Clark Hull’un Yeni Davranışçılık Yaklaşımı ve Burrhus Frederic Skinner’in Radikal Davranışçı Yaklaşmının Karşılaştırılması

Bu çalışmada davranış ekollerinin farklı iki savunucusu olan Clark Hull ve Skinner'in davranışçılığa yaklaşımları karşılaştırılmalı olarak açıklanmaya çalışılmıştır.

Clark Hull’un Yeni Davranışçılık Yaklaşımı ve Burrhus Frederic Skinner’in Radikal Davranışçı Yaklaşmının Karşılaştırılması
clark hull davraniscilik 1
0

ÖZ

Bu çalışma da Burrhus Frederic Skinner’in ve Clark Hull’un yaşantıları hakkında bilgi verilerek akademik eğitimleri dahilinde psikolojiye bakış açıları bağlamında davranışçılık hakkındaki yaklaşımları açıklanmaya çalışılacaktır. Çalışma Skinner ve Hull’un davranışçılık okulu içerisindeki farklı ve benzer yaklaşımları incelenilerek biçimlendirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Skinner, Hull, Öğrenme, Davranışçılık, Edimsel koşullanma, Radikal davranışçılık.

BURRHUS FREDERİC SKİNNER’İN HAYATI

Burrhus Frederic Skinner 20 Mart günü 1904 yılında dünyaya gelmiştir. Doğum yeri Amerika’nın Pennslyvania eyaletidir. 1926 yılında İngiliz Dili ve Edebiyatı üzerine lisans eğitimini tamamlamış ve ardından 1931 yılında Harward Üniversitesi’nde doktora çalışmasını başarıyla sürdürmüştür. Aslında psikolojiyle ilgilenmeden önce yazar olan Skinner, ilgisinden dolayı psikolojiye yönelmiştir. Amerikalı ruh bilimci, kendi evinin bodrum katında tasarladığı iddia edilen, psikolojiye bakış açısının tezahürü olan ve ismine ‘Skinner’in Kutusu’ adının verildiği deney kutusu ile ünlenmiştir. Ayrıca kariyerinin ilk yıllarında Psychology Today isimli dergide yazdıkları psikoloji bilimine önemli ölçüde katkı sağlayan bilim insanlarından biri olmasına katkı sağlamıştır. Araştırmalarını davranışçılık ve öğrenme üzerine şekillendiren Skinner, 1989 yılında lösemi hastalığına yakalandığını öğrenmiştir. Çalışmalarına verdiği önemden de anlaşılacağı üzere ölmeye yakın olduğunu bilmesine rağmen araştırmalarını sonlandırmamış psikoloji bilimine katkı için devamlılık sağlamıştır. Skinner, ‘’Psikoloji Bir Zihin Bilimi Olabilir Mi?’’ isimli makalesini tamamlayamadan acı bir şekilde 1990 yılının 18 Ağustos gününde hayata gözlerini yummuştur.
Skinner John Watson’dan sonra davranışçıların lideri olarak kabul edilmektedir. (Ciccarelli ve White, 2018: 177). Yayınladığı ilk kitabı olan Organizmaların Davranışı, Skinner’in düşünce dünyasını ortaya sererek yeni bir davranışçı akımı somutlaştırmıştır. O, davranışı incelerken sadece kendi düşüncelerine odaklanmamış Pavlov, Thorndike ve Watson’dan da etkilenmiştir. Düşünceleri her zaman somut ve pratik görerek düşünmenin kapsamını tüm canlı organizmalara yaymaktadır.

SKİNNER’İN KUTUSU (SKİNNER BOX)

Skinner’in kutusu edimsel koşullanmanın yansıtıldığı bir deney düzeneğidir. İsmini yaratıcısı Skinner’dan alan düzenek içerisinde bir kol, kutunun tabanında elektrik şoku veren teller, aydınlatıcı ışık bulunmaktadır. İçeride bulunan kol, istenildiğinde ve çevrildiğinde kutuya peynir düşürür. Mekanizma bu şekilde işliyorken kutunun içerisine bir fare bırakılır. Fare farkına varmaksızın kutunun içerisindeki kolu çevirir. Kolun çevrilmesi ile kutuya bir parça peynir düşer. Fare peynirle beslenen bir canlı olarak peyniri yer. Davranışı tekrarlamaya devam eder ve tekrarladıkça peynir düştüğünü görerek genelde hep bunu yapmaya başlar. Sonuç olarak kolu çevirdiğinde yiyeceğe ulaştığını görerek bunu öğrenmiş olur. Artık istediği zaman peynire ulaşabilmektedir.

CLARK HULL’UN HAYATI

24 Mayıs 1884’te Newyork eyaletinin Akron şehrinde dünyaya gelmiştir. Kırsal yaşamda büyümüş ve bu evreyi Michingan’da geçirmiştir. Düşünülenin aksine lisans eğitimini psikoloji bölümünden almayıp mühendislik fakültesi mezunudur. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra psikoloji eğitimini almıştır. Gençlik çağında çocuk felci geçirmiş olsa da çalışmalarına devamlılık sağlamayı başarmıştır. Pavlov’un şartlı davranışlar görüşünü inceleyerek davranışçı ekole kendini yakın görmüş ve bu alanda çalışmaya karar vermiştir. Araştırmalarını belirli kanunlara dayandırarak tamamlama gayesi gütmekte olan bir ruh bilimcidir. Nesnel tüm olguları kapsamına almayı istemiştir.

İstatistiksel analiz yöntemleri üzerine çalışmış hatta psikolojiye çok katkı sağlayan korelasyon ilişkilerini hesap edebilen bir makine icat etmiştir. (Ağır, bt, böl. 4.3.).

BURRHUS FREDERİC SKİNNER VE RADİKAL DAVRANIŞÇILIK

Skinner davranışçı yaklaşıma olan görüşlerini ilk olarak 1938 yılında Organizmaların Davranışı adlı kitabında açıklayarak modern psikolojinin gelişimine katkı sağlamıştır. Davranış örüntülerini sadece çevreye bağlamaz ve bunların hem kalıtım9 hem çevre etkileşimi olduğunu savunmaktadır. Ona göre canlılar belirli durumlarda, günlük hayat etkileşiminde, herhangi bir bağlamda bazı davranışları sergilerler ve bu davranışa karşılık olarak gelecek tepki canlıların davranışı kazanımlamasını ve tekrarlamasını etkilemektedir. O bu davranış örüntülerini ‘’edim’’ olarak adlandırmış ve edimsel davranışın sonuçlarının öğrenme sürecini etkilediğini vurgulamıştır.
Davranış konusunda daha örtük süreçler yerine açık süreçlere odaklanılmasını doğru bulmaktadır. Organizmanın hislerini ve güdülerini açık örüntüler olarak görmeyip bu tür süreçlerin gözlemlenebilirliği olmadığından incelemeyi mantıklı bulmamıştır. Davranışçılığa olan bakış açısı felsefedeki radikal davranışçılığın bir yansımasıdır. Mentalizmi yansıtan araştırmaların yerine radikal davranışçılığı daha somut ve deneysel araştırma yapmanın temel dinamiklerine uygun bulmuştur.
Skinner, radikal davranışçı felsefeyi psikologların epistemik faaliyetlerinin bilimsel bir yorumu olarak görmüştür. (O’Donohue ve Kitchener, 1998:160). Skinner davranışı anlamak için edimsel koşullanma kavramının izini sürmüştür. Ona göre bizlerin istemli davranışları etrafımızdaki tepkilere endeksli olarak biçimlenmektedir. Biçimden kasıt davranış sonrası verilen tepkilerin yani Skinner’in lügatıyla pekiştireçlerin davranışı tekrarlamaya ya da davranışı söndürmeye, ortadan kaldırmaya yönelimlenmesidir. Aynı zamanda bu durumun öğrenmedeki ve kişiliğin gelişimindeki önemi büyüktür. Bahsedilen pekiştireçler olumlu ve olumsuz olmak üzere ayrılabilir. Olumlu pekiştireç, davranışın bulunduğu bağlama dahil olduğunda o davranışın gerçekleştirilme olasılığını arttıran pekiştireçlerdir. Olumsuz pekiştireçler ise bağlama dahil olduklarında ortamdaki negatif şeyi durduran, ortamdan kaldıran ve hoşa gitmeyen şeyi ortamdan kaldırması sebebiyle davranışın tekrarlanma olasılığını yükselten pekiştireçlerdir.

CLARK HULL VE YENİ DAVRANIŞÇILIK

Clark Hull akademi eğitiminin ilkini mühendislik fakültesinde almasından kaynaklı olarak davranışçılığa mekanik ve matematiksel açıdan yaklaşmayı benimsemiştir. Hull’a göre davranışçılık daha somut ve kanunlarla sistematik boyutta açıklanabilir durumda olmalıdır. Kuramlarında mantıksal çıkarım ön plandadır.
Clark Hull, tabula rasa (boş levha) düşüncesinin aksine canlıların ihtiyaçlarına yönelik içgüdüler barındırarak dünyaya geldiğini savunmaktadır. Bu içgüdüsel tepkiler canlının önce temel ihtiyaçlarını karşılamaya daha sonra ikincil ihtiyaçlarını karşılamaya hizmet etmektedir. Hull davranışların ortaya çıkışında tek bir uyaran faktörün bulunmasını yeterli görmeyerek davranışların birçok uyarıcı örüntüsüne maruz kalarak ortaya çıktığını söyler. Yaklaşımını ihtiyaca yönelik dürtülerden temellendiren Clark Hull, bu dürtülerin karşılanma ilişkisini bir uyarıcı-tepki ilişkisi olarak yorumlamıştır.
Clark Hull, fen bilimlerine olan ilgisiyle gözlemlenemeyen hiçbir olaya incelenebilirlik statüsü atfedilmemesini yanlış bulmuştur. Canlının gereksinimsel içgüdülerinin ortaya çıkardığı uyarıcı durumları sistematik teoride aracı olay olarak değerlendirip bu gibi fizyolojik aracı olayların doğrudan ölçümleri yapılamasa da ölçülebilirlik özelliği atfedilerek incelenebileceğini savunmuştur. Örneğin, fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşıladığımız süre aralıklarını inceleyerek sağlanabilmektedir. Buna işevuruk tanımlama ismi verilmektedir.

CLARK HULL’UN YENİ DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMI ve BURRSHUS FREDERİC SKİNNER’İN RADİKAL DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMININ KARŞILAŞTIRILMASI

Hull ve Skinner davranışçı ekole mensup olan fakat eğitimleri, eğilimleri, etkilendikleri bilim insanları ve araştırmaları sonucunda davranışçılık okulları bağlamında birbirlerinden farklı ve bazı noktalarda da birbirlerine benzer savunuşları gösteren iki farklı bilim insanıdır.
Skinner sadece açık süreçlerin içerisinde barındırdığı davranışları incelemeyi mantıklı bulmuştur. İçgüdüsel olayları araştırma kapsamına almamayı uygun görmüştür. Clark Hull ise ölçümlenebilirliği hiçbir şekilde yapılamayan durumları incelememek noktasında Skinner’a katılıyor olsa da bazı içgüdüsel fizyolojik durumları işevuruk olarak tanılayıp ölçüm yapılacak duruma geçtiklerinde araştırılmasının problem olmayacağını savunmuştur.
Clark Hull, yeni davranışçı yaklaşımda uyarıcı ve tepki zincirleri arasında bulunan aracı olaylara odaklanırken Skinner bunlardan bağımsız olarak organizmaların davranışlarının bulundukları bağlamda yaptığı değişikliğe ve bu değişikliğin sonuca yansıttığı niteliksel farklılaşmaya odaklanmıştır.
Skinner davranışların kazanımı sürecinde kalıtsal ve çevresel etkileşimin önemine değinmiştir. Fakat Clark Hul, Skinner’a göre davranışların öğrenilmesi sürecine kanusal ve istatistiksel bakmaktadır.
Clark Hull ortaya attığı Crespi etkisi kavramıyla davranışları öğrenme de pekiştireçlerin önemine Skinner gibi dikkat verdiğini belirtmiştir. Crespi etkisi Skinner’in edimsel koşullanma kuramından içerik bakımıyla farklılaşmaktadır. Skinner pekiştireçlerin varlıklarına göre sonucun değiştiğini belirtirken Clark Hull davranışın bulunduğu bağlamda miktar olarak ne kadar çok pekiştireç verilirse davranış kazanım performansının doğru orantılı şekilde artmasına Crespi etkisi demiştir. Skinner pekiştireç miktarına değinmemektedir.
Skinner’in radikal davranışçılık yaklaşımı çevresel faktörlerin etkisinde davranışın öğrenilme aşamasını süreç olarak analizlemektedir. Hull, davranışı öğrenme durumunu süreç olarak ele almayıp çoğunlukla organizmanın adeta yüksek işlemciye sahip bir kodlanmış sistem edasıyla düşünerek uyarıcıları girdiler, tepkileri ise çıktılar olarak değerlendirmiştir. Bu sistematik düşüncesinde aracı olayları fizyolojik düşünmektedir. Skinner’a göre Hull’un davranışçı yaklaşımı çok daha mekanik nitelik taşımaktadır.

KAYNAKÇA

  • Ağır, M.(b.t). Çağdaş Psikoloji Akımları. http://auzefkitap.istanbul.edu.tr/kitap/kok/cagdaspsikolojiakimlari.pdf adresinden 04.11.2020 tarihinde erişilmiştir.
  • Cicarelli ve White, S. J. (2018). Bir Keşif Gezintisi: Psikoloji. Ankara: Nobel Yayıncılık.
  • O’Dorohue ve Kitchener, W. K. (1998). Hanbook of Behaviorism (1.baskı). Akademik Basın.

Ben Ecem Kayan. Hacettepe Üniversitesi sosyoloji bölümü lisans öğrencisiyim. Küçüklüğümden bu yana sosyal bilimler ve çeşitli sanat dalları üzerine ilgi duymaktayım. İlgimi çeken sosyolojik konularda araştırma yapmaktan hoşlanıyorum.

Yazarın Profili

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir