Althusser ve Marx: Yüzeysel ve Semptomatik Karşılaştırma

Althusser ve Marx: Yüzeysel ve Semptomatik Karşılaştırma
0

Luis Althusser Cezayir’de doğan ve yapısalcı bir filozof haline gelen önemli entelektüellerdendir. Onun geliştirdiği yapısal Marksizm, yapısalcılığın sosyoloji üzerindeki en büyük etkilerinden olmuştur. Etienne Balibar, kendisi için, Marksizmin sorunlarını ne kadar çok bulup ortaya çıkarsa da,onlara çözüm bulmaktabaşarısız olduğunu yazmıştır. Kısaca, Karl Marx’ın metinlerinin yeni bir teorik bakış açısıyla okunmasını L. Althusser işlevsel hale getirmiştir. Özellikle For Marx ve Reading Capital üzerine tartışmalarıyla, Marksizm ve tarihsel materyalizmin yeniden okunmasında ve bilimsel değerlerinin ortaya çıkarılmasında önemli işlevlere sahip bir yazar olmuştur. Esasında, Althusser’in ünü, onun anti-hümanist dünya görüşünden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle de yaşamı boyunca da Hıristiyanlaştırılmış Marksizmi güçlendirmeyi amaçlamıştır. Marksizm içindeki ve dışındaki birçok kişi, Althusser’in toplumu, görece özerk seviyelerden (hukuki, kültürel, politik, vb.) oluşan yapılandırılmış bir bütün olarak kavramsallaştırması karşısında şaşırmıştır. Marksist Althusser, bir anti-hümanist ve anti-ekonomist olarak tanımlanır.

Toplumsal gelişmeler, hümanizmde olmayan değişimi beraberinde getirir. Bireyler sabit doğayı kabul etmemelidir. Yapısalcılara göre ideoloji, bireyleri etkileyen güçtür. İdeoloji, kültür, toplum ve güç arasındaki bağlantıyı vurgulayarak yapısalcı kültürel Marksizmi savunuyor. Gramsci gibi ideolojiye odaklanarak Marksizm eksenini yorumlar. Ekonomi karşıtı bir bakış açısıyla ekonomik yapıyı reddeder. İdeoloji medya, camiler ve okul tarafından üretilir ve bireyleri özne haline getirir ve kapitalist sistem onu ​​kullanır. Althusser, ünlü Reading Capital’inde yalnızca Marx’ı okumakla kalmaz, aynı zamanda metnin sözcüklerine odaklanan yüzeysel okuma ile metnin doğruluğunu bildiren veya belirleyen sorunun parçalarını bir araya getirmeye çalışan semptomatik bir okuma arasındaki karşıtlıklarıyla da anlamı tanımlar. Althusser’in amacı, Marx’ın tamamen yeni bir nesneye, üretim tarzına dayanan teorik devrimini ayırt eden bir okuma pratiği sunmaktır. Bu, Marx’ta toplumsal bütünün eklemlenmesinin görünmeyen yapısı haline gelir ve artık Hegel’in felsefesini ve klasik politik ekonomiyi bilgilendiren ikileme ait değildir. Dolayısıyla, Marksist bir bilgi teorisini diğerlerinden, özellikle de gerçeğin ayrılmaz bir şekilde duyu deneyimine bağlı olduğunu öne süren her türlü ampirizmden ayıran şey epistemolojidir. Marx ise, mevcut deneyimin apaçıklığını vurgulayan geçmiş bilgiden ayrılmak istemiştir. Karl Marx‘tan önce kimse bilgi ile gerçek arasındaki bağı çözemezdi. Ampirizme olan güveni nedeniyle, Marx’ın kendisi bile üretim tarzı kavramını ayrıntılandıramadı. Bu nedenle, Althusser’e göre, bugünün Marx okuyucusu ve değerlendiricisi, keşfini anlamak için semptomatik bir okuma yapmalıdır. Althusser, Marx’ın ne keşfettiği sorusunu gündeme getiriyor ve onu iki şekilde yorumluyor. Bunlardan ilki, Marx’ın üretim tarzı kavramını, özellikle de kapitalist üretim tarzını keşfetmesidir. İkincisi, diyalektik kadar önemli olan tarihsel materyalizmi keşfetmesidir. Althusser’e göre erken dönem Marx açıkça hümanist, Feuerbach’çıdır. Otantik Marx, hem ekonomiyi hem de hümanizmi yöneten Hegelci-Feuerbachçı ikilemin üstesinden gelen kişidir. Althusser ise ideolojiyi toplumsal bir gerçek olarak reddetmedi. Daha ziyade, Marx’ın iddia ettiği gibi, insanların kendi sınıf savaşlarının farkına varmalarının ve onunla savaşmalarının ideoloji aracılığıyla olduğunu iddia eder.

Sonuç olarak, Marksist teorideki boşluğu doldurmaya çalıştı. Bu nedenle, insanların yalnızca belirli bir döneme ait belirli makaleleri okuyup Marx’ı yanlış anladıklarını ve semptomatik okumaları gerektiğini düşünüyor. Dolayısıyla Althusser, Marksizmi onun yanlış okunmasına dayandırır. Bu siyasal ve toplumsal ihtiyaç nedeniyle Marksizmin yeni bir okumasının yapılması ve ideolojik kuruntulardan kurtarılması gerektiğini düşünen Althusser, bu tarihlerde Marksizmi hümanizmden, Hegelcilikten ve epistemolojiden kurtarmaya çalışır. Toplumsal koşulların tarihselliğine önem vererek kattığı yapısalcılıkla epistemolojiyi ve Marksist teoriyi yeniler. Böylece Marksizmi ulaşılabilecek ve ulaşılması gereken bir ufuk haline getiriyor. Marx’ın “gençlik çalışmaları”nı “olgunluk çalışmaları”ndan ayıran kriterleri belirlemeye çalıştı. Althusser’in ana hedefi ortodoks Marksizm ve Hegelcilik anlayışıdır. Hegelci Marksizm, epistemolojik kavramlarından teorik-politik konumlandırmasına kadar hiçbir noktada kabul edilemez. Marx, çalışmalarında belli bir noktada ideolojik alandan bilimsel alana geçer, buna epistemolojik kırılma denir. Herhangi bir bilimsel disiplinin tarihinde böyle bir kırılma anı vardır. Giriş eserlerinde Marx hala ideoloji alanındadır ve bu Marksist bilimin teorik olarak Marx’ın eserlerinin yeni bir okumasıyla ortaya konulması gerekmektedir.

Kaynakça

Althusser, Louis, and Etienne Balibar. 1970. Reading Capital. Translated by Ben Brewster. London: NLB.

Lechte, J. (2008). Foucault. In Fifty Key Contemporary Thinkers. New York, USA: Routledge.

Louis Althusser, Marx İçin, çev. Işık Ergüden, İthaki Yayınları, 2002, s. 25.

PSIR&Sociology

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir