Çocuk Dilenciler Gözlem Raporu

Çocuk Dilenciler Gözlem Raporu
ocuk dilenciler gözlem raporu sosyoloji
0

AMACI: Toplumda yok sayılan ama her gün gördüğümüz, geleceğimiz olan çocuklar için bir gözlem ve değerlendirme yapmak istedim. Araştırmayı yaparken gözlemlediğim grubun dışında kalmaya özen gösterdim yani katılımsız gözlem yaptım. Gözlemimi özellikle zengin kısma hitap eden Çekmeköy de yaptım, dükkan olarak da Moda’da bir köşeye oturdum ve gözlemime başladım. Öğlen saatlerine geldim halde çocuk dilenci göremediğimden dolayı garsona sormak istedim oda “ Erken gelmişsiniz, onlar şimdi uyuyodur ama yinede gelir bir kaç tanesi “ dedi. Çalışan çocukların gelme saatlerine kadar detaylı konuşmuştu benimle şaşırdım ve oturmaya devam ettim. Bu gözlemi yaparken hava çok soğuktu ama yine de dışarda oturmak istedim bir nebze olsun onları anlayabilmek için ama mont ve bot giyerek… Yeni yılın ilk günü müdür bilmem sadece bir buçuk saatte bir çocuk geldi oda çok kimse yoktu diye hemen geri çıktı. Saat 16.00 gibi kalabalık olmaya başladı cafenin karşı tarafında bir tane kadın gördüm köşe başında çocuklarını gözlüyordu, çocuklar cafede olan kişilerin yanına geldi ona ezberletilen kelimeri söylerek para ve yemek istedi kadında sütlaç ısmarladı, çok vicdanlı bir toplumuz bir yanımız vermememiz gerektiğini söylesede onların gözlerine baktımızda dayanamıyoruz. Bir kaç dakika durduktan sonra garson farkedip dışarı çıkardı küçük kızı gözlemimin ilk günü böyle geçti.

Gözlemimi iki gün ve iki farklı yerde yapmak istedim bu sefer yine Çekmeköy’ de ama Burger Kıng te yaptım bunun sebebi ise zengin bir kısımda ama daha uygun fiyatların olduğu bir mekandı. Bu sefer gözlem yaptığım yere 16.00 da gittim oraya girerken bile kapıdalardı. Taşı sıksa suyunu çıkarıcak genç kızlar ve erkekler, boyu arabanın dikiz aynasına bile gelmeyen çocuklar ordalardı öncedende orda onları görüyordum ilk görüşüm değildi, fakat sadece bakıyormuşum onları görmüyormuşum…

Bir yer buldum ve oturdum bir tane adam iki tane çocukla geldi tam kapıdan girerken “Herkes nasibine yer” dedi ve içeri girdiler, ardından bende onları dinlemek için içeri girdim. “Adam kaç kişi oldukları sordu çocukta 8 kişi ama sen 4 kişilik alsan yeter abi “dedi ve adam yemeklerini aldı “Afiyet olsun çocuklar” diyerek gitti. Böyle anlatınca o duygu size geçmemiş olabilir ama ciddi anlamda duygulandım kimse bilmeden sessiz sedasız onlara yardım etmek isteyen bir insanın olduğunu hissetmek çok güzeldi hele böyle bir zamanda. Aklıma şu söz geldi “Zenginin gözü doymadan fakirin karnı doymuyordu.“ Bu olaydan sonra dışarı çıktım orda çalışan biri çocukları dışarı çıkarırken isimleriyle sesleniyordu. Çalışana sordum da “Her gün buradalar artık alıştık bu duruma” dedi. Peki dedim “Polis bir şeyler yapıyor mu?” diye sordum. Oda “Zabıta bakıyor genellikle zaten onları gördüklerinde çok hızlı ortadan kayboluyorlar. Zabıtaların bazı arabalar var sivil tanınmamak için bir anda yakalamak amaçıyla geliyorlar ama artık onları da tanıyor çocuklar camları flimli olduğundan” dedi. Bununda yolunu bulmuşlar ama zaten buda çözüm değildi ki. Onların okuması lazım çalışmak, dilenmek değil ne yazık ki hayatımızı seçemiyoruz…

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME :

Yıllardan beri ülkemizin dilenci gerçeğini bilmeyen yoktur. Emniyete göre ise dilenenler iş insanlarından daha fazla bir servete sahip ancak bu zamanla hastalık haline geldiği için keşmekeş hayatı bırakamayıp devam ediyorlar hatta buna çocuklarını da dahil ediyorlar.Bu gözlemi yaparken çok değişik şeylerde öğrendim eve minimum 20 tl getirmediğinde dayak yediğini için dilenmek zorunda kalan çocukta var bunu çok kolay para kazanma yolu olarak gören çocukta. Onlardan bitanesine “Hayalin ne ?” diye sorduğumda “yaşıyoruz işte öyle abla” demişti. Yaşıyor gibi gözüküyolardı ama insan “düşlerinin öldüğü gün ölür “demiştir Yaşar Kemal. Eskiden çocuk dilencilere , sogukta kağıt toplayan kişilere üzülürdüm acırdım elimden bişey gelmezdi ama kağıt toplayan insanlar kimseye muhtaç olmadan yaşayan insanlardır aciz insanlar birinin eline bakarlar ve buna çocuklarınıda mecbur bırakıp dilendirirler . Bu araştırma sonucunda onlarla ilgili biraz araşırma yaptım çocuklar için devlet, vakıf neler yapmış pek bir şey bulamadım acıkcası. Onları yakalayıp küçük bir miktar para cezası alıp çıkartıyorlar. Kanunların bu konu hakkında daha katı kuralları olması gerektiği kanaatindeyim. Bu çocuk dilencileri toplumda kazandırmak için harekete geçilmesi ve onları görmezden gelmeyi bırakmamız lazım . Bu konu hakkında farkındalık kazandırmak ve durumun çözülmesi daha geniş kitlelere yayılması için televiyonlarda kamu spotu yayınlanması gerekmektedir. Çocuklara dilendiğinde para vermek yerine onların başlarını okşamalı soğuk kış günü onlara mont,atkı,bere alabiliriz. En önemlisi ise onlara kitap vermeliyiz. Bir kitap bir insanı, bir insan bir toplumu değiştirebilir…

  • Tutku Nur Velioğlu – Kırklareli Üniversitesi

Sosyologer, tüm platformda sosyoloji çerçevesinde paylaşımlar yapan ve sosyologlara yayın imkanı tanıyan dijital bir platformdur. Dijital sosyoloji arşivi oluşturma amacı ile kurulmuştur.

Yazarın Profili

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir