Şiddet Sporun Bir Parçası Mı?

Şiddet Sporun Bir Parçası Mı?
0

 

“Spor, insanları bir araya getiren bir köprüdür. Şiddet, o köprüyü yıkar.” – Lionel Messi

Kişilerin ve toplumun bir arada yaşamasını sağlayan genel kabul görmüş değerler vardır. Bu değerler geçmişten günümüze kadar sosyal, siyasal, toplumsal ve ekonomik birçok olayın etkisi ile oluşmuştur. Sevgi, saygı, hoşgörü, yardımseverlik, cömertlik gibi değerler bunlardan birkaçı olarak sayılabilir. Ancak bu değerin değişik sebeplerle bozulmaya başlaması ile birlikte toplumsal sorunlar artmaya başlar. İşte bu noktada bir kısım toplumsal sorunlar gibi şiddet de toplumun mücadele etmesini gerektiren sosyal bir sorun olarak karşımıza çıkar. ünümüz Türkiye’sinde şiddet ve türleri olan sporda şiddet, aile içi şiddet, kadınlara yönelik şiddet, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, gibi kavramlar sıklıkla konuşulur hale gelmiştir.

Spor, birey yani toplum olmadan ortaya çıkamaz. Sporun olabilmesi için mutlaka bir topluma ihtiyaç vardır. Spor, toplumların kültürlerini etkileyerek, toplumsal hayatın temel uygulama alanlarından biri haline gelmiştir. Kısaca spor, “maddi temeli olan, kitleleri çok yakından ilgilendiren, belli davranış modelleri, düşünce, simgeleri olan, göreli sürekliliğe sahip, belli kurallara dayanan yapısıyla, toplumsal bir kurumdur” (Akt: Dever, 2010) Toplumsal bir kurum haline aile, ekonomi, eğitim, siyaset ve devlet gibi kurumları da etkiler hale gelmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı spor sosyolojinin bir konusu haline gelmiştir. Spor alanındaki incelemeleri temel yasalara ulaşmak ve güvenilir sonuçlar elde edebilmek amacıyla sosyolojinin alt dalı olan “spor sosyolojisi” ortaya çıkmıştır.  Sporun, toplumsal hayatından temellerinden birine dönüşmesi ile beraber sosyoloji-toplum-spor üçgeni arasında araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Kısaca spor sosyolojisi, spor olgusunu sosyolojik açıdan inceleyen, spor ve toplumsal yapı arasındaki işlevsel ilişkileri yapısal değişkenleri, çözümleye çalışan bir bilim dalıdır.

Spor Sosyolojisini “spor-taraftar-şiddet” bağlamında incelemek gerekirse; evrensel düzeyde “taraftar” denilince akla hemen “futbol taraftarlığı” gelmektedir. Yani futbol evrensel bir daldır ve spor şiddeti araştırmalarının çoğu futbol sporu özelinde gerçekleştirilmiştir. Okuyacağınız sonuçlar futbol sporu bağlamında yorumlanmıştır. Taraftarlık tanımını yapmak sanıldığı kadar kolay değildir çünkü dünya genelinde bir takımın taraftarı olan bireyler neden o takımın taraftarı olduklarını tanımlayamamaktadır. Erzincanlı olan bir insanın Galatasaraylı olması veya Galatasaray’ın galibiyetlerinde ağlama sebebini tanımlamak çok güçtür. Taraftarlık, kelime olarak “taraf olma, yani bir takıma karşı eğilim gösterme” anlamına gelmektedir fakat sahaya indiğimizde durumlar daha kompleks bir hal almaktadır. Ayhan Dever’in Mehmet Acet’ten aktardığına göre “Türk popüler futbol kültürünün, toplumun mikro ekonomik bir temsilini ve yeniden kuruluşunu ifade eden bir cemaat türü” (Akt: Dever, 2010). Yani taraftar, belli bir kültürün bireylerinin bir araya gelmesi ile oluşan aralarında kuvvetli ilişkilerin bulunduğu bir topluluktur. Taraftarlığın farklı boyutları mevcuttur. Ayhan Dever taraftarları Fanatikler, Mekancılar, Doyumsuzlar, Sabırsızlar, Deplasmancılar, Takımla Şahlananlar, Uğruna İnanlar ve Bilmişler olarak sekiz alt başlığa ayrılmıştır ve hepsinde farklı davranışlar gözlemlemiştir. Taraftarlığın biraz üst boyutu fanatiklik olarak kabul edilir. Fanatikler, kendi takımlarına daha güçlü bir bağ ile bağlıdır. Bu güç “senin için ölürüm-öldürürüm” şeklinde sloganlar atabilecek boyuttadır. “Fanatikler vurucu, kırıcı ve gürültü yapıcı araçlarla yüklüdür. Daha yolda gelirken bile gürültü ve hır gür çıkarır” (Akt: Dever, 2010). Dever’in Galeano’dan aktardığına göre fanatikler şiddet yanlısı taraftarlardır. Taraftarlığın bir sonrası ise fanatizm. Bu aslında tutku derecesinde sevmek anlamına geliyor. Bu kulağa daha masum geliyor. Aslında bakarsanız bizim fanatiklerden değil holiganlardan endişelenmemiz gerekiyor. Çünkü holiganlık bu hayranlık ve masumluk içerisinde yer almamakta. Holigan kelimesinin ortaya çıkışında dahi kavgacı, ayyaş rolü bulunmakta. Holiganlar bütün dünya için utanç kaynağı olmuştur. İngiliz holiganları üzerinde araştırma yapan Sosyolog Eric Dunning’e göre ise holigan; saldırgan ve şiddete yönelik taraftarların sosyolojik bir sözcük olmaktan çok, aklıselimin ürettiği bir kategori oluşturdukları açıktır. Bu deyim futbola ilişkili bağlamlarda gelişen bir dizi davranışı içerir, örneğin küfürleşmeden itişmelere, sahayı işgal eden fiziksel saldırılara, ağır yaralanmalara ve hatta kimi zaman da cinayete kadar giden davranışları. ” (Akt: Dever, 2010) bulunan bireylerdir. Holigan kelimesi, bünyesinde şiddet ve saldırgnlık gibi faaliyetleri barındırmaktadır. Şiddet, bünyesinde yok etme ya da etkisiz hale getirme faaliyetlerini taşıyan bir kavramdır. Bundan dolayı şiddet olaylarının korkuyu da beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Saldırı ve saldırganlık kavramlarına baktığımızda ise “kişinin, bilinçli ve kısıtlı bir şekilde sosyal çevresine psikolojik veya fiziki olarak zarar vermeye yönelik bir davranışta bulunmasına deriz. Yani saldırganlıkla yapılan eylemlerin huy haline getirilmesi gibi bir durumla karşılaşmaktayız. Holiganlar da, saldırgan bireyler olarak bilinmektedir. Bir diğer anlatımla holiganlar, saldırı eylemlerini bir alışkanlık, huy haline getiren bireylerdir. Holiganların genel anlamda, kendilerini, 1985 yılında Brüksel’in Heysel Stadı’nda Liverpool-Juventus takımlarının mücadelesi sırasında patlak veren olaylarla duyurmaya başladıklarını görmekteyiz. Holiganlık günümüzde başlıca meslek dallarından biri haline geldiğini görmemiz mümkün. Ekonomik getirisi fazla olan “modern holiganlık” toplumsal değerlerin zedelendiğinin göstergesidir.

thumbnail
Önerilen Yazı
Spor Sosyolojisi Nedir?

Spor, genel anlamda dostluğun ve barışın simgesidir fakat zaman içerisinde evrimleşerek spor adını şiddete de yazdırmıştır. Sporda gördüğümüz şiddet gündelik şiddet olaylarından daha abartılı bir boyuttadır. Binlerce insanın, binlerce insana uyguladığı bir şiddet söz konusudur. Bunu savaşa benzetebiliriz. Spor olaylarındaki şiddet daha yıkıcı ve daha etkilidir. Yapılan araştırmalara göre çoğu dönemde spor şiddet iç içe olmuştur. Sporda şiddet konusunda yazılı ilk rapor “İ.Ö 532 yılında Konstantinapol’deki bir atlı savaş arabasını anlatmaktadır. Taraftarlar stadyumu ele geçirmişler ve ayaklanmayı durdurmak için Roma askerlerinin olaylara müdahale etmeleri gerekmişti. Taraftarlar kontrol altına alınırken 30.000 kişi ölmüştür” (Akt: Dever, 2010). Günümüze doğru gelindikçe spor karşılaşmalarında şiddetin sayı olarak artmakta. Her maç öncesi şiddet olaylarına rastlamaktayız. Fakat bu olaylar sonucunda ölümler meydana gelmediğinden şiddet olarak değerlendirilmemektedir bu da önümüze gelen sporda şiddet haberlerinin sayısını düşürümektedir. Peki Spor Şiddeti toplumu nasıl etkilemektedir? Öncelikle toplumda güvenlik endişeleri oluşturduğunu söyleyebiliriz. Spor şiddeti, hem sporcuların hem de seyircilerin güvenliğini tehdit eder. Şiddet olayları, insanların spor etkinliklerine katılma isteğini azaltabilir ve güvenlik önlemlerinin artmasını gerektirebilir. Topumsal düşmanlıkların pekişmesinde önemli bir rol oynar. Taraftar grupları arasındaki çatışmalar ve spor şiddeti, toplumda ayrılık ve düşmanlıkları pekiştirebilir. Irk, etnik köken veya sosyal sınıf temelli çatışmalar, spor etkinliklerinde şiddetin artmasına neden olabilir. Son olarak ise dostluğu ve barışın simgesi olan sporun itibarına zarar verir. Spor etkinliklerinde meydana gelen şiddet olayları, sporun toplumdaki itibarını olumsuz yönde etkileyebilir. Şiddetin yayılması, sporun pozitif değerlerini gölgeleyebilir ve sporun toplum üzerindeki olumlu etkilerini azaltabilir.

Spor şiddettinin arttığı bu dönemde yapılması gerektiğini düşündüğüm çözüm önerileri mevcut. İlk olarak Spor Şiddetine karşı farkındalık çalışmalarının yürütülmesi gerektiği inancındayım. Spor şiddetinin önlenmesi için sporcular, taraftarlar ve spor organizasyonları arasında farkındalık ve eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Fair-play kültürünün teşvik edilmesi, şiddetin önlenmesinde önemli bir rol oynar. Spor müsabakaları sırasında güvenlik önemleri arttırılabilir. Spor etkinliklerinde güvenlik önlemlerinin etkin bir şekilde uygulanması, şiddet olaylarının önlenmesine yardımcı olur. İyi organize edilmiş güvenlik ekipleri ve detektörler gibi önlemler, şiddetin yayılmasını engelleyebilir. Son olarak ise displinsel sıkılaşmaya gidilebilir. Mesela spor kuruluşları, şiddet içeren davranışları ciddiye almalı ve gerekli disiplin önlemlerini uygulamalıdır. Şiddet içeren eylemlerin cezalandırılması, spor etkinliklerinde şiddetin azalmasına katkıda bulunabilir

Spor, insan hayatının vazgeçilmez parçalarından biridir. Spor, toplumu oluşturan bireylerin yaptıkları aktivitelerdir. Bu nedenle, spor toplumdan ayrı düşünülemez çünkü sporun varlık nedeni toplumdur. Toplumu oluşturan bireyler, kendi sporlarını ve bunun sonucunda kendi spor kültürlerini de yaratmaktadırlar. Spor, toplumsallaşmanın üzerinde etkilidir. Sağlıklı bir toplumun ortaya çıkmasında sporun önemli bir faktör olduğunu unutulmamalıdır. Spor yapan bireyler kurallara uyulması gerektiğini öğrenmekte ve yeni arkadaşlıklar edinmektedir. Zaman içerisinde artan sporda şiddet ancak şiddet olaylarının sahalardan tamamen çıkartılması üzere taraftarın eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi ile gerçekleştirilebilir. Taraftar gruplara “sporun kardeşlik” olduğu tekrardan hatırlatılmalıdır.

KAYNAKÇA

  • SAZ, İrfan. Spor – Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri
  • TURKAY, Hikmet. (2020), Spor Sosyolojisi: Geçmişten Günümüze Gelişimi ve Gelecek Beklentileri
  • DEVER, Ayhan. (2010), Spor Sosyolojisi – Tarihsel ve Güncel Boyutlarıyla Spor ve Toplum

Marmara Üniversitesi Sosyoloji (İngilizce) mezunuyum. Aynı üniversitede Aile Danışmanlığı ve Pedagojik Formasyon eğitimlerini tamamlayarak Aile Danışmanı ve Felsefe Öğretmeni unvanlarını aldım.Kariyerime UN Global Compact Türkiye’de başladım; ardından Argüden Yönetişim Akademisi’nde iletişim ve organizasyon alanında görev aldım. Hâlen aynı kurumun Gençlik Ağı’nda Yönetişim Elçisiyim. Aynı zamanda bireysel danışanlarla Aile Danışmanı olarak çalışmaktayım.Uzmanlık Alanlarım: Kurumsal iletişim, sivil toplum, aile ve ilişki danışmanlığı, sosyoloji (aile, sanat, küçük grup), felsefe.📩 İletişim: aile.dan.irempolat (Instagram) | irempltirem@gmail.com

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir