Deprem ve Toplumsal Değişme Unsuru Olarak Göç

Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremden pek çok ilimiz etkilenmiş ve toplumsal yaşamın aile, kentleşme, eğitim, göç gibi pek çok kurumunda değişimlere sebep olmuştur. Depremin yıkıcı ve zarar verici etkilerinin yanında aynı zamanda toplumsal dayanışma ağının oluşmasıyla toplumda pozitif bilinç meydana gelmiştir.

Deprem ve Toplumsal Değişme Unsuru Olarak Göç
0

Toplumsal açıdan önemli ve derin etkileri olan afetler, temel olarak yer bilimleri, çevre bilimleri gibi doğa bilimlerinin konusu olsa da sonrasında bireylerin psikolojileri etkilenmekte, sosyolojik açıdan da toplumdaki mevcut düzenin değişmesinde önemli rol oynamaktadır. Doğal afetler sonrası toplumların yaşadıkları ağır hasarlar sonucunda düzenin ve rutinin bozulması, yeniden düzen kurulması, toplumsal iş birliği ve dayanışma süreçleri, sosyolojinin ve özel olarak afet sosyolojisinin konusunu oluşturmaktadır (Gökalp Yılmaz, 2021, s. 195). Bu bakımdan ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde pek çok ilimiz etkilenmiş ve toplumsal yaşamın aile, kentleşme, eğitim, göç gibi pek çok alanında değişimler meydana gelmiştir. Aynı zamanda bu deprem yıkıcı ve zarar verici etkilerinin yanında toplumun bireysellikten uzaklaşarak bir toplumsal dayanışma ağı oluşturmasıyla toplumda pozitif bir bilinç oluşturmuştur.

Toplumsal yaşamda meydana gelen en büyük değişimlerden birisi de afet bölgesindeki bireylerin kitlesel olarak göç hareketlerinde bulunmasıdır. Depremin yarattığı psikolojik etki sonucunda bireyler öncelikli olarak hayatta kalma iç güdüsüyle, aynı zamanda gıda, barınma gibi temel ihtiyaçlara ulaşma sıkıntısından dolayı göç etmeye yönelmektedir. Deprem sonucunda bölgedeki pek çok barınma alanının yıkılması ya da hasar görmüş olmasından dolayı bireyler temel barınma ihtiyaçlarını karşılayamayarak geçici olarak araçlarında ya da çadırlarda konaklamış, imkânı olanlar hemen deprem sonrasında göç hareketlerine yönelmiştir. Göç literatürü açısından bakıldığında bu göç pratiği isteğe bağlı olmayan (zorunlu) göç niteliği taşımaktadır. Zorunlu göç; kişilerin iradelerinden bağımsız olan doğal afetler, ekonomik, sosyal, siyasal, ekolojik yıkımlar dolayısıyla yaşamı zorlaştıran koşulların oluşması ve yerleşim biriminden göç etme zorunluğunun ortaya çıkması durumunu nitelemektedir (Keser, 2011, s. 10).

depremBuradaki önemli bir nokta ise göç etme olanaklarının ve kentten tahliye sürecinin siyasal boyutta incelenmesidir. Gıda, barınma ihtiyaçlarının dağıtımında ve bunlara ulaşmada yaşanan zorluklarla beraber kentten göç etmek isteyenlerin gerekli ulaşım araçlarına erişiminde yaşanan aksaklıklar “devletin yetersizliği” veya “devletin terk etmişliği” söylemini ön plana çıkarmaktadır (Aykutalp, 2019, s. 104).

Bu süreçte yaşanan yoğun göç dalgasıyla depremin etkili olduğu kentlerin hayalet kent konumuna gelmesi söz konusudur. Kentin terkedilmesi de beraberinde terkedilmiş konut, iş yeri vb. alanlarda hırsızlık faaliyetlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu açıdan evlerini terk etmek zorunda kalanlar aynı zamanda geride bıraktıkları eşyalarının çalınması ile depremin yarattığı yoksullaşma halini yaşamaktadırlar. Bireyler açısından bakıldığında göç, deprem sonucunda ortaya çıkan kaos ortamından kurtulma ve aynı zamanda deprem sonrası sanayi, ticaret, ulaşım altyapısının yıkılmasıyla işsizlikten korunma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Göç etme pratiğine neden olan diğer bir neden depremin normal hayat akışını olanaksız kılacak yoksunluk halini ortaya çıkarmış olmasıdır. Bireylerin, gündelik hayatlarındaki ani değişimler ve kayıplar sonucu göç etme sürecine girdiğini söylemek mümkündür (Aykutalp, 2019, s. 106).

Sonuç olarak ülkemizde yaşanan 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli deprem sonucunda üzücü pek çok kayıp yaşanmış ve toplumsal hayatta pek çok değişim meydana gelmiştir. Önemli bir değişim unsuru olan göç de insanların büyük yıkım sonucunda barınma sorunuyla karşılaşmasından dolayı yoğun bir biçimde yaşanmıştır. İnsanların yaşadıkları bölgede gündelik hayat pratiklerini gerçekleştirememesi, en temel ihtiyaçlardan barınma, gıda, temizlik gibi ihtiyaçlarını karşılayamamaları ve işsizlik olgusu bireyleri gündelik hayatlarını yeniden düzene sokabilecekleri bir strateji olarak göç etmeye yöneldikleri gözlemlenmektedir.

Kaynakça

  • Aykutalp, A. (2019). Kent, Afet ve Siyaset: Felaket Kapitalizmi, Kapasite Yoksunluğu ve Kent.
  • Gökalp Yılmaz, G. (2021). Afetlere Sosyolojik Bakış ve Türkiye’de Afet Yazınına Kuramsal Bir Yaklaşım. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9 (1), 195-204. DOI: 10.18506/anemon.819871
  • Keser, İ. Göç ve Zor: Diyarbakır Örneğinde Göç ve Zorunlu Göç. Ankara: Ütopya Yayınları. 2011

İlginizi Çekebilir: Sosyolojik Tahayyül

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi - Sosyoloji

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir