde Erkek Hegemonyasının Etkisi Ve Kadının Toplumsal Rolünün Yansıması
kadinin toplumsal yeri
0

GİRİŞ

Tarihi boyunca toplumsal bir varlık olan insan, içinde yaşadığı toplumu ve kültürü üretirken aynı zamanda onun bir parçası olur ve etkilenir. Bu etki insan üzerinde çeşitli davranış kalıpları oluşmasında, düşünce sistemini şekillenmesinde oldukça yüksektir. Kültür insan ürünüdür. Fakat birçok insani düşünce ve davranışta kültür etrafında şekillenir. Kültürün önemli parçalarından biri cinsiyet kavramıdır. Kadın ve erkek cinsiyetlerinin toplumsal hafızadaki yeri ve toplumsal alandaki rolü de kültür etrafında şekillenen, değişen, gelişen bir olgulardır. Bunun bir tezahürü olarak “cinsiyetin sosyal ve kültürel bir olgu olduğunu kabul eden “cinsiyet kültürü”, bireye ve toplumsal ilişkilere yönelik geniş bir çerçeve sunmaktadır. Dolayısıyla cinsiyet kültürü, bir toplum içinde yer alan kadına ve erkeğe yönelik tanımlamaları, bunlara ilişkin imajları, davranış kalıplarını, cinsiyeti belirleyen kimlikleri, cinslerin birbirlerine karşı olan ilişki biçimleri, tutumları, evlenme adetleri, aile tipleri, güzellik anlayışları, giyim kuşamlarını da içine alan oldukça geniş bir alanı tanımlamak için kullanılmaktadır. (Türköne, 1995: 14).” örneğini vermek doğru olacaktır.

Türk kültürünün oluşmasındaki temel zemin ataerkil yapıdır. Ataerkil topluluk ve aile ile ilgili bir kavramdır. Soy olarak babayı temel alır ve çocuklar babanın soyunun devamı niteliğindedir. Bu ataerkil toplum düzeni toplum içerisindeki eşitsizlikleri besleyen en önemli unsurun şekillenmesine neden olur. Eşitsizliği oluşturan ilk alan evin hâkimiyetinin tamamen erkeğe verilmesiyle başlar. Erkeğin egemenliği elinde bulundurması ekonomik güce de sahip olmasını beraberinde getiriyor. Ekonomik güç hem miras yönünden kadının aleyhine bir durumu ortaya çıkarıyor hem de kadının ev içindeki konumunu belirleyerek toplumsal rolünün şekillenmesine neden oluyor. Kadının ev içindeki bu konumu kabullenmesi onun ekonomik hayata atılmasına engel oluyor. Bu zinciri kırıp ekonomik hayata atılan kadının eşitsizliği bu alanda da giderilmiş değil. Şöyle ki ekonomik alanda da erkek üstünlüğü elinde bulundurmakta ve çeşitli yollarla üstünlüğünü meşrulaştırma ya da kabul ettirme yolunu izlemektedir. Ataerkil yapının erkeğe güç atfetmesi yönetim sınıfının büyük bir çoğunluğunun erkek tarafından işgalini de beraberinde getiriyor. Bu durum erkeğin üstünlüğünü meşrulaştırıyor. Bunun yanı sıra erkek üstünlüğünü kabul ettirmek için mobbing, psikolojik veya fiziksel şiddet vb. meşru olmayan yollarla üstünlüğünü kabul ettirmeye çalışıyor.

Erkeğe atfedilen bu güç ve toplumsal konum dengeleri bozup erkek hegemonyasının doğmasına neden oluyor. Hegemonya kısaca birinin ve grubunun başka biri veya grup üzerindeki üstünlüğünü ve baskısını ifade ediyor. Ataerkil yapının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan hegemonyayı sürdürmek ve konfor alanını genişletmek için erkek, kadın üzerinde sürekli bir egemenlik, üstünlük kurma çabasındadır. Bu çaba sonuncunda erkek kadınlığı belirli kalıplara sığdırır, onu tahakküm edilen bir varlık olarak görür, arzu nesnesi olarak görür ve meta olarak kullanır. Kadının bu çabasının yanında bazı kadınlar veya kadın gruplarında bu hegemonyayı kabullenerek toplumsal rolünü itirazsız yerine getirmesi bu yapının sürdürülebilir hale gelmesine neden olur. Yani erkek hegemonyasını sadece ataerkil yapı belirlemez aynı zamanda toplum içerisindeki kadınların kabullenişi de destekler.

Cinsiyet kavramını biyolojik atıflardan daha çok toplumsal atıflarla incelemek gerekirse öncelikle toplumsal cinsiyet kavramını açıklamamız gerekir. Toplumsal cinsiyet kadın ve erkeklerin beklentilerini, değerlerini, imajlarını, davranışlarını, inanç sistemlerini ve rollerini tanımlayan fikirlerin sosyal yapılanmasıdır. Sadece kadın ve erkek arasındaki değil, her gruptaki güç ilişkilerini ağır biçimde etkiler. Yani toplumsal bağlamda baktığımız zaman cinsiyet kavramı biyolojik temelli olmaktan çıkıp zihinsel bir zemine oturur. Elbette temeli biyolojik bir ayrıma dayansa da toplumların bu kavramlara yüklediği anlamlar vardır ve bu anlamlar bağlama göre değişkenlik gösterir.

Toplumun cinsiyete yüklediği anlamları incelemeden önce cinsel kimlik konusuna açıklık getirmek gerekir. Cinsel kimlik toplumun cinsel kategorileri etrafında şekillenen kişinin kendisini ait hissettiği, beyan ettiği cinsiyet halidir.  Cinsiyet kategorileri ise toplumsal cinsiyete göre kadın ve erkek olarak ayrılır. Bu iki kategori etrafında oluşan cinsel kimlik toplumun bireye atfettiği roller etrafında sosyalizasyon sürecinin başlamasıyla başlar. Toplumun kültürü cinsiyet üzerinden bireylere atfedilen rolleri belirler. Toplum bireye atfettiği kalıpların devamı ve meşruluğu için birçok yöntem kullanır. Bu yöntemlerden günümüzde en önemlisi medyadır.

Kitle iletişim araçlarının toplumsal cinsiyet rollerinin devamını sağlamadaki gücü içinde bulunduğumuz dönemde giderek artmaktadır. Bu da kitle iletişim araçlarına sahip egemen sınıfın toplumsal cinsiyet rollerini belirlemesi, devamını sağlaması ve yönlendirmesi anlamına gelir. Toplumun gelenekleri etrafında şekillenen bu süreçte güç, otorite gibi kavramlar konuya açıklık getirecek yardımcı kavramlardır. Güç kavramı sosyolojik olarak çok fazla üzerinde çalışmış ve neredeyse üzerinde çalışan her sosyolog için farklı anlam içermiştir. Bütün güç tanımlarını bulmak ve dâhil etmek oldukça güç olduğu için güç kavramına klasik dönemin önemli sosyoloji düşünürlerinden Max Weber ve modern dönemin popüler isimlerinden Michel Faucault’un yaklaşımlarını ele almaya çalışacağız.

Weber, gücü, “bir sosyal ilişki içerisinde olan bireyin, bu olasılığın dayanağı ne olursa olsun, direnişe karşı gelerek, iradesini yerine getirme konumunda olma olasılığı” olarak tanımlamıştır. İradesini yerine getirme konumunda olması toplumsal statüye işaret etmektedir. Güç Weber’e göre farklı türlerde kullanılır. Güç ve otorite ile egemenlik kavramlarını birlikte ele alan Weber otoritenin meşrulaştırma aracı olduğunu düşünür. Şöyle ki güç ve iktidarı elinde bulunduranlar tahakküm ettikleri birey veya gruba otoritesini kabul ettirir.

Michel Foucault’a göre güç, toplumda belirli bir anda meydana gelen güçlerin birleşimidir. Bu da toplumun her alanında güç ilişkilerinin belirmesine ve toplumun bu ilişkiler etrafında şekillenmesine neden olur. Ona göre güç her yerdedir ve güç ilişkileri bu ilişkilerden bağımsız olarak düşünülemez. Güç ilişkileri süreklidir. Güç etrafında kurulan ilişkiler de bu sayede meşruluk kazanır.

Toplumsal cinsiyet kavramı hâkim sınıfın güç ilişkilerinden bağımsız olarak düşünülemez. Hâkim sınıfın toplumsal cinsiyete atfettiği değerler cinsiyet rollerinin oluşmasına ve kalıplaşmasına neden olur. Rolün tanımını yapacak olursak genel anlamda toplumun bireyden statüsüne uygun olarak beklediği davranışlarına rol denir. Kişinin her taşıdığı statüye göre birçok rolleri vardır. Her rol, diğer rollerle olan ilişkilerinin derecelerine göre var olur ve anlam kazanır. Rol statünün dinamik yönüdür. Toplumsal cinsiyet rollerinde cinsiyetler arasındaki ilişkide eşit olmayan bir derece mevcuttur. Bu eşit olmayan derece toplumsal cinsiyet eşitsizliğini meydana getiren alandır.

Toplum birçok etkinin etrafında cinsiyetlere roller atfeder ve bu roller alanlara göre farklılık gösterir. Bu rolleri atfeden toplumun yapısı bu rolleri belirlediği için eşitsizliğin yönünü de toplumun kültürü belirler. Türk kültürünü bu yönde ele aldığımızda toplumsal rollerin paylaşımında veya dağıtımın erkek egemen bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Bu erkek egemen yapının içerisinde kadın kendisine biçilen toplumsal cinsiyet rollerinin içine yerleştirilmektedir. Ataerkil bir toplumsal yapıya sahip olan toplumumuzda, toplumsallaşma sürecinde erkek çocuklar dışarıdaki yapıya yönlendirilirken, kız çocukları daha aile içi ve evdeki yapılarla sınırlandırılan bir işleyiş içine hapsedilmektedir.  Erkeklerin yanında yer aldıkları rollerde de yine erkeklerin onlara biçtiği sınırlar ile kontrol edilmektedir. Bu toplumsal cinsiyet rolleri oluşum sürecinde daha en başından erkek egemen bir sistemin oluşmasına neden olur.

Toplum bir cinsiyet grubunu üstün konuma getirirken diğer grubu çekinik bırakmaktadır. Güç odakları bu şekilde cinsiyete göre kimlikler oluşturur. Her toplum kendi cinsiyet kültürünü belirlemektedir. Bu cinsiyet kültürü belirlenirken birçok olgu katkı da bulunur. Güç ve iktidarın kullanımı, medyanın kullanımı, davranış kalıpları, gelenek ve görenekler vb. birçok olgu cinsiyet kimliklerini ve bu kimliklerin birbirlerine karşı konumunu belirler. Birçok toplumsal yapıda erkek kimliği karşısında ezilen, tahakküme uğrayan, bireysel ve kurumsal perspektif ekseninde yerleştirilerek genelleştirilmiş kadın kimliği, kadın cinsiyet ve cinselliği açısından sabitlikler görülmektedir. Bu sabitliği açıklamak gerekirse toplumsal yapıda erkeklik gibi kadınlık da toplum tarafından inşa edilen ve yine toplumsal olarak kurgulanan “dişil kimlik”, karmaşık yapıya sahip kültürel etkileşimler tarafından her defasında benzer biçimde üretilmektedir.

Toplumun kadın kimliğine atfettiği anlam ve roller, toplumsal cinsiyet kavramının eşitsizliği beslediği ve ayrımı cinsiyet temeline yerleştirmesi şeklinde algılanmasına neden olur.  Dolayısıyla birey cinsiyet özellikleri konusunda kendisi ile sınırlı kalmayarak, toplumun ona biçmiş olduğu kalıplar çerçevesinde davranışlar sergilediği ve bu kalıplar çerçevesinde de toplumda konumlandığı görülmektedir. Kadın kimliği her ne kadar evrensel olmasa da kadın bedeni ve cinselliği belli yapılarla gelenekselleştirilmiş, kadına özgü kalıplara hapsedilmiştir. Bu noktada kadının toplumdaki davranış ve rolleri ile ataerkil sistemi onaylar biçimde sisteme yerleştirilmektedir (Berktay, 2000: 26). Bu sistem sürekli olarak eşitsizliği besler ve yeniden üretir.

SOSYOLOJİK OLARAK FEMİNİZM’E KISA BİR BAKIŞ

FEMİNİZMİN TARİHSEL GELİŞİMİ 

Modern anlamda bir felsefe ve bir hareket olarak feminizmin kökeni Aydınlanma dönemine götürülmektedir. İngiliz ve Fransız Devrimlerindeki kökleriyle ise feminist yaklaşımın ilk hareketi Mary Wollstonecraft’ın A Vindication of the Rights of Woman (Kadın Haklarının Korunması) (1792) adlı eseriyle başlamıştır. John Stuart Mill ve Harriet Taylor Mill’in The Subjection of Women (Kadınların Köleleştirilmesi) (1869) adlı eseri ise bu ilk dalganın ürünü olarak hareketi sürdürmüştür. Bu iki eserde kadının biyolojik açıdan düşük statüde bulunduğu algısı tartışılmış; öncelikli olarak eşitlik ve eğitimi geliştirme yolları bulmak hedeflenmiştir.  Feminizmin ikinci dalgası 1960’larda ortaya çıkmışken, üçüncü dalgaya post-modern toplumda ulaşılacağı ileri sürülmektedir (Macionis ve Plummer 302).

 Radikalizmin kapıda olduğu 1960lı yıllarda, ikinci dalga feministler de devletin desteklediği hatta bizzat uyguladığı kapitalizmin adaletsizliğine, devletçiliğine meydan okuyan, aynı zamanda erkek merkezci ve cinsiyetçi yaklaşımına karşı çıkan Yeni Sol’a ve emperyalizm karşıtı benzer hareketlere katılarak varlık gösterdiler (Fraser 103).

 Çağdaş feminizm, 1960’lardaki sivil haklar hareketlerinden de etkilenerek sağlık hizmetleri, aile yaşamı ve kadın-erkek ilişkilerine yönelik itirazlarda bulunmuş; ücret ve terfi konusunda cinsiyet ayırımcılığıyla karşı karşıya kalan profesyonel kadınların hareketlerine kadar yaygınlaşmıştır. Çeşitli dallara ayrılarak, çeşitli gruplar bünyesinde ya da çeşitli isimler altında varlığını sürdürmeye devam etmiştir. 21. yüzyılda da ırk, sınıf ve cinsiyet konuları önemini korumakta ve kadın haklarının elde edilmesi yönünde mücadele sürmektedir (Eitzen ve Zinn 275-276).

 FEMİNİST SOSYOLOJİNİN TEMEL FİKİRLERİ

Feminist yaklaşım, ataerkil toplumlarda özellikle erkeklere güç kazandıran statülerin olduğunu ve kadınların sürekli olarak bu statülerden alt düzeyde temsil edilmesinden bahseder. Mevzu bahis bu durum toplumun her alanında ve en küçük yapı taşı olan aile yaşantısında da etkisini gösterir. Feministler işyerinde cinsel tacize, işe alma ve terfide cinsiyet ayırımcılığının yaygınlığına, kadın ve erkek arasındaki ücret farklılıklarına, aile üyelerinin davranışlarını kontrol etme aracı olarak şiddete ve kadın yoksulluğu fenomenine yol açan evlilik dışı doğumlar ve artan boşanma olaylarına sosyal sorunlar olarak dikkat çekmişler ve çözüm aramışladır (Perry&Perry, 2003:207)

Toplumsal hayatta erkek egemenliğine karşı bu başkaldırı ile kadınların toplumsal alanda statü kazanması ve toplumsal cinsiyet rollerinde daha eşitlikçi bir yapının oluşmasına zemin oluşturulmaya çalışılmıştır. Toplumsal alanda mutlak bir başarıdan söz edilemese bile feminist hareketlerden sonraki süreçten eril egemenlik bazı alanlarda güç kaybetmeye başlamıştır. Birçok alanda çeşitli haklar ve statüler kazanan kadınlar ev yaşantısında da etkin rol oynamaya başlamıştır. Diğer alanlarda mutlak başarıdan söz edemediğimiz gibi ev yaşantısında da mutlak başarıdan söz edemeyiz. Çünkü her ne kadar söz sahibi olsalar da ev hayatındaki toplumsal cinsiyet rollerini devam ettiren kadınlar farkında olmadan eril zihniyetin egemenliğini pekiştirmeye devam etmiştir.  Feminist yaklaşım, iki temel teori ile sosyal düzeni ve sosyal sorunları açıklamaya çalışmıştır:

 Toplumsal Cinsiyet

Feminist yaklaşımın yanlış bilinen kanının aksine cinsiyetler ile bir sorunu yoktur. Feminist yaklaşım toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve toplumsal cinsiyet rollerinin dağılımındaki adaletsizliğe vurgu yapar. Bu sorunu çözmek için öncelikle bu yapının doğal mı yoksa erkekler tarafından bir konfor alanı oluşturmak için mi sorusuna yanıt ararlar. Zihinlerde oluşan soru erkeklerin doğaları gereği mi toplumu yönetme hakkına sahip olduğu yoksa toplumun kendi oluşturduğu değerlerden dolayı mı bu hakkı elinde bulundurduğudur. Her iki durumda da ataerkil toplumlarda

Ataerkillik (Patriarki)

Ataerkillik feminist bakış açısında erkek egemenliği altındaki toplumlarda kadınları baskı altında tutan her türlü yapıyı temsil eder. Onlara göre ataerkillik toplumsal değil erkek üretimi bir sistemdir. Bu sistem kadınları baskılamak ve egemenlik altına almak için kullandıkları fiziksel ve ideolojik gücü içinde barındırır. Bu sistemi tanımlama konusunda farklı feminist görüşler vardır. Tüm bu görüşlerin ortak noktası erkek egemen toplumsal düzeni değiştirmektir.

Geleneksel ve Liberal Feminizm: Erkek egemenliğin temel kaynağı olarak aileyi, babanın evi yönetme, kuralları koyma ve gerektiğini düşündüğünde cezalandırma hakkını işaret eder.

Marksist Feminizm: Ataerkilliği kapitalist üretim tarzının ve özel mülkiyetin ortaya çıkardığı sömürü ve baskının ileri bir biçimi olduğu fikrini savunur. Friedrich Engels’e göre, tekeşli evlilik erkeği ve kadını evlilik bağıyla birleştirmek için değil, özel mülkiyeti korumak amacıyla geliştirilmiş bir toplum normudur.

Radikal ve Devrimci Feminizm: Bu yaklaşımın temelinde Marksist feminizmin ataerkilliğin temelinde ekonomik gücün yattığı iddiasına duyulan rahatsızlık yatar. Bu görüşe göre sosyal tabakalaşmadan önce erkek egemen baskı biçimi meydana gelmişti.

Sosyalist Feminist Kuram: Marksist ve radikal feminist kuramı birleştiren uzlaştırmacı bir kuramdır. Cinsiyet eşitsizliğinde sadece toplumsal cinsiyet rolleri etkili değildir. Kapitalist sistem de cinsiyet eşitsizliği üzerinde oldukça etkilidir. Ataerkil sistem toplumdaki erkek tahakkümünü yansıtır. (Gordon Marshall) Erkek egemenliğini kuşatıcı bir alan oluşturur. Hem kadınlar hem de erkeğin erkeğe uyguladığı egemenlik ilişkileri bu alanda mevcuttur. (Sylvia Walby) Kapitalist sistemde erkeğin yaptığı her iş ödüllendirilirken kadınların ev işleri değersizleştiriliyor. Özellikle statüsü yüksek olan işlerden kadınlar uzak tutulur. Devlet de ataerkil işleri ve ilişkileri destekliyor. (Sylvia Walby) Namus kavramının algılanması kadın ve erkek üzerinde farklıdır. Kadında namus çok daha sert algılanır.

Erkeklik Kuramı: Erillik ve dişillik beraber kabul edilmelidir. Çünkü eril hakimiyet hâkim olacağı dişil bulamazsa eril hakimiyetten bahsedemeyiz. (Raewyn W. Connell) Sembolik iletişim aracılığıyla toplumsal cinsiyet rolleri sürekli olarak dikte edilir. Bunlar simgesel şiddeti de yansıtır. Kadın egemenlik altına girmese tek taraflı bağımlılık olmayacağı için tahakküm sona erer.

HEGEMONİK ERKEKLİK

Hegemonik erkeklik farklı coğrafya, kültür ve tarihlerde çeşitlilik göstererek, erkekler ve kadınlar arasındaki eril ilişkileri meşrulaştıran (Connell R. W.), erkekler için idealleştirilmiş biçimleri üreten, diğer erkeklikleri az ya da çok etkileyebilen bir erkek olma biçimidir. Hegemonik erkeklikte temel amaç üstünlük kurmaktır. Bu üstünlük dişiller üzerinde olabildiği gibi eriller üzerinde de olabilir. Hegemonik bir erkeklik anlayışı benimseyen kişi veya gruplar kendilerine konfor alanı oluşturmak ve bu alanı sürekli olarak genişletmek için çabalar. Konfor alanını oluşturduktan sonraki çalışmalar ise tamamen bu alanı korumak üzerine olacaktır.

Hegemonik erkekliğin temel özellikleri; güç, hâkimiyet, otorite, duygusallıktan uzaklık, heteroseksüellik, homofobik olma, yarışmacılık, iş-güç sahipliği, cinsel olarak aktif olmak, cinsiyetçilik ve ırkçılık/milliyetçiliktir (Age & Sancar)Bu özelliklerden bir kısmı hegemonik erkekliği benimseyen her erkekte görülecektir. Güç hegemonik erilliğin temel özelliğidir. Güç beraberinde otorite ve hakimiyeti getirecektir. Duygusallıktan uzaklık ve yarışmacılık onun konfor alanını oluşturmasına ve genişletmesine yardımcı olacaktır. Cinsel olarak aktif olma erilliğin gerekliliğinden görülür. Cinsiyetçilik, ırkçılık, milliyetçilik konfor alanını korumak için gerekli araçlardır.

Erkeğin ne olması gerektiğine ilişkin özellikleri anlattığı için tüm özellikleri tek bir bireyde bulamayız. Hegemonik erkeklik durağan değildir, bu nedenle eski biçimlerle yeni biçimler, sürekli yer değiştirir (Connell & Messerschmidt). Bu durum geçmişten bugüne eril hakimiyetin, ataerkil toplumun sürekliliğini sağlar. Tahakkümünü ve konforunu devam ettirmek isteyen eril zihniyet çeşitli toplumsal araçlarla hegemonyasını devam ettirecek ve yeniden üretecektir. Her yeniden üretim eril tahakkümün alanını geliştirecek ve konfor alanını arttıracaktır. Connell, erkekliklerin, toplumsal cinsiyet tutumları ve davranışlarındaki kuşak farklılıklarına, toplumsal cinsiyet düzenindeki yapısal değişimlere ve sosyal yapıda meydana gelen değişimlere bağlı olarak değiştiğini belirtir. Bu yapı sürekli olarak kendisini yeniden üreten, belirli tarihsel, toplumsal ve kültürel koşulların ürünüdür. Başka bir deyişle, farklı topluluklar ve kültürler günümüzde erkekliği “bizim” deneyimlediğimizden farklı biçimlerde deneyimlerler (Bozok)

Ataerkillik, erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzenidir. Bu düzenin temelini erkeğin üstünlüğü fikri oluşturur; soy erkekler tarafından belirlenir, hakimiyet erkeklerindir. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Hegemonik erkeklik zihniyetini besleyen bu zemin eril tahakkümün şiddetini her geçen gün arttıracaktır. Bu tahakküm toplumsal alanın hemen her alanına yayılmış durumdadır. Etkileri alandan alana değişse de ataerkil toplum düzeni devam ettiği sürece bu tahakküm sürekli olarak artacaktır. Hegemonyanın yeniden üretimini sağlayan bu toplumsal zeminden her ne kadar uzaklaşılmaya çalışılsa da birçok toplumsal araçta bu hegemonik üstünlük devam ettiği için eril egemenliğin toplumsal etkilerinin ortadan kalkması söz konusu olmayacaktır.

TV MEDYASI VE KADIN

Medya günümüz toplumlarında önemli bir yere sahiptir. Kitle iletişim araçlarının doğru kullanımı ile toplumun kültürünün şekillenmesi arasında önemli bir ilişki vardır. Şöyle ki medya sayesinde toplumun kültürü değişir ve gelişir. Medyanın toplumu değiştirmesi veya geliştirmesi yine toplumun izin verdiği ölçüde olacaktır. Çünkü her toplum medyasını kullanma kültürünü içinde barındırır. Kullanma kültürü derken medyada verilen mesajların belirli geleneksel kalıplar etrafında şekillenmesinden bahsediyor. Toplumun gelenek ve görenekleri özellikle ulusal medyanın şekillenmesinde önemli güce sahiptir. Şöyle ki medya her ne kadar belirli güç odaklarının elinde olsa da toplumun kültürü o güç odaklarının davranış kalıplarını ve düşünce sistemini belirlediği için medyaya da sirayet etmiş olur.

Bugün insan hayatının her noktasında yer alan medya ve özelliklede televizyon kadın-erkek imgelerini kurarken kültürel yapının özelliklerini vurgular biçimde görsel imgeler kurmaktadır. Bu da toplumun belirlediği davranış kalıplarının çeşitli imgelerle topluma geri aktarılmasına ve bu tahakkümün zihinde iyice yerleşmesine neden olur. Medya, toplumdaki güç ilişkilerini yansıtmakta, ama aynı zamanda bunları yeniden üretmekte, değiştirmekte, başka biçimlerde kurmaktadır (Binark ve Bek, 2010: 157).

Türk toplumunda bulunan ataerkil sistem ile medya kültürünün oluşma süreci içerisinde kadınla ilgili değer ve kapsamlar yeniden üretilmektedir. Toplumsal yapıda o toplum içinde yer alan medya kadın kimliğini inşa sürecinde etkili bir mekanizma olarak yer almaktadır. Kadına toplumsal yapı olarak biçilmiş görevler olan ev ve çocuk bakımı yanında iyi bir eş modeli geçmişten bugüne gündelik yaşam pratiği içinde devam etmektedir. Aynı zamanda medya kadının toplumsal konumunu, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak da belirleyerek buna göre konumlandırmaktadır. Fakat unutmamak gerekir ki kadın ya da erkek her ikisi de içinde yaşadıkları toplumun birer parçası olan insanlardır.

TV PROGRAMLARINDA KADININ ROLÜ

Toplumsal kültür etrafında şekillenen medya üzerinden topluma tekrar aktırılan toplumsal roller çeşitli yöntemlerle meşrulaştırılır. Bu yöntemlerden biri TV programlarındaki imgeler aracılığıyla toplumsal rolleri topluma geri yansıtmaktır. Hemen her TV kanalında mevcut olan bu durum bazı TV kanallarında belirgin olarak göze çarpar. Örneğin tamamen erkek kitleye odaklı TV kanalları (A SPOR, TRT SPOR vb.) mevcuttur. Bununla birlikte direk hedef kitlesi erkek olan TV programları da mevcuttur. Örneğin; futbol programları, mafya dizileri vb. programların hedef kitlesi ağırlıklı olarak erkeklerdir. Bununla birlikte birçok program da kadına yüklenen rolü ya da erkeğin kadına yönelik tahakkümünü imgeleyecek niteliklere sahiptir. Çalışmamızın bu bölümünde ulusal kanallardaki bazı TV programlarından örnekler vererek kadının TV programlarındaki konumundan bahsetmeye çalışacağız. Reyting yönünden ön plana çıktığı için ulusal kanallardaki programları ele almak konun kavranması açısından daha etkili olacağı düşüncesiyle aşağıda bazı kanallardaki TV programlarının kategorilere ayrılarak örneklerini inceleyeceğiz.

Mafya Dizileri

Son dönemlerde popüler olan mafya dizileri toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve erkek egemenliğinin en fazla imgelendiği alandır. Erkekler arasındaki güç mücadelesini anlatan bu diziler kadını erkekten daha güçsüz olarak gösterir. Dizilerde kadının rolü erkeğinkine göre çok azdır. Bu dizilerde erkek daha çok fiziksel güç ile ön plana çıkarken kadınlar ise türlü psikolojik ve duygusal oyunlarla ön plana çıkıyor. Kadınların mücadelesi daha çok güç sahibi olan erkeğe sahip olmak veya onunla olan birlikteliğini devam ettirmek üzerine kuruludur. Kadın erkeğin sahip olduğu güç kadar güçlü ve ekonomik açıdan iyi gösterilir. Kültürün getirdiği ekonomik ve fiziksel gücün erkekte olduğu düşüncesi bu programlarda oldukça hâkimdir. Ayrıca erkeğin istediğini elde ederken her yolun meşru olduğunun gösterilmesi, suçun normalmiş gibi gösterilmesi bu dizi türünde oldukça yaygındır. Egemenlik mücadelesinde başkalarının canına kastetmeyi, yasadışı yollara başvurmayı normalleştiren bu dizilerin toplumsal hayata yansıması kadına şiddet ve kadın cinayetleri şeklinde oluyor. Artan suç oranlarına doğrudan etki ettiği üzerine birçok araştırma vardır. Ulusal TV kanallarındaki bu tür dizilerin sayısı arttıkça bu düşüncelerin meşrulaştırılması toplumsal hafızaya daha fazla yerleşecektir.

Ulusal TV kanallarındaki mafya dizileri;

Show TV: Ramo, Çukur, Arıza, Şeref Sözü (Toprak Ağalığı)

ATV: Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Hercai (Töre-Büyük Aileler)

Bu tür dizilerde erkek modeli genellikle sert, duygularını içinde yaşayan, birden fazla kadınla birlikte olan, iktidar sahibi, gücünü perçinleyecek araçları kullanmaktan çekinmeyen kendisinden güçsüz herkese tahakküm kuran, yaşam tarzını yansıtan giyim kuşama sahip olan ve ağır konuşan erkek şeklindedir. Kadın modeli ise erkeğine sadık, onu elde etmek için planlar yapan, çoğu zaman sinsi, sert yapılı, cesur, hüzün dışındaki duyguları pek yansıtmayan bir şekilde tasavvur edilir.

Temizlik, Çocuk Bakımı ve Yemek Programları

Toplumsal cinsiyet rollerinin en belirgin şekilde ilişkilendirildiği program türü olarak karşımıza çıkar. Çünkü Türk Toplumunda geçmişten günümüze kadın hep ev işleri ve mutfak ile ilişkilendirilmiştir. Kadının yuvayı kurduğu, erkeğin çalışıp eve ekmek getirdiği betimlemesi oldukça yaygın bir görüşü yansıtır. Türk toplumunda yaygın olan görüş kadın dediğin evde olur, ev hanımı olur, temizlik yapar, bulaşık yıkar, yemek yapar, çocuklara bakar. Bu görüş birçok TV programının da ana konusu oluşturur. Bir sonraki bölümde değineceğimiz şimdilik sadece bahsetmenin iyi olacağı programların yayın saatlerinin bile kadının rolü üzerine belirlenmesi toplumsal rollerin, sadece imgeler üzerinden değil farklı kodlar ile farkında olmadan bireylerin zihnine yerleştirilmesi sürecini destekler. Erkeğin eve ekmek getirmesi düşüncesi erkeğin hem fiziksel gücü hem de ekonomik gücü elinde bulundurduğu düşüncesi etrafında şekillenmiştir. Erkeğe yüklenen bu roller tarih boyunca çeşitli aşamalardan geçerek oluşan kültürün bir parçasıdır. Bu kalıp düşünce eski dönemlerde de erkeğin savaşa gitmesi kadının geride kalarak çocuk bakma, temizlik vb. işleri üstlenmesi şeklinde mevcuttu. Modern dönemde bu kalıplar yıkılmaya çalışılsa da düşünce sisteminin hâkim olduğu alt kültür gruplarında hala kadınların rolü geride kalıp ev ve çocukların bakımı bile alakalı işleri halletmesi şeklindedir. Kadın erkeğe hizmet ederek hem erkeğin konfor alanını genişleterek otoritesini arttırmasına hem de bu rolü kabul ederek eşitsizliğin yeniden üretilmesine neden olur.

Ulusal TV programlarında benzer içerikler;

Show TV: Öykü Gürman İle Günün Yemeği, Yeni Gelin, Asuman’la Sevgili Dünürüm, Türk Malı (Kadın çocuklarla ve evle ilgilenir, erkek işe gider), Çocuktan Al Haberi (Sunucusu Kadındır)

TV 8: Masterchef Türkiye, Bir Bilen Bir Pişiren

FOX TV: Zuhal Topal’la Sofrada, Temizlik Benim İşim, Mehmet Özer İle Mutfakta

STAR TV: Yeni Bir Ev, Vahe İle Evdeki Mutluluk

Kanal D: Sihirli Annem, Zahide Yetiş’le Gelin Görün, Gelinim Mutfakta, Annem, Hem Kadın Hem Anne, Arda’nın Mutfağı, Arda İle Omuz Omuza

ATV: Sihirli Kızlar, Müge Anlı ile Tatlı Sert, Esra Erol’da

TRT1: Acemi Anneler, Fazlası Zarar, Masumlar Apartmanı (Temizlik Hastası Kadınlar), Türkan Hanım’ın Konağı

Spor, Moda ve Magazin programları

Hedef kitlesi bakımından farklılık gösteren bu program türleri tamamen cinsiyetlere yönelik yayın yapmaktadır. Spor genelde futbol üzerinden erkek kitleye hitap etmektedir. Bu program türü içerikte de birçok erkek egemen söylemle eşitsizliği beslemektedir. Örneğin; Adam gibi oyna, kız gibi hemen kendini yere atıyor, karı mısın ofsaytı mı bilmiyorsun? vb. birçok söylemle eşitsizliği besliyor. Bununla birlikte daha çok futbol üzerine kurulu spor programları sadece kendi içeriğini sunduğu TV kanallarına sahip olmasıyla diğer program türlerinden daha farklı bir imgeleme sahiptir. Hedef kitlesi kadınlar olan birçok program olmasına rağmen içerik açısından direkt kadın üzerine TV kanalı bulunmazken erkek egemen görüşün etkisiyle futbol programları bu ayrıcalığa sahip olmuştur. Moda ve magazin programları ise daha çok kadın hedef kitlesi üzerine oluşturulmuştur. Moda programları zaten içerik olarak kadınların şık görünüşlerini ve bedenlerini sergiledikleri alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür programlarda genelde hangi ortama hangi giyim tarzıyla gidilmesi gerektiği, erkeğe nasıl güzel görünüleceği, standart kadın bedenin nasıl olması gerektiği vb. konular vurgulanır. Kadının dişil kimliği kullanılarak çeşitli yöntemlerle arzu nesnesi haline getirilmesine neden olan bu tarz programların sayısının fazlalığı ile dikkat çekiyor. Bu programlarda kadınlar tüketim ile var olan, güzelliğini kıyafetlerine/makyajlarına borçlu, bedeninin standart olması ölçüsünde çekici olacağı/arzu nesnesi haline geleceği düşünülen bireyler gösteriliyor. Magazin programlarında ise daha çok hedef kitlesi kadınlar olduğu için onların ilgisini çekecek haberlerin derlenmesiyle oluşmuştur. Burada önemli nokta kadının diğer insanların hayatlarına meraklı, dedikoduya meyilli ve toplumsal olaylarla pek ilgisi olmayan ünlülerin sosyal hayatlarını bilmek isteyen bireyler olarak kabul edilmesidir. Bu yüzden bu tarz programların yayın saatleri belirli kriterlere göre ayarlanmıştır.

Ulusal TV kanalları;

TRT SPOR: Tüm gün futbol ağırlıklı spor programları

A SPOR: Tüm gün futbol ağırlıklı spor programları

Ulusal TV programlarındaki içerikler;

Kanal D: Gelinim Mutfakta, Zahide Yetiş’le Gelin Görün (Gelinler ve Kayınvalidelerinin giyim tarzları da yorumlanır), Magazin D Pazar, Magazin D Cumartesi

TV 8: Doya Doya Moda, En Şık Benim

Show TV: Cumartesi Sürprizi, Pazar Sürprizi, Çocuktan Al Haberi

FOX TV: Çağla ile Yeni Bir Gün, Merve Yıldırım ile Benden Söylemesi

STAR TV: Tülin Şahin ile Moda, Burcu ile Hafta Sonu, Demet ve Alişan’la Sabah Sabah, Mesut Yar İle Bugün

Dram, Aile, Komedi Programları

Türk televizyon tarihinde şüphesiz bu tür yapımların yeri oldukça önemlidir. TV programları ve sinema yapımları genelde bu türler üzerine yoğunlaşır. Bu türlerin bu kadar önemli olmasının sonucunda içeriğinin de topluma sirayeti açısından oldukça önemli olması kaçınılmazdır.  Türk televizyon tarihinin başlangıç aşamasından günümüze kadar gelen bu türlerde kadının toplumsal konumunun tezahürü toplumsal gerçekliği de bir bakıma gözler önüne seriyor. Özellikle aile programlarında kadının toplum ve ev içindeki rolleri net bir şekilde aktırılıyor. Bununla birlikte dram türünde de kadının üstlendiği sorumlulukları, cefakâr rolünü üstlenmesi gibi imgeler ile kadının toplumsal rolü betimlenmeye çalışılıyor.

Dram türünde daha çok kadın odaklı bir dram senaryosu toplumsal kitleye aktarılır. Bu tür dizilerde toplumsal olaylar dramatize edilir ve bu dramatize kadına bir kalıp gibi yapıştırılır. Kadının aldatılması, çocuklarına bakmak zorunda kalması, şiddet görmesi, toplumdan dışlanması vb. durumlar senaryolaştırılır. Dramın kadın üzerinden aktarılması daha çok izleyici kitlesini çektiği için tercih edilir. Asıl tuhaf olansa bu tür dram dizilerinin hedef kitlesinin yine kadınlar olmasıdır. Kadınlar kendilerini kötü duruma düşüren bu tür dizileri merakla takip eder. Kendilerinden bir parça bulan kadınlar bu dizilerle aktarılan rolleri aynen devam ettirir.  Kadınlar bu duruma itiraz etmediği sürece bu diziler sürekli devam edecek ve hatta her geçen gün artacak. Devam etmesi ve artması sonucunda hem kadınların rolünün negatif durumları kadınların hafızasına iyice yerleşecek hem de izleyici kitlesinde bulunup örnek alan erkekler dizilerde anlatılan davranışları sergileyecektir.  Bu tür dizilerin takibi bir bakıma kadının kendi rolünü inşa etmesi ve meşrulaştırması anlamına gelecektir.

Ulusal TV Kanalları;

ATV: Kırgın Çiçekler, Seni Seven Ölsün, Hercai, Beni Bırakma

KANAL D: Annem, Öyle Bir Geçer Zaman Ki

TRT 1: Masumlar Apartmanı, Türkan Hanım’ın Konağı, Benim Adım Melek

TV 8: Kırmızı Oda, Doğduğun Ev Kaderindir

FOX TV: Zümrüdüanka, Kadın, Yasak Elma, Çocukluk

STAR TV: Sefirin Kızı, Güvercin

Aile türü yapımlarda ise iki önemli husus dikkat çeker. Bunlardan birincisi kadının ekonomik güç içerisindeki konumu, ikincisi bir sonraki konuda değineceğimiz programların yayın günü ve saatleridir. Aile türü yapımlarda kadının ve erkeğin ekonomik gücünün yansıması toplumun büyük bir kesiminde süre gelen durumun birebir imgelenmesidir. Bu durum ilk olarak evin reisinin erkek olması düşüncesi ile başlar. Erkek çalışır, eve ekmek getirir, harcamaların hesabını yapar, gerekirse hane halkına çeşitli kısıtlamalar uygular. Bu durum hem erkeğin ekonomik gücünü hem de yaptırım gücünü gösterir. Otorite sahibi erkek figürü etrafında şekillenen aile e erkek çocuklar da bu sorumlulukları kısmen taşır ve babanın evde olmadığı dönemlerde evin reisi rolünü üstlenir. Kadınım evin reisi rolünü yüklenmesi durumu anca evde erkek olmadığı zamanlarda ya da erkek çocuğun çok küçük olduğu zamanlarda gerçekleşir. Bu rolde kadın hem erkeğin rollerini üstlenirken hem de temizlik yapmak, yemek yapmak gibi kadınlık rollerini de yerine getirir. Bu da her ne olursa olsun kadına kendisine atfedilen rollerin dışına çıkmanın çok zor olduğunu gösterir. Kadın ya sorumluluk alıp iki rolü yüklenir ya da kendi rolüne razı gelir. Aile dizilerinde dikkat çeken bir başka nokta ise evli olma/olmama durumudur. Kadın evli konumdayken ekonomik üstünlüğü erkeğe bırakır ve kendisi ev içi hayatı yönetmeye çalışır. Fakat kadın evli konumda değilse hem toplumun atfettiği kendi kadınlık rollerini gerçekleştirir hem de ekonomik hayatta kendine yer edinmeye çalışır. Bu tarz rolleri yüklendiğinde kadının dengeyi sağlamakta zorlandığı gösterilerek kadının evi seçmesi gerektiği genelde vurgulanır. Kadın ev işlerini yetiştirmekte zorlanır ve yorulur. İş yerinde de ekonomik hayatta bulunmasını engelleyecek türlü zorluklarla boğuşur. Toplumsal gerçekliği ne ölçüde yansıttığı zihinlerde bir soru işareti oluştururken bu durumun kadının neden bu iki rolden birini seçmeye zorlanması esas can alıcı noktadır. Çünkü kadının önünde iki seçenek vardır. Ya evde kendi isteğiyle erkek egemenliğine maruz kalacak ya da zorla ekonomik hayatında egemenliğe boyun eğecek. Bu durum kadının seçim yapma tahakkümü altında kalmasına neden olur. Seçim yapma tahakkümü altında kaldığı için aslında seçim yapma şansı yoktur. Sadece kadına seçim yaparak kendi hayatını yönlendirdiği düşüncesi empoze edilir. Ekonomik hayattaki bu zorluklar genelde erkeklerin statü gücünü elinde bulundurmasından kaynaklanır. Yönetme gücü olan erkek kadının iş yerindeki konumunu istediği şekilde belirleyebiliyor. Ayrıca kadın erkek tarafından mobbing, taciz gibi çeşit yollarla yıldırılmaya çalışıyor. Toplumsal yapıda “ekonomik statü erkeğindir” düşüncesinin hâkim olması dizinin belirli yerlerinde yeniden üretiliyor. Kadının sorunlarının bir kenara itilip ekonomik başarısına ket vurulmasının yanı sıra odak noktasının da yine kadının tahakküm altında kalması üzerine yoğunlaşılması kadını genelde seçim yapma düşüncesine iter. Bu noktada kadın seçimini yapar ve ev hayatını yönetmeyi seçerek daha sonraki süreçte kaderci bir bakış açısı sergiler. Kaderci bakış açısı sergilemesinin nedeni bir nevi yaptığı seçimin kendisi üzerindeki baskıyı azaltmasını sağlamaktır. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta bu durumların aslında kaderle bir alakası olmadığı bilincinden uzak bir kadın figürünün, hem toplum tarafından kendine biçilen rollerin varlığının bilincinde olmayan hem de bu rolleri bilinçsizce kabullenen kadın imgesinin sunulmasıdır.

Ulusal TV Kanalları;

ATV: Nihat Hatipoğlu Sorularınızı Yanıtlıyor, Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru, Bir Zamanlar Çukurova, Kırgın Çiçekler, Beni Bırakma, Kuzey Yıldızı İlk Aşk

KANAL D: Sihirli Annem, Küçük Ağa, Öyle Bir Geçer Zaman Ki

TRT 1: Seksenler, Türkan Hanımın Konağı, Benim Adım Melek, Yedi Numara, Kalk Gidelim

TV 8: Kırmızı Oda, Doğduğun Ev Kaderindir

FOX TV: Yasak Elma, Zümrüdüanka, Şevkat Yerimdar

STAR TV: Sefirin Kızı, Güvercin

Komedi programlarının diğer iki türden daha farklı ele alınması gerekir. Çünkü bu programlarda genelde toplumsal mesajlar mizahi yönünü kuvvetlendirilerek eleştirel bir biçimde ele alınır. Bu programları diğerlerinden ayıran en önemli husus eleştirel bilinçtir. Bu programlarda yukarda anlatılan tüm durumların eleştirel biçimi mevcuttur. Fakat bu programlarında kendi içinde bazı erkek egemen görüşü kabullendiği imgeler mevcuttur. Bunlar biri programın sunucusudur. Bu programların sunucuları genelde erkek seçilir. Bu tercihin altında yatan neden tam olarak bilinmese de erkeğin kadından daha iyi bir sonucu olması ve erkeğin daha komik bir yapıya sahip olduğu düşüncesi yatıyor olabilir. Bunun dışında bir diğer imge de komedi dizilerinde mevcuttur. Her ne kadar eleştirel bir bakış açısı sergilese de evin reisinin yine erkek seçilmesi ve ekonomik üstünlüğün yine erkekte olması bu yapının yeniden üretilmesine neden oluyor ve yapılan eleştirilerin bir bakıma havada kalmasına neden oluyor.

Ulusal TV Kanalları;

SHOW TV: Güldür Güldür Show, Neşeli Günler, Şaban Oğlu Şaban, Kuzey Yıldızı İlk Aşk, Türk Malı

KANAL D: Küçük Ağa, Çatı Katı Aşk, Çarkıfelek, Çok Güzel Hareketler Bunlar 2

TRT 1: Seksenler, Nostalji Kuşağı “Uğurlugiller”, Nostalji Kuşağı “Perihan Abla”, Yedi Numara, Kalk Gidelim

TV 8: Oynat Bakalım (Sunucu Erkek)

FOX TV: Şevkat Yerimdar

Tarihi Diziler ile Geçmişten Günümüze Kadının Toplumsal Rolü

Yayın hayatımızın son dönemlerinde tıp ki mafya dizileri gibi popüler olan bir diğer program türü tarihi dizilerdir. Birçok kanalda kendilerine yer bulan bu diziler hem kültürün oluşum sürecini yansıtmakta hem de belirli bir dönemde toplumsal rollerin dağılımını izleyicilere aktarmaktadır.  Eskiden beri süregelen kültürü topluma aktarma ve öğretme konusunda son dönemlerde önemli rol üstlenen bu diziler, içerik bakımından yayıncı kuruluşun inisiyatifine göre şekillendiği için kültürün egemen güçler tarafından ele geçirilmesine ve bunun sonucu olarak yönlendirilmesine veya başka bir deyişle yeniden üretilmesine neden olacağı su götürmez bir gerçektir. Bu dizilerin her ne kadar toplumsal bilinci arttırdığı düşünülse de aynı ölçüde toplumsal eşitsizliği beslediği görülür. Erkeğin fiziksel veya ekonomik gücünü ön plana çıkarırken kadını da erkeğin arkasında kalan, ev hayatını düzenleyen ve erkeğin dönüşünü bekleyen kadın figürüyle kadının toplumsal hayattaki rolünün geri plana atılmasına neden olur. Güç ve otorite sahibi olan erkeğin çoğu içerikte soyunun devamını sağlamak için uğraştığını ve sürekli olarak erkek evlat söyleminde bulunduğunu görürüz. Bu söylem erkeğin toplumsal rolünün doğumuyla birlikte kadının rolünden daha fazla ve daha güçlü olmasına zemin hazırlar. Bu tür diziler de bunlara ilave olarak kadın toplumsal rolü geri planda türlü oyunlarla ya otorite sahibi erkeği kendisine bağlamayı ve bu sayede güçlenmeyi hedefler ya da erkek otoritesine erişimi bulunan diğer kadınları çeşitli yollarla saf dışı bırakmayı hedefler. Bu da kadının daha sinsi bir varlık olarak algılanmasına neden olur. Her ne kadar yakın dönemde toplumun yaşayışına dair kanıtlar bulunsa da hepsinin o dönemki toplumsal yaşayışı tamamen yansıttığını söyleyemeyiz. Bu durumun sonucunda boşluklar yayıncı kuruluş tarafından doldurulur ve toplumsal roller onların istediği yönde şekillenir. Bu tür dizilerin etki alanının fazla olması nedeniyle de toplumsal rollerin yeniden inşası medya tekelini elinde bulunduran otoriteye sahip gruplar tarafından üstlenilmesine neden olur.

Ulusal TV Kanalları;

SHOW TV: Ramo

KANAL D: Öyle Bir Geçer Zaman Ki

TRT 1: Seksenler, Uyanış: Büyük Selçuklu, Payitaht “Abdülhamit”, Ya İstiklal Ya Ölüm, Nostalji Kuşağı “Perihan Abla”, Nostalji Kuşağı “Uğurlugiller”, Diriliş “Ertuğrul”

Erkek Egemenliğini Yansıtan ve Olumsuz Davranışları Meşrulaştıran Diğer Programlar

Bu bölüm spesifik olarak herhangi bir dizi türünü içermez. Bu bölümde erkek egemen kültürü tamamen gözler önüne seren, cinsiyet eşitsizliği yönünden kadına negatif atıflar yükleyen, söylemlerde toplumsal olarak kabul edilmeyen fakat “erkektir yapar” söylemiyle meşrulaştırılan davranışları içeren diziler belirtilecektir. Bu diziler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini negatif yönde besler. Evlilik dışı ilişkiyi, aldatmayı meşrulaştıran, kadının psikolojik veya fiziksel şiddet görmesini normalleştiren bu programlar toplumsal bilini negatif yönde etkilemektedir. Aşağıda bu programlar TV kanallarına göre ayrılarak belirtilmiştir.

STAR TV: Sefirin Kızı, Erkenci Kuş, Babil, Hedefim Sensin, Güvercin

FOX TV: Bay Yanlış, Zümrüdüanka, Kadın, Sen Çal Kapımı

TV 8: Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda

TRT 1: Seksenler, Türkan Hanımın Konağı, Masumlar Apartmanı, Acemi Anneler, Uyanış: Büyük Selçuklu, Benim Adım Melek, Diriliş “Ertuğrul”

KANAL D: Sihirli Annem, Zahide Yetiş’le Gelin Görün, Gelinim Mutfakta, Annem, Sadakatsiz, Çatı Katı Aşk, “Hem Kadın Hem Anne”

ATV: Kırgın Çiçekler, Beni Bırakma, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Kuruluş Osman, Hercai, Sihirli Kızlar, Seni Seven Ölsün

SHOW TV: Arıza, Ramo, Yeni Gelin, Çukur, Kuzey Yıldızı İlk Aşk, Türk Malı

YAYIN AKIŞI VE TOPLUMSAL ROLLER

Çalışmamızın bu bölümünde daha önce bahsettiğimiz toplumsal rollerin TV kanallarındaki programların yayınlanma saatine etkisini ele alacağız. Kanalların yayın akışı tabloları verilip yorumlanmasıyla, toplumsal roller ve yayın akışının düzenlenmesi arasındaki ilişkiyi açığa çıkarmaya çalışacağız. Yayın akışı tabloları incelenmeden önce kalıplaşmış toplumsal rollerin kazandırdığı statü gereğince kadın ve erkeğin gündelik işlerinin saatlere göre dağılımını analiz etmek gerekir. Öncelikle resmî kurumların çalışma saatlerini inceleyelim. Kamu dairlerinin çalışma saatleri 09.00- 13.00 ile 13.30- 17.30 şeklindedir. Kamu personeli mesai saatler ve uyku düzeni dikkate alınarak 06.00- 00.00 saat aralığı incelemeye tabi olacaktır. İnceleme yapılırken ataerkil toplum yapısı ve bu yapının toplumsal cinsiyet rollerine atfettikleri anlamlar üzerinden yorumlama yapılacaktır.

SHOW TV

19.10.2020 PAZARTESİ

00:15Arıza

02:45Ramo

04:45Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

06:45Öykü Gürman İle Günün Yemeği

08:00Kendine İyi Bak

09:45Yeni Gelin

11:15Öykü Gürman İle Günün Yemeği

12:45Kalp Atışı

15:15Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

18:45Show Ana Haber

20.00 Çukur

 

20.10.2020 SALI

01.30Çukur

04:45Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

06:45Öykü Gürman İle Günün Yemeği

08:00Kendine İyi Bak

09:45Yeni Gelin

11:15Öykü Gürman İle Günün Yemeği

12:45Kalp Atışı

15:15Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

18:45Show Ana Haber

20.00 Güldür Güldür Show

23.15 Şeref Sözü

 

21.10.2020- ÇARSAMBA

00:00Şeref Sözü

02:45Çukur

04:45Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

06:45Öykü Gürman İle Günün Yemeği

08:00Kendine İyi Bak

09:45Yeni Gelin

11:15Öykü Gürman ile Günün Yemeği

12:45Kalp Atışı

15:15Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

18:45Show Ana Haber

20:00Şeref Sözü

22.10.2020 PERŞEMBE

00.15 Şeref Sözü

02.45 Kuzey Yıldızı İlk Aşk

04:00Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

06:45Öykü Gürman İle Günün Yemeği

08:00Kendine İyi Bak

09:45Kalp Atışı

11:15Öykü Gürman ile Günün Yemeği

12:30Asuman’la Sevgili Dünürüm

15:15Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

18:45Show Ana Haber

20.00 Şaban Oğlu Şaban

22.00 Neşeli Günler

23.10.2020 CUMA

03:30Ramo

05:30Öykü Gürman ile Günün Yemeği

08:00Kendine İyi Bak

09:45Yeni Gelin

11:15Öykü Gürman ile Günün Yemeği

12:45Kalp Atışı

15:15Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme

18:45Show Ana Haber

20:00Ramo

24.10.2020 CUMARTESİ

00:15Arıza

03:15Kuzey Yıldızı İlk Aşk

06:00Türk Malı

08:15Hayat Güzeldir

10:00Cumartesi Sürprizi

13:00Şeref Sözü

17:00Çocuktan Al Haberi

18:45Show Ana Haber

20:00Kuzey Yıldızı İlk Aşk

 

25.10.2020 PAZAR

00:15Ramo

02:45Arıza

04:30Aşk Laftan Anlamaz

06:00Türk Malı

08:15Hayat Güzeldir

10:00Pazar Sürprizi

17:00Çocuktan Al Haberi

18:45Show Ana Haber

20:00Arıza

Yukarda gördüğümüz tabloda SHOW TV ulusal kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. Hafta içi gün ailenin bir arada olduğu varsayımı ile hedef kitlesi genel izleyici olan sağlık programı “Kendine İyi Bak” ile başlıyor. Daha sonraki süreci mesai saatlerinin başlaması ile kamu personelinin işe gitmek zorunda kalması izliyor. Mesai saatleri başladıktan sonraki program yayınlarının saatleri ataerkil yapıyı destekler nitelikte devam ediyor. Erkeğin ekonomik gücü elinde bulundurması ve iş hayatında etkin rol oynaması ile geri de kalan kadını hedef kitlesi olarak seçen programlar birbiri ardına sıralanıyor.  Yeni Gelin, Öykü Gürman ile Günün Yemeği, Didem Arslan Yılmazla Vazgeçme şeklinde devam eden bu program zinciri hem kadının evde sıkıcı vakit geçirmesini engelliyor hem de toplumsal cinsiyet rolünü daha da pekiştiriyor. Şöyle ki zaten ev işlerinin ve varsa çocuk bakımının sorumluluğunu alan kadının durumdan şikâyetçi olmaması için onu hem meşgul edecek hem de sadece kendisinin bu işi yapmadığına ikna edecek programlar yayınlanıyor. Bu programların içeriğinde de bu durumu kabullenen kadınların bulunması, kadının toplumsal rolünün iyice benimsenmesine ve aynı zamanda yeniden inşa edilmesine olanak sağlıyor.  Mesai saatinin bitiminden sonra yayınlar programlarda ise hedef kitle genel izleyici ya da erkek izleyici kitlesine doğru eviriliyor. Haberler ile başlayan bu aşama genel veya erkek izleyici kitlesine hitap eden bir veya iki dizi ile bitiyor. Show TV özelinde Arıza, Ramo, Çukur gibi dizilerle direk erkek izleyici kitlesi hedef alınıyor. Ayrıca bu dizilerin içerikleriyle de erkek egemen kültür yeniden üretiliyor. Hafta sonu ise gün içerisinde aslen genel izleyici kitlesi hedef gibi gösterilen fakat asıl hedef kitlesi kadınlar olan magazin ve eğlence programları yer alıyor. Akşam saatlerinde ise tüm ailenin evde olması dikkate alınarak tekrar Ana Haber Bülteni ve dizilerin akışı devam ediyor. Bu da erkek egemen kültürün yayın akışı üzerindeki hegemonyasının özellikle hafta içi SHOW TV haftalık yayın akışı üzerinde oldukça etkili olduğunu gösteriyor.

ATV

19.10.2020 PAZARTESİ

01.45- Kırgın Çiçekler

04.50- Bir Zamanlar Çukurova

08.00- Kahvaltı Haberleri             

10.00- Müge Anlı ile Tatlı Sert     

13.00- ATV Gün Ortası  

14.00- Beni Bırakma

16.20- Esra Erol’da

19.00- ATV Ana Haber

20.00- Bir Zamanlar Çukurova

23.45- Bölük-Yerli Sinema

 

20.10.2020 SALI

00.20- Kardeşim Benim 2

02.40- Kırgın Çiçekler

05.20- Bir Zamanlar Çukurova

08.00- Kahvaltı Haberleri             

10.00- Müge Anlı ile Tatlı Sert

13.00- ATV Gün Ortası

14.00- Beni Bırakma

16.20- Esra Erol’da

19.00- ATV Ana Haber

20.00- Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz

 

21.10.2020 ÇARŞAMBA

00.20- Hercai

03.20- Kırgın Çiçekler

05.50- Bir Zamanlar Çukurova

08.00- Kahvaltı Haberleri             

10.00- Müge Anlı ile Tatlı Sert

13.00- ATV Gün Ortası

14.00- Beni Bırakma

16.20- Esra Erol’da

19.00- ATV Ana Haber

20.00- Kuruluş Osman

 

22.10.2020 PERŞEMBE

00.20- Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru

01.35- Kırgın Çiçekler

04.20- Bir Zamanlar Çukurova

08.00- Kahvaltı Haberleri             

10.00- Müge Anlı ile Tatlı Sert

13.00- ATV Gün Ortası

14.00- Beni Bırakma

16.20- Esra Erol’da

19.00- ATV Ana Haber

20.00- Bir Zamanlar Çukurova

 

 

23.10.2020 CUMA

00.20- Maria ile Mustafa

03.20- Kırgın Çiçekler

05.20- Bir Zamanlar Çukurova

07.00- Kahvaltı Haberleri             

08.30- Nihat Hatipoğlu Sorularınızı Yanıtlıyor

10.00- Müge Anlı ile Tatlı Sert

13.00- ATV Gün Ortası

14.00- Beni Bırakma

16.20- Esra Erol’da

19.00- ATV Ana Haber  

20.00- Hercai

 

 

24.10.2020 Cumartesi

00.20- Seni Seven Ölsün

02.30- Kırgın Çiçekler

04.45- Bir Zamanlar Çukurova

07.30- ATV’de Hafta Sonu (Haber)

10.00- Sihirli Kızlar

12.00- Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz

15.30- Kuruluş Osman   

19.00- Hafta Sonu ATV Ana Haber           

20.00- Kim Milyoner Olmak İster

 

25.10.2020 Pazar

00.20- Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz

03.20- Kırgın Çiçekler

05.40- Bir Zamanlar Çukurova

07.30- ATV’de Hafta Sonu (Haber)

10.00- Nihat Hatipoğlu ile Kur’an ve Sünnet

11.45- Dizi TV

13.00- Maria ile Mustafa

16.00- Hercai

19.00- Hafta Sonu ATV Ana Haber  

20.00- Maria ile Mustafa

 

Yukarda gördüğümüz tabloda SHOW TV ulusal kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. Hafta içi güne başlarken yayın akışı tüm bireylerinin evde olduğu düşünülerek kahvaltı haberleri ile başlıyor. Haberlerden sonra mesai saatlerinin başlamasının da etkisiyle hedef kitlesi kadın izleyiciler olan programlar başlıyor. Bu program listesinde dikkat edilebilecek nokta programların tam anlamıyla mesai saatlerine uyarlanmasıdır. Çünkü kamu personellerinin paydos saatleri arasında Haber programı başlıyor. Bu da yayıncı kuruluş tarafından ekonomik egemenliği elinde bulunduran erkeklerin mola süresindeki vakti haberleri izleyerek geçirmesinin planlandığı fikrinin uyanmasına neden oluyor. Mesai saatlerinin tekrar başlamasıyla toplumsal rollerin yeniden üretimi tekrar başlıyor. Bu süreç yine akşam haberleri programına kadar hedef izleyici kitlesi kadınlar olan programların yayınlaması şeklinde devam ediyor.  Mesai saatlerinin bitiminden sonraki süreçte Akşam haberleri ve onu takip eden genelde hedef izleyici kitlesi erkekler olan programlar yayınlanıyor. (Kuruluş Osman, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Bölük-Yerli Sinema) Hafta sonu ise gün yine kahvaltı haberleri ile başlıyor fakat hafta içi gibi hedef izleyici kitlesi kadınlar olan programlarla devam etmiyor. Hafta sonu erkeğin evde olduğu düşüncesi ile kalan vakitlerde hedef kitlesi genel veya erkek izleyiciler olan programlar yayınlanıyor. Bu da erkek egemen kültürün yayın akışı üzerindeki hegemonyasının ATV haftalık yayın akışı üzerinde oldukça etkili olduğunu gösteriyor.

KANAL D

19.10.2020 PAZARTESİ

00.45- Öfkeli Âşıklar

01.45- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

03.00- Gelinim Mutfakta

05.00- Küçük Ağa

07.00- Sihirli Annem

09.00- Neler oluyor hayatta

11.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

14.00- Gelinim Mutfakta

16.15- Öyle Bir Geçer Zaman Ki

18.45- Kanal D Ana Haber

20.00- Annem

22.30- Yerli Dizi (Annem Tekrarı)

 

 

20.10.2020 SALI

02.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

04.15- Gelinim Mutfakta

07.00- Sihirli Annem

09.00- Neler oluyor hayatta

11.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

14.00- Gelinim Mutfakta

16.15- Öyle Bir Geçer Zaman Ki

18.45- Kanal D Ana Haber

20.00- Hekimoğlu

23.45- Yerli Dizi (Dizi Tekrarı)

 

 

21.10.2020- ÇARSAMBA

02.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

03.45- Gelinim Mutfakta

05.30- Küçük Ağa

07.00- Sihirli Annem

09.00- Neler oluyor hayatta

11.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

14.00- Gelinim Mutfakta

16.15- Öyle Bir Geçer Zaman Ki

18.45- Kanal D Ana Haber

20.00- Sadakatsiz

23.45- Tekrar

 

22.10.2020 PERŞEMBE

00.15- Tekrar

03.45- Gelinim Mutfakta

05.30- Küçük Ağa

07.00- Sihirli Annem

09.00- Neler oluyor hayatta

11.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

14.00- Gelinim Mutfakta

16.15- Öyle Bir Geçer Zaman Ki

18.45- Kanal D Ana Haber

20.00- Yeni Hayat

 

23.10.2020 CUMA

00.15- Tekrar

02.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

03.45- Gelinim Mutfakta

07.00- Sihirli Annem

09.00- Neler oluyor hayatta

11.00- Zahide Yetiş’le Gelin Görün

14.00- Gelinim Mutfakta

16.15- Öyle Bir Geçer Zaman Ki

18.45- Kanal D Ana Haber

20.00- Arka Sokaklar

 

24.10.2020 CUMARTESİ

00.15- Sadakatsiz

02.15- Efsane

04.15- Müzik Arası

05.30- Arda’nın Mutfağı

07.30- Hem Kadın Hem Anne

08.30- Konuştukça

09.45- Magazin D Cumartesi

13.00- Arda’nın Mutfağı

14.00- Set Ekstra

14.15- Çarkıfelek

16.30- Çok Güzel Hareketler Bunlar 2

18.45- Kanal D Haber Hafta Sonu

20.00- Çatı Katı Aşk

 

 

25.10.2020 PAZAR

02.15- B Planı

04.15- 5n1k

05.00- Küçük Ağa

06.30- Çatı Katı Aşk

08.30- Konuştukça

09.45- Magazin D Pazar

13.00- Arda ile Omuz Omuza

14.00- Sadakatsiz

16.15- Hekimoğlu

18.45- Kanal D Haber Hafta Sonu

20.00- Çok Güzel Hareketler Bunlar 2

23.15- Yeni Hayat

 

Yukarda gördüğümüz tabloda KANAL D ulusal TV kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. Hafta içi gün tüm ailenin evde olduğu düşünülerek genel izleyici kitlesine sahip bir dizi ile başlıyor. Daha sonra Mesai saatlerinin başlamasıyla diğer ulusal TV kanalları gibi hedef kitlesi kadın izleyiciler olan kadın programları mesai bitimine kadar sırayla yayınlanıyor.  Mesai saatlerinden bitiminde sonra yine haber programı ve daha sonrasında hedef izleyici kitlesi genel olan programlar yayınlanıyor. Kanal D ulusal kanalı özelinde hafta sonu yayın akışı düzenlemesinin diğerlerinden daha farklı bir yol izlediği görülüyor. Çünkü hafta sonu kahvaltı hazırlama saati düşünülerek hedef kitlesi kadın izleyici olan programlar yayınlanıyor. Daha sonra tüm aile fertlerinin bir arada olduğu düşünülerek gün batımına kadar eğlence veya magazin programları yayınlanıyor. Gün batımıyla birlikte tekrar haber bülteni ve daha sonrasında bir veya iki dizi programı ile gün tamamlanıyor.  Bu Kanal D ulusal kanalının hem hafta içi hem de hafta sonu yayın programının erkek egemen kültürün etkisiyle düzenlendiği sonucunu ortaya çıkarıyor.

TRT 1

PAZARTESİ

02.40 Seksenler

03.30 Fazlası Zarar

05.15 Acemi Anneler

08.00 Dr. Yerebakan ile Hayatın Ritmi

09.00 Türkan Hanımın Konağı

11.00 Masumlar Apartmanı

13.40 Fazlası Zarar

15.15 Acemi Anneler

17.15 Seksenler

19.00 Ana Haber

20.00 Uyanış: Büyük Selçuklu

SALI

02.55 Fazlası Zarar

04.40 Türkan Hanım’ın Konağı

05.55 Seksenler

06.55 Acemi anneler

08.00 Dr. Yerebakan ile Hayatın Ritmi

09.00 Türkan Hanım’ın Konağı

11.00 Masumlar Apartmanı

13.40 Fazlası Zarar

15.15 Acemi Anneler

17.15 Seksenler

19.00 Ana Haber

20.00 Masumlar Apartmanı

ÇARŞAMBA

02.55 Fazlası Zarar

04.40 Türkan Hanım’ın Konağı

05.55 Seksenler

06.55 Acemi anneler

08.00 Dr. Yerebakan ile Hayatın Ritmi

09.00 Türkan Hanımın Konağı

11.00 Masumlar Apartmanı

13.40 Fazlası Zarar

15.15 Acemi Anneler

17.15 Seksenler

19.00 Ana Haber

20.00 Benim Adım Melek

PERŞEMBE

02.40 Seksenler

03.30 Fazlası Zarar

05.15 Acemi Anneler

08.00 Dr. Yerebakan ile Hayatın Ritmi

09.00 Türkan Hanımın Konağı

11.00 Masumlar Apartmanı

13.40 Fazlası Zarar

15.15 Acemi Anneler

17.15 Seksenler

19.00 Ana Haber

20.00 Uyanış: Büyük Selçuklu

CUMA

00.15Pelin Çiftçi ile Gündem Ötesi

01.30 Gönül Dağı

04.05 Fazlası Zarar

08.00 Dr. Yerebakan ile Hayatın Ritmi

09.00 Türkan Hanımın Konağı

11.00 Masumlar Apartmanı

13.40 Fazlası Zarar

15.15 Acemi Anneler

17.15 Seksenler

19.00 Ana Haber

20.00 Payitaht “Abdülhamit”

CUMARTESİ

03.10 Yedi Numara

07.25 Nostalji Kuşağı “Uğurlugiller”

08.10 Nostalji Kuşağı “Perihan Abla”

09.15 Yedi Numara

10.15 Acemi Anneler

15.15 Benim Adım Melek

19.00 Ana Haber

20.00 Gönül Dağı             

PAZAR

00.15 Kalk Gidelim

03.00 Diriliş “Ertuğrul”

05.05 Yerli Belgesel

06.45 Böyle Bitmesin

09.00 Diriliş “Ertuğrul”

11.50 Enine Boyuna

14.10 3’te 3

15.40 Gönül Dağı

19.00 Ana Haber            

20.00 Tövbeler Olsun

Yukarda gördüğümüz tabloda TRT 1 ulusal TV kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. TRT 1 ulusal TV kanalının yayınları hafta içinde diğer kanallara göre biraz daha erken başlıyor. Bunun nedeni de yine erkek egemen kültürün etkisiyle açıklanabilir. Çünkü güne başlamadan önce kahvaltı hazırlama esnasında yayın akışında hem hedef kitlesi kadın izleyiciler olan hem de ismiyle kadının toplumsal rollerinden biri olan anneliğin önüne kadınları küçümseyecek bir sıfat bulunduran bir program yer almaktadır. Daha sonraki yayın programı önce tüm ailenin bir arada olduğu düşünülerek sağlık programı ile devam ediyor. Mesai saatlerinin başlaması ile daha çok kadın izleyici kitlesini hedef alan diziler ile devam ediyor. Mesai saatlerinin bitmesine yakın saatte ailenin bütünleşmesiyle aile bağlarına vurgu yapan bir dönem dizisi yayınlanıyor. Dizin bitmesiyle haber programı yayınlanıyor ve daha sonrasında genel izleyici kitlesine hitap eden diziler ile yayın devam ediyor. Hafta sonu ise gün boyu hedef kitlesi genel izleyici olan programlar yayınlanıyor. Sonuç olarak TRT 1 ulusal TV kanalının hafta içi yayın programının düzenlenmesinde erkek egemen kültürün etkisi görülüyor.

TV 8

19.10.2020 PAZARTESİ

00.15 Kırmızı Oda

02.30 Doya Doya Moda

04.30 En Şık Benim

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım                 

07.15 Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09.30 Masterchef Türkiye

14.00 Doya Doya Moda

18.15 En Şık Benim

20.00 Masterchef Türkiye

20.10.2020 SALI

00.15 Kırmızı Oda

02.30 Doya Doya Moda

04.30 En Şık Benim

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım

07.15 Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09.30 Masterchef Türkiye

14.00 Doya Doya Moda

18.15 En Şık Benim

20.00 Masterchef Türkiye

21.10.2020- ÇARSAMBA

00.15 Doğduğun Ev Kaderindir

02.30 Doya Doya Moda

04.30 En Şık Benim

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım

07.15 8’de Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09.30 Masterchef Türkiye

14.00 Doya Doya Moda

18.15 En Şık Benim

20.00 Doğduğun Ev Kaderindir

22.10.2020 PERŞEMBE

00.15 Kırmızı Oda

02.30 En Şık Benim

04.30 8*8

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım

07.15 8’de Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09.30 Masterchef Türkiye

14.00 Doya Doya Moda

18.15 En Şık Benim

20.00 Masterchef Türkiye

23.10.2020 CUMA

00.15 Emre Dorman ile…

02.30 En Şık Benim

04.30 8*8

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım

07.15 8’de Sağlık

08:30 Oynat Bakalım

09.30 Masterchef Türkiye

14.00 Doya Doya Moda

18.15 En Şık Benim

20.00 Kırmızı Oda

24.10.2020 CUMARTESİ

00.15 Doğduğun Ev Kaderindir

02.30 En Şık Benim

04.30 8*8Eğlence

05.15 Bilginiz Olsun

06:00 Oynat Bakalım

08.15 Çook Yaşa

09.45 Masterchef Türkiye

12.30 Doğduğun Ev Kaderindir

15.15 Kırmızı Oda

20.00 Masterchef Türkiye

25.10.2020 PAZAR

00.15 Kırmızı Oda

03.00 Para Bende

04.30 8*8

05.45 Bilginiz Olsun

06:30 Oynat Bakalım

08.15 Çook Yaşa

09:45Bir Bilen Bir Pişiren

10.30 Kırmızı Oda

14.30 Doğduğun Ev Kaderindir

17.15 Masterchef Türkiye

20.00 Masterchef Türkiye

Yukarda gördüğümüz tabloda TV 8 ulusal çaplı özel TV kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. TV8 özel kanalının yayın akışı programı hem hafta içi hem de hafta sonu tamamen erkek egemen kültürün etkisi altında kalmıştır. Şöyle ki haftanın tüm günlerinde neredeyse yayınlanan tüm programların hedef izleyici kitlesi kadınlardır. TV 8 kadının toplumsal rolünü perçinleyecek ve yeniden üretecek TV programlarına en çok yer veren kanal olarak ön plana çıkmaktadır.

FOX TV

PAZARTESİ
00.15 Baraj

03.00 Zümrüdüanka

05.00 Kadın

06.00 Şevkat Yerimdar

08.00 İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat

10.45 Çağla ile Yeni Bir Gün

12.45 Mehmet Özer ile Mutfakta

14.00 Temizlik Benim İşim

16.00 Zuhal Topal’la Sofrada

19.00 Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber

20.00 Yasak Elma

SALI

00.15 Sen Çal Kapımı

01.00 Sen Çal Kapımı

03.00 Zuhal Topal’la Sofrada

04.45 Kadın

06.00 Şevkat Yerimdar

08.00 İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat

10.45 Çağla ile Yeni Bir Gün

12.45 25 Litre: Suyun Peşinde

14.00 Temizlik Benim İşim

16.00 Zuhal Topal’la Sofrada

19.00 Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber

20.00 Baraj

 

ÇARŞAMBA

00.15 Mucize Doktor

02.45 Fatih Savaş ile Mevlit Kandili Özel

03.45 Zuhal Topal’la Sofrada

05.00 Kadın

06.00 Şevkat Yerimdar

08.00 İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat

10.45 Çağla ile Yeni Bir Gün

12.45 Memet Özer ile Mutfakta

14.00 Temizlik Benim İşim

16.00 Zuhal Topal’la Sofrada

19.00 Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber

20.00 Sen Çal Kapımı

 

PERŞEMBE

00.15 Çocukluk

02.45 Zuhal Topal’la Sofrada

04.30 Kadın

06.00 Şevkat Yerimdar

08.00 İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat

10.45 Çağla ile Yeni Bir Gün

12.45 Memet Özer ile Mutfakta

14.00 Temizlik Benim İşim

16.00 Zuhal Topal’la Sofrada

19.00 Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber

20.00 Mucize Doktor

 

CUMA

02.30 Yasak Elma

04.45 Temizlik Benim İşim

06.00 Şevkat Yerimdar

07.00 Fatih Savaş ile Sabah Sohbetleri

08.00 İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat

10.45 Çağla ile Yeni Bir Gün

12.45 Memet Özer ile Mutfakta

14.00 Temizlik Benim İşim

16.00 Zuhal Topal’la Sofrada

19.00 Selçuk Tepeli ile Fox Ana Haber

20.00 Çocukluk

23.45 Zümrüdüanka

 

CUMARTESİ

00.15 25 Litre: Suyun Peşinde

01.15 Çocukluk

02.45 Baraj

05.00 Kadın

06.00 Şevkat Yerimdar

08.30 İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu

11.15 Memet Özer ile Mutfakta

12.15 Kamera Arkası

13.00 Sen Çal Kapımı

16.00 Yasak Elma

19.00 Gülbin Tosun ile Fox Ana Haber Hafta Sonu

20.00 Zümrüdüanka

 

PAZAR

00.15 Yasak Elma

03.00 Bay Yanlış

05.30 Şevkat Yerimdar

08.30 İlker Karagöz ile Çalar Saat Hafta Sonu

11.15 Mucize Doktor

13.30 Merve Yıldırım ile Benden Söylemesi

15.30 Çocukluk

19.00 Gülbin Tosun ile Fox Ana Haber Hafta Sonu

20.00 Öğretmen

 

Yukarda gördüğümüz tabloda FOX TV ulusal TV kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. Güne başlarken hem hafta içi hem de hafta sonu haber programı ile yayına başlamayı tercih eden FOX TV kanalı daha sonraki süreçte hafta iç mesai saati bitimine kadar yine diğer TV kanalları gibi hedef kitlesi kadın izleyiciler olan programları yayınlamayı tercih ediyor. Hafta sonu ara ara yine hedef izleyici kitlesi kadınlar olan programlara yer verse de ağırlıklı olarak genel hedef kitlesine yönelik programlara yer veriliyor. Bu durum FOX TV kanalının da hafta içi erkek egemen kültürün etkisi altında yayın stratejisi izlediğini gösteriyor.

STAR TV
PAZARTESİ

02.00 Babil04.00 Türk Müziği

05.00 Erkenci Kuş

07.00 Mesut Yar ile Bugün

09.15 Demet ve Alişan’la Sabah Sabah

13.15 Gerçeğin Peşinde

16.30 Yeni Bir Ev

18.30 Star Haber

20.00 Sefirin Kızı

 

SALI

00.15 Menajerimi Ara

02.45 Erkenci Kuş

05.30 Yeni Bir Ev

07.00 Mesut Yar ile Bugün

09.00 En Güzel Bölüm

09.15 Demet ve Alişan’la Sabah Sabah

13.15 Gerçeğin Peşinde

16.30 Yeni Bir Ev

18.30 Star Haber

20.00 Menajerimi Ara

 

ÇARŞAMBA

02.45 Erkenci Kuş

05.30 Yeni Bir Ev

07.00 Mesut Yar ile Bugün

09.00 En Güzel Bölüm

09.15 Demet ve Alişan’la Sabah Sabah

13.15 Gerçeğin Peşinde

16.30 Yeni Bir Ev

18.30 Star Haber

20.00 Güvercin

23.15 Ateş ile Yangın

PERŞEMBE

01.15 Ateş ile Yangın

02.45 Erkenci Kuş

05.30 Yeni Bir Ev

07.00 Mesut Yar ile Bugün

09.00 En Güzel Bölüm

09.15 Demet ve Alişan’la Sabah Sabah

13.15 Gerçeğin Peşinde

16.30 Yeni Bir Ev

18.30 Star Haber

20.00 Hedefim Sensin

22.15 Hedefim Sensin

 

CUMA

00.45 İntikam Mermisi

02.20 İntikam Mermisi

03.50 Erkenci Kuş

05.30 Yeni Bir Ev

07.00 Mesut Yar ile Bugün

09.00 En Güzel Bölüm

09.15 Demet ve Alişan’la Sabah Sabah

13.15 Gerçeğin Peşinde

16.30 Yeni Bir Ev

18.30 Star Haber

20.00 Babil

CUMARTESİ

03.40 Yeni Bir Ev

05.10 Erkenci Kuş

07.00 Medcezir

10.00 Burcu ile Hafta Sonu

12.00 Vahe ile Evdeki Mutluluk

14.00 Güldüy Güldüy Show Çocuk

16.30 En Güzel Bölüm

16.45 Menajerimi Ara

18.45 Star Haber

20.00 İBO SHOW

PAZAR

03:30Vahe İle Evdeki Mutluluk

05:00Erkenci Kuş

07:00Medcezir

10:00Burcu ile Hafta Sonu

12:00Tülin Şahin ile Moda

13:00Güldüy Güldüy Show Çocuk

15:30En Güzel Bölüm

15:45Sefirin Kızı

18:45Star Haber

20:00Menajerimi Ara

Yukarda gördüğümüz tabloda STAR TV ulusal TV kanalının 1 haftalık yayın akışı bilgileri verilmiştir. Kamu personelleri mesai saatleri ve uyku düzeni dikkate alınarak belirlenen programlar ışığında inceleme yapılacaktır. Star TV ulusal kanalı da bazı kanallar gibi güne başlamadan önce kahvaltı hazırlama saatleri diye tabir edebileceğimiz saatlerde hedef izleyici kitlesi kadınlar olan bir ev dizaynı içerikli bir program ile hafta içi yayınına başlıyor.  Daha sonra tüm aile fertlerinin birlikte olduğu düşünülerek haber programı ile devam ediyor. Bu haber programı mesai saatlerinin başlaması ile yerini yine hedef izleyici kitlesi kadınlar olan programlara bırakıyor. Bu süreç diğer kanallarda olduğu gibi mesai bitimine kadar devam ediyor. Mesai bitiminden sonraki ilk programın yine haber programı olması dikkat çekiyor. Daha sonra da gün bitimine kadar hedef kitlesi genel veya kadınlar olan programlarla gün bitiriliyor. Hafta sonu ise gün batımına kadar daha çok hedef kitlesi kadınlar olan programlar yayınlanıyor. Gün batımından sonra haber programı ve onun ardına gelen hedef kitlesi genel izleyici olan bir program ile gün bitiriliyor. Star TV kanalı özelinde düşünecek olursak hem hafta içi hem de hafta sonu yayın programlarının içeriklerinin ve saatlerinin düzenlenmesinde erkek egemen kültürün etkisi oldukça fazladır.

SONUÇ

Her toplum tarihsel süreci içerisinde kendi kültürel kodlarını oluşturur. Bu kodlar içerisine toplumsal cinsiyet rolleri de işlenir. Bu toplumsal cinsiyet rollerinin dengesi dağılımı toplumsal cinsiyet eşitsizliğini beraberinde getirir. Eğer toplumun kültürel kodlarının oluşum aşamasında eşitsiz dağılım gerçekleşirse kalan süreçte bu eşitsizliği toparlamak pek mümkün olmaz. Bu yüzden toplumsal rollerin dağılımı hayati önem taşımaktadır. Çünkü oluşan eşitsizlik ileride birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak derecede bireylere etki eder.

Bu çalışmada Türk kültürünün ataerkil yapısının TV programlarına ve bu programlarının yayınlanma sürecine etkileri üzerine yorumlayıcı bir yaklaşım sergilenmiştir. Türk toplumun ataerkil yapısı erkek egemen sistemin oluşmasına ortam hazırlamıştır. Bu egemen sistem kendini devam ettirmek ve sürekli olarak yeniden üretilmek için birçok yöntem kullanarak kadınları tahakküm altında tutmayı amaç edinmiştir. Ekonomik gücü elinde bulundurarak diğer birçok tahakküm gücüne de erişen erkek konfor alanını daha da genişletmek için elinden geleni yapar. Bu sistemin elbette erkekler üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Fakat bu çalışmada daha çok ataerkil düzenin Türk kadınları üzerindeki olumsuz etkileri yorumlanmaya çalışmıştır. Yapılan içerik analizi ve oluşturulan tablolar ile elde edilen verilerden yola çıkarak ulaşılan sonuçlara göre Türk toplumunun ataerkil yapısı sürekli olarak kadının toplum içindeki rollerini kısıtlıyor, negatif yönde etkiliyor. İyice kısıtlanan kadının toplumsal rolüne daha çok ev işleri, temizlik işleri, mutfak işleri, çocuk bakma gibi görevler atfedilir. Bu atıf kadının ekonomik hayata katılımını zorlaştırır ve ekonomik gücü tamamen erkeğin eline bırakmasına neden olur. Ekonomik üstünlüğü eline alamayan kadınların toplumsal statüsü de erkeğin statüsünden daha aşağıda kabul edilir. Kadının rolüne atfedilen anlamlar ve görevler ile iyice statü kaybeden kadının erkek tahakkümüne girmesi kaçınılmazdır. Bu durum erkek hegemonyasının her geçen gün artmasına neden olur.

Topluma sirayet eden en önemli kitle iletişim aracı olan televizyon yayınladığı programlar ile toplumun kültürüne doğrudan etki eder. Neredeyse her evde bir televizyon olduğu düşünülürse televizyonun topluma etkisi daha net kavranabilir. Kültürü besleme veya yeni kültür üretme aracı olarak kullanılan televizyon yayınlarının hâkim sınıfların elinde şekillenmesi toplumun kültürünün giderek yapay, dayatma bir kültür olmasına neden olacaktır. Ataerkil toplum yapısının izlerini taşıyan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin her geçen gün arttığı Türk toplumunda TV programları, toplumda bulunan bu eşitsizliği beslemek için bir nevi meşrulaştırma aracı olarak kullanılır.  Birçok TV programı ile kadını erkek önünde değersizleştirir. Erkek tahakkümünü meşrulaştırır. Toplumun kendi normlarını hiçe sayan davranışları sırf erkek söylem hâkim olduğu için normalleştirir. Böylece her geçen gün toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin boyutu artar. Bu anlamda değerlendirecek olursak TV programlarının toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerinde doğrudan ve güçlü bir etkisi vardır.

Kaynakça

(tarih yok). https://www.tvyayinakisi.com/star-tv-yayin-akisi/ adresinden alındı

(tarih yok). https://www.tvyayinakisi.com/star-tv-yayin-akisi/ adresinden alındı

(tarih yok). https://www.tvyayinakisi.com/star-tv-yayin-akisi/ adresinden alındı

(tarih yok). https://www.sabah.com.tr/gunaydin/televizyon/fox adresinden alındı

(tarih yok). https://www.trt1.com.tr/yayin-akisi adresinden alındı

(tarih yok). http://www.otuzumdansonra.com/erkek-hegemonyasi-ve-kadin/ adresinden alındı

(tarih yok). https://atif.sobiad.com/index.jsp?modul=makale-detay&Alan=sosyal&Id=AXDDigukyZgeuuwfWD-t adresinden alındı

(tarih yok). https://www.themagger.com/cinsiyet-kimligi-ve-cinsel-yonelim-nedir/ adresinden alındı

(tarih yok). https://sites.google.com/site/enginnalbant/foucaultveiktidar adresinden alındı

(tarih yok). https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/19_20_Bahar/sosyoloji_tarihi_2/9/index.html adresinden alındı

(tarih yok). https://aklinizikesfedin.com/sosyal-guc-tanimlari-ve-turleri/ adresinden alındı

(tarih yok). https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/558829 adresinden alındı

(tarih yok). https://www.uludagsozluk.com/k/eril-tahakküm/ adresinden alındı

(tarih yok). https://www.nonviolence.wri-irg.org/tr/resources/2012/toplumsal-cinsiyet-nedir?language=tr adresinden alındı

(tarih yok). https://toplumsal-rol.nedir.org adresinden alındı

(tarih yok). https://www.yayinakisi.mobi/show-tv adresinden alındı

(tarih yok). https://www.tvyayinakisi.com/tv-8-yayin-akisi/ adresinden alındı

(tarih yok). https://eksisozluk.com/hegemonik-erkeklik–3330443#:~:text=hegemonik%20erkeklik%20farklı%20coğrafya%2C%20kültür,çok%20etkileyebilen%20bir%20erkek%20olma adresinden alındı

(tarih yok). https://tr.wikipedia.org/wiki/Ataerkillik#:~:text=Ataerkillik%2C%20erkek%20otoritesine%20dayanan%20bir,kadınlardan%20daha%20çok%20saygı%20gösterilir. adresinden alındı

(tarih yok). https://www.facebook.com/notes/sosyoloji-sociology/sosyolojide-feminizm-yaklaşimina-kisa-bir-bakiş/602333063127331/ adresinden alındı

Age, C., & Sancar, S. (tarih yok). Erkeklik:İmkansız İktidar.

AKKAŞ, İ. (tarih yok). CİNSİYET VE TOPLUMSAL CİNSİYET KAVRAMLARI ÇERÇEVESİNDE ORTAYA ÇIKAN TOPLUMSAL CİNSİYET AYRIMCILIĞI.

BOLAT, N. (tarih yok). ERKEK EGEMEN BİR DÜNYADA KADININ MEDYADA TEMSİLİYETİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ DİZİSİ ÖRNEĞİ.

Bozok, M. (tarih yok). Soru ve Cevaplarla Erkeklikler (s. 6). içinde

Cemiyeti, T. G. (2016). Kadın ve Medya . AKADEMİ YAYINLARI.

Connell, & Messerschmidt. (tarih yok). Hegemomik Masculinity.

Connell, R. W. (tarih yok). Toplumsal Cinsiyet Ve İktidar.

Çavdar, C. (tarih yok). GÜNDÜZ KUŞAĞI KADIN PROGRAMLARINDA TOPLUMSALCİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ VE KADIN TEMSİLİ.

ERDOĞAN, M. (tarih yok). MEDYADA CİNSİYETE DAYALI AYRIMCILIKLA MÜCADELEDE MEDYA İZLEME GRUPLARI.

Gülşah AYDIN, D. A. (tarih yok). STEREOTİP KADIN ROLLERİNİN TELEVİZYON REKLAMLARINDA SUNUMU.

Hasan GÜRKAN, A. S. (tarih yok). TÜRKİYE’DEKİ KADIN İZLEYİCİLERİN TELEVİZYON PROGRAMLARINDAKİ KADINI.

KIRTEPE, S. (tarih yok). TELEVİZYON DİZİLERİNİN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ SOSYO-KÜLTÜREL BİR ÇÖZÜMLEME (ERZURUM ÖRNEĞİ).

Perry&Perry. (2003:207).

(tarih yok). TELEVİZYON DİZİLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ARAŞTIRMASI.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir