Sosyal Hareketler Sosyolojisinde Yaşanan Değişimlerin Literatüre Yansıması

Bu yazıda 'sosyal hareketler' kavramı üzerinden Ulusal Tez Merkezi'nde yapılan arama sonucu elde edilen yüksek lisans ve doktora tezlerinin değerlendirilmesi yapılmıştır.

Sosyal Hareketler Sosyolojisinde Yaşanan Değişimlerin Literatüre Yansıması
0

ÖZET

Sosyal hareketler, sosyoloji disiplini içerisinde önemli bir çalışma alanıdır ve bu hareketler toplumların şekil almasında, değişmesinde etkili bir unsurdur. Sosyal hareketler toplumu etkilediği gibi toplumda yaşanan gelişmeler de sosyal hareketlerin kaynağını, gelişimini ve işleyişini değiştirmiştir. Bu çalışma kapsamında öncelikle sosyal hareketler sosyolojisinin gelişimi ve yaşadığı süreç ifade edilecek daha sonra ise “sosyal hareketler” konusunda yapılmış yüksek lisans ve doktora tezlerinden oluşan toplamda otuz tez içerik analizi yöntemi ile incelenecektir. Böylelikle sosyal hareketler sosyolojisinin teorik arka planı ile yapılan çalışmalar arasındaki ilişkinin kurulması amaçlanmaktadır.

Anahtar Kavramlar: Sosyal Hareketler, Toplumsal Değişim, Teori ve Saha İlişkisi

Klasik ya da Eski Sosyal Hareketler

Sosyal hareketler, sosyoloji disiplini içerisinde önemli ve kısmen yeni sayılabilecek bir alandır. Geriye doğru bakıldığında tüm toplumların gelişim süreçlerinde küçük ya da büyük çaplı sosyal hareketler etkili olmuştur. Bazıları daha dar bir alanla sınırlı iken bazıları ulusal hatta küresel boyutlara ulaşmıştır. İnsanlık tarihi devrimler ve isyanlarla dolu bir tarihtir. Bu oluşum ve olguları inceleyen bir alan olarak sosyal hareketler oldukça önemlidir. Sosyal hareketler; işçi hareketleri, köylü hareketleri, sosyalist hareketler, kadın hareketleri, çevreci hareketler, cinsiyet konulu hareketler, barış hareketleri, küreselleşme hareketleri gibi birçok alanda kendini göstermektedir. Bu hareketlerin kökeninde bazen bir başkaldırı varken bazen ise toplumda bir farkındalık oluşturmak veya değişime kaynaklık etmek vardır. Fakat her iki durumda da sosyal hareketler; toplumların devingenliğini ve canlılığını gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla da birçok sosyal bilimci, bu hareketler üzerinde çalışmış ve meydana gelen bu hareketleri açıklamaya amaçlamıştır. Farklı disiplinlerin sosyal hareketlere olan ilgisi oldukça geçmişe gitse de, sosyoloji disiplini açısından 20. yüzyıl önemli bir kavşaktır ve belirtilmesi gerekir ki bunda 20. yüzyılda yaşanan gelişmeler önemli bir yer tutmaktadır.

“Sosyal hareketler” terimini ilk olarak Alman Sosyolog Lorenz von Stein (1848) tarafından ‘Sosyal Haklar ve Komünist Hareketler’ kitabında Üçüncü Fransız Devrimi’nden bu yana sosyal haklar için savaşmaya yönelik politik eylemleri göstermek için kullanılmıştır (Sarı, 2018). Sosyal hareketler açısından Fransız Devrimi (1789) önemli bir olgudur. Ayrıca sosyal hareketlerin kökeninde yer alan işçi hareketleri olduğundan dolayı da Endüstri Devrimi de önemlidir. Bu minvalde sosyal hareketlerin kökenlerinin bu iki devrimle ilişkili olduğu ifade edilebilir.

Sosyal hareketlerin incelenip yorumlanması, genel olarak iki hat veya iki kavram üzerinden incelenmiştir. Korkmaz (2017: 480) bunu; aktör ve sosyal eylem olarak ifade etmektedir. Aktör, sosyal hareket içinde yer alarak sosyal eylemi gerçekleştiren kişidir. Sosyal eylem ise kişilerin davranışlarını ifade etmek için kullanılır. Lala (2010: 14) yine benzer şekilde sosyal hareketleri iki hat üzerinden açıklamaktadır. Birincisinde harekete katılanlar veya protestocular olarak değerlendirirken, ikinci olarak hareketler ve protestoyu; çıkarcı, bütünüyle belirli bir amaca yönelik, özel planlanmış bir taslak ve rasyonelliğin en uç biçimi olarak değerlendirmiştir.

Sosyal hareketleri incelerken iki farklı bakış açısı etrafında hareket edilir; birincisi “klasik ya da eski sosyal hareketler” olarak adlandırılırken ikincisi “çağdaş veya yeni sosyal hareketler” olarak adlandırılır. Klasik sosyal hareketler olarak ele alabileceğimiz Marksist yaklaşıma göre; sosyal hareketlerin tek bir amacı vardır; işçi sınıfının burjuvaziye karşı egemenliğinin kurulması. Dolayısıyla sosyal hareketler sınıfsız ve devletsiz bir toplumun oluşturulması amacını güder (Lelandais, 2009: 64).

Klasik anlayışta sosyal hareketler yapısal gerginliğe, ekonomik krize ve modernleşmeye tepki olarak ortaya çıkan olgulardır. Modernleşme, bütünleşme ve gelişme süreci tamamlandığında, sosyal hareketler toplumsal hayatta artık yeri olmayacak geçici çabalar bütünü haline gelecektir. Hareketlerin aktörleri de sisteme entegre olamamış, marjinal ve irrasyonel tiplerdir (Çayır, 2016: 7). Bu açıdan sosyal hareketin temelinde toplumu dönüştürme ve mevcut egemen değerlere alternatif oluşturma isteği bulunmaktadır. Marksist yaklaşım bunu ‘anti-sistematik’, sistem karşıtı olarak adlandırmaktadır (Lelandais, 2009: 64).

Klasik sosyolojide önemli bir teori olan işlevselcilik sosyal hareketlere çok dar bir alan bırakmıştır ve aktörler sadece sosyal sistemde işgal ettikleri konuma uygun niteliklerin taşıyıcıları olarak algılandığı için, toplum kavramını daha çok kullanmışlardır. Aktörler davranışları ve sahip oldukları rollerin arasındaki örtüşmenin derecesi ile ya da normlarının ve değerlerinin toplumsal yapıya entegrasyonunun güçlü ve zayıf oluşu ile açıklanmaktadır. İşlevselci sosyoloji, aktörü Marksist sosyolojiden farklı bir şekilde fakat aynı etkinlikte yok etmektedir: kolektif aktörün yerine kategoriler, tabakalar ya da toplumsal katılımın düzeyiyle tanımlanan diğer istatistikî kavramlar konulmaktadır (Touraine, 2016: 32-33).

İşlevselci teorinin önde gelen isimlerinden biri olan Smelser, toplumsal sistemde ortaya çıkan değişmeyi içsel bir gerilim ile açıklamaktadır. Bu gerilim sonucu belirli bir durumda mevcut norm ve roller geçerliliğini yitirmekte, insanlar doyumsuzluk ve memnuniyetsizlik içine düşmektedirler. Bu durum insanların geçici olarak toplumsallıklarını kaybetmelerine neden olmaktadır. Çözülmenin göstergeleri ise kolektif davranış biçimleri ve sosyal hareketlerdir. Bu ortam, toplumun yeniden bütünleşmesi için gerekli yeni düzenleme mekanizmalarını harekete geçirmektedir. (Gençoğlu, 2014: 309).

Smelser, bir kolektif davranış tipleştirmesinin dört temel ilkeye dayandığını açıklamıştır ve bu ilkeler sırasıyla şunlardır. Birincisi, değerler veya yasallığın esas kaynaklarıdır. İkincisi, normlar veya etkileşim için düzenleyici standartlardır. Üçüncüsü, roller ve ortak örgütlenme için ferdi iticiler. Son olarak ise duruma uygun kolaylıklar veya belirli bir amacın izlenmesinde karşılaşınca ortaya çıkan engellerdir. Smelser’e göre bir kolektif davranış tipleştirilmesi bu ilkelere dayanır (Türkdoğan, 2013: 27)

 Smelser, sosyal hareketleri norm yönelimli ve değer yönelimli hareketler olmak üzere iki ayrı kategoride ele almaktadır. Norma yönelik eylem, kuralların eksikliklerini gidermeyi veya yenilerini yaratmayı amaçlayabileceği gibi, kuralları onarmaya, yenilemeye veya korumaya da yönelebilir. Burada önemli olan norma yönelik eylemlerin belirli değişmelere yol açmasıdır. Değere yönelik eylem ise değerlerin yenilenmesini amaçlamaktadır ve kapsamlı ve uzun dönemli değişmeler değer yönelimli eylemlerin bir sonucu olmaktadır. (Gençoğlu, 2014: 310).

Klasik sosyal hareketler olarak görülen çatışmacı ve işlevselci teorilerin yanı sıra Kalabalıklar Kuramı ve Kitle Toplumu Kuramı da önemlidir. Bu kuramlara yönelik kısa bilgiler verilecektir.

Kalabalıklar Kuramı; genel olarak Gustave Le Bon’ın düşünceleri üzerinde inşa edilir. Bu teori de gerçekte rasyonel davranışlar sergileyen bir bireyin, böylesi kolektif ve kitlesel bir eylemin içinde yer aldığı zaman, içinde bulunduğu topluluğun rasyonel olmayan davranış kalıplarını benimseyebileceği düşünülür. Bu uzmanların inanışı, sosyal hareketleri demokratik bir talebin ya da tepkinin kolektif bir dışavurumu olarak değil, toplumsal yapıya zararlı, içinde yıkım ve şiddet eğilimleri barındıran ve önlenmesi gereken bir sosyal problem olarak algılamak yönündedir (Jasper, 2002: 52 akt. Aldemir, 2010: 5). Le Bon’a göre eylem halinde olan kitleleri yönlendiren bir sürü içgüdüsü vardır. Kitleye dâhil olan birey, tek başınayken hissedeceği ve davranacağından farklı hisseder, farklı düşünür ve farklı davranır. Kitle içerisinde bireyin, kendine özgü karakteri silinir (Le Bon, 1997).

Kitle Toplumu Kuramı: Bu kuramcılar, modern sosyal sistemleri endüstriyel olmayan ve daha önceki toplumlardan tümüyle farklı olarak görmektedir (Gusfield, 1962: 20 akt. Aldemir, 2010: 7). Bu kuram, refah devleti politikalarının uygulanmaya başladığı dönemde yaygınlık kazanmıştır. Kuramın temelinde toplumları bir araya getiren fonksiyonların, unsurların modernleşme ile birlikte zayıfladığı ve bireylerin kendileri için farklı topluluklar aramaya başladıkları düşüncesi vardır.

Klasik ya da eski sosyal hareketler zamanla yetersiz ya da eksik kalmasına rağmen yine de sosyal hareketleri açıklamada etkilidir. Klasik sosyal hareketler olarak nitelenen işlevselci ve çatışmacı açıklama modelleri hem eski hem de yeni olarak nitelenen sosyal hareketlerin ortaya çıkış nedenlerine ve süreçlerine ilişkin bir bakış açısı geliştirebilmektedir ancak sosyal hareketlerin işleyişi, değişimi ve özelliklerini aydınlatmada yetersiz kalmaktadır (Gençoğlu, 2014: 306-307).

thumbnail
Önerilen Yazı
Sosyal Hareketlerin İncelenmesinde Kalabalıklar Kuramı ve Gustave Le Bon

Çağdaş ya da Yeni Sosyal Hareketler

Toplumda yaşanan gelişmelerle beraber sosyal hareketleri açıklama biçimleri de değişmiştir. Meydana gelen sosyal hareketler geçmiş dönemlere kıyasla daha az şiddet içeren, köklü bir değişimden ziyade farkındalık uyandırma, bilinç kazandırma amacındadır. Dolayısıyla olgu değişince bakış açıları da değişmiştir. Yeni sosyal hareketler ise daha çok kimlik odaklı ve çevre, kadın, cinsiyet gibi konularla ilişkilidir. Modernleşmenin etkisi ile bu tür konuların ağırlık kazanması sosyal hareketleri de etkilemiştir.

Daha çok toplumsal grupların haklarını koruma ya da iyileştirme amacıyla başvurdukları sosyal hareketlerin incelenmesinde genel olarak iki kuram kullanılmaktadır. Bunlardan biri “Kaynak Mobilizasyonu Kuramı”, diğeri ise “Yeni Sosyal Hareketler Kuramı”dır.

Kaynak Mobilizasyonu Kuramı: Bu kuram sosyal hareketleri, siyasi sistemin dışında bulunan kolektif bir aktörün o sisteme dâhil olmak ve yerini korumak amacıyla yürüttüğü rasyonel bir eylem olarak tanımlamaktadır (Lelandais, 2009, s. 71-72). Bu kuramcılar; duygular ve şikâyetlerin, psikolojik faktörlerin kullanımının ve kolektif davranışın yaklaşımının ekonomik çöküş üzerindeki vurgusunu reddeder. Aynı zamanda bu kuramcılar, ekonomistlerin, siyaset bilimcilerin ve tarihçilerin çalışmalarını temel alırlar ve büyük ölçekli hareketlilikleri açıklamak için objektif değişkenler üzerinde yoğunlaşırlar (Cohen, 2016: 105). Bu kuram aslında bireyleri ve grupları sosyal eşitsizliğe iten temel faktörleri araştırmak ile birlikte bireylerin ve grupların neden sosyal, kültürel ve politik amaçların peşinde olduğu sorusunun yanıtını bulmayı amaçlamaktadır (Lala, 2010: 16). Kaynak mobilizasyonu kuramcıları, sosyal harekete katılanların mantıklı hedeflere ulaşmaya çalışan normal insan olduklarını ve toplumsal grupların her birinin savunacakları ya da arttıracakları çıkarlara sahip olduğunu kabul etmektedir. Dolayısıyla sosyal hareketler her toplumda olması gereken bir zorunluluk olarak görülür (Aldemir, 2010: 10). Bu kuram çağdaş hareketleri daha çok politik düzeyde ele alır ve mevcut çatışmaları ya dışlanmış toplumsal grupların sisteme katılma mücadelesinin ya da kaynakların farklı biçimde dağıtımı talebinin bir ifadesi olarak açıklar (Çayır, 2016: 18)

Yeni Sosyal Hareketler Kuramı; yeni sosyal hareket terimi, genel olarak 1960’lı yıllardan itibaren ortaya çıkan çeşitli hareketler için kullanılmaktadır (Lelandais, 2009: 68). Yeni sosyal hareket kuramcıları; yeni hareketlerin mevcut değerler, normlar ve kimlik yapılarında değişim taleplerini simgeleyen sosyokültürel boyutunu öne çıkarmaktadır (Çayır, 2016: 20). Bu hareketler evrensel konuların bir dışavurumu olarak görülebilir, burada harekete kaynaklık eden güç, bir sosyal grubun çıkarından ziyade bir eşitlik ve ahlak ilkesine bağlılıktır; savaşa karşıtlık, kadına karşı şiddete karşıtlık gibi. Yeni sosyal hareketlerin amacı eski sosyal hareketler gibi devleti ele geçirmek ya da toplumu tamamen dönüştürmek değildir. Genel bir duruma dair tepki ve talepleri göstermektir.

Sosyal hareketleri ele alan kuramlardan en kullanışlı olanları burada açıklanmaya çalışılmıştır. Bu kuramlar literatürde yer alan çalışmalarda genel olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın diğer kısmında literatürde yer alan sosyal hareket konulu yüksek lisans ve doktora tezleri ifade edilmeye çalışılacaktır.

Sosyal Hareketler Konusunda Yapılan Tez Çalışmaları

Bu çalışma kapsamında ele alınan tez çalışmaları, “sosyal hareketler” kavramının YÖKTEZ araması sonucunda çıkan 24 yüksek lisans ve 6 doktora olmak üzere toplamda 30 tez çalışmasıdır. Tezlerden on tanesi yüksek lisans, üç tanesi doktora tezi olmak üzere toplamda on üç tez İngilizce yazılmıştır. Elde edilen tezler bu çalışma kapsamında içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. İçerik analizi araştırmacının bir iletişim kaynağındaki (bir kitap, makale, film, vb.) içeriği (mesajları, anlamları, vb.) açığa çıkarmasına olanak sağlar. Araştırmacının içeriği iyiden iyiye incelemesine ve içeriği sıradan bir kitap okuma veya bir televizyon programı izleme biçiminden farklı bir biçimde keşfetmesine izin verir. Araştırmacı, içerik analiziyle birçok metnin içeriğini karşılaştırabilir ve onu nicel tekniklerle (örn. çizelgeler ve tablolar) analiz edebilir (Neuman, 2014: 466). YÖKTEZ’in veri tabanından elde edilen bilgiye göre ilk olarak 2004 yılında sosyal hareketler konulu bir yüksek lisans çalışması yapılmış olup en fazla 2016 yılında bu kavrama yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu bölümde yapılan tezlere dair kısa bilgiler verilecektir.

2004 yılında Lütfiye Sevinç Küçükoğlu tarafından yapılan “Türkiye’de Dört İslamcı/ İslami Kadın STK’sının Organizasyon Yapıları ve İlişki Ağları: Yeni Sosyal Hareketler Bağlamında” isimli yüksek lisans tezi kayıtlara geçen ilk tezdir. İngilizce yazılan bu tez çalışmasının temel amacı sosyal hareket bağlamında İslamcı/ İslami kadın STK’larının organizasyon yapılarını anlamak ve bu STK’ların ağ mekanizmalarını açıklamaktır. 2007 yılında Hatice Fırat tarafından yapılan “Cumhuriyet Sonrası (1960-1980) Türk Romanlarında Sosyal Hareketler ve Eğitime Yansıyan Boyutları” doktora tez çalışmasında ise 1960-1980 dönemi olayları romanlar tarafından analiz edilmiş ve toplumun o dönemde yaşadığı sosyal değişme ve gelişmeler belirlenmeye çalışılmıştır.

2008 yılında Mehmet Ragıp Zık tarafından yapılan yüksek lisans tez çalışması “Yeniden Birleşmenin Peşinde Yeni Sosyal Hareketlerde Sanat Yoluyla Hayata Müdahaleler” de sanatın sosyal hareketler içindeki kullanımı ve rolü incelenmiştir. Esra Bakkalbaşıoğlu tarafından 2009 yılında yapılan “Duvar ve Şiddet İçermeyen Sosyal Hareketler: İsrail-Filistin Politikasındaki Değişimi Anlamak” isimli yüksek lisans tez çalışmasında Batı Şeria Duvarı’nın inşaatının başlamasından sonra İsrail-Filistin politikasında yaşanan evinimin nedenini anlamak için şiddet içermeyen sosyal hareketler ile Batı Şeria Duvar projesi arasındaki ilişkiyi incelemektedir.

2010 yılına gelindiğinde sosyal hareketler alanında az da olsa bir canlanma görülmektedir. Üç ayrı yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır. İlk olarak Avni Lala tarafından yapılan “Dini Sosyal Hareketlerin Sosyolojik Tahlillerinde İşlevselci Yaklaşım” isimli tez çalışmasında dini sosyal hareketlerin işlevselci kritiği yapılmıştır. Çalışmada sosyal hareketler bağlamında yeni dini hareketlerin oluşum ve gelişimlerini, özelde de Arnavutluk’ta komünist rejimin yıkılmasının ardından Selefi hareketin gelişimini açıklamaya çalışan işlevselciliğin geçerliliği ve noksanlıkları incelenmiştir. Aynı yılda yapılan yüksek lisans tez çalışması ise Nihal Tanrıver tarafından yapılmıştır. “Sanayi Çağından Bilgi Çağına Sosyal Hareketler” isimli çalışmada sosyal hareketler ve demokrasi ilişkisine odaklanılmıştır ve toplumda meydana gelen değişimlerin sosyal hareketleri nasıl etkilediği incelenmiştir. Bu yılda yapılan son yüksek lisans tez çalışması ise Necdet Coşkun Aldemir tarafından yapılan “Küreselleşme Karşıtı Sosyal Hareketler”dir. Bu çalışmada ise, o yıllarda hala gelişme sürecinde olan küreselleşme karşıtı hareketlerin örgütsel yapısı, bu hareketi ortaya çıkaran toplumsal faktörleri ve küreselleşme sürecinde bu hareketlerin taşıdığı potansiyel dinamikler araştırılmaktadır.

2011 yılına bakıldığında sosyal hareketler konusuna dair iki adet yüksek lisans tez çalışması yapıldığı görülmektedir. İlki Erkin Erdoğan tarafından yapılan “Neoliberal Hegemonyaya Karşı Gelişen Sosyal Hareketler ve Dünya Sosyal Formu” isimli tez çalışmasında, Dünya Sosyal Formu sürecinin sosyal hareketlere katkısı incelenmektedir. İkincisi ise, Deniz Zorlu tarafından yapılan “Türkiye’de 1968 Dönemi Sosyal Hareketlerini Hatırlamak” isimli tez çalışmasında, Türkiye’de 1968 dönemi sosyal hareketlerinin hatırlanmasındaki söylem değişimlerini sırasıyla 1978, 1988, 1998 ve 2008 yıllarından seçili çalışmalar üzerine yoğunlaşarak incelemektedir.

2014 yılında iki adet yüksek lisans bir adet doktora tezi olmak üzere toplam üç adet tez çalışması yapılmıştır. Murat Sarı tarafından yapılan “Sosyal Medyanın Sosyal Hareketler Üzerindeki Etkisi: Gezi Parkı Platformu” isimli tez çalışmasında sosyal medyanın etki alanının geniş olması, kolay eyleme geçilebilmesi, herkesin kolaylıkla ulaşabilmesi açısından sosyal hareketleri nasıl etkilediği incelenmiştir. Bu yılda yapılan ikinci yüksek lisans tez çalışması ise Nuran Kızmaz’a aittir. “Ağ Toplumu ve Din (Ağ Toplumu Bağlamında Orta Doğu’da Sosyal Hareketler)” adlı çalışmada 2011 yılında Orta Doğu’da başlayarak diğer ülkeleri de etkileyen toplumsal hareketler ağ toplumu kavramı çerçevesinde incelenmiştir. Sinem Çambay tarafından yapılan “Küreselleşme Bağlamında Türkiye’de Yeni Sosyal Hareketler ve Yazılı Basının Toplumsal Katılma Süreci İçindeki Rolü” isimli doktora tez çalışmasında etkin bir kamuoyu yaratmak ve toplumsal katılımı sağlamak konusunda kilit noktada bulunan yazılı basın kuruluşlarının, bu amaca nasıl hizmet ettiği ve sivil toplum kuruluşlarının bu aracı nasıl kullandıkları incelenmiştir. 2015 yılında ise sadece bir adet yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır. Ecem Seçkin tarafından yapılan ve “Sovyet Sonrası Rusya’da Cinsiyet Temelli Sosyal Hareketler ve LGBT Hareketleri” isimli çalışmada, sosyal hareketler ve cinsiyetle ilgili problemler tarihsel bağlamda incelenmiştir çünkü bugünkü sosyal hareketler Çarlık ve Sovyet Rusya’nın cinsiyet politikalarından etkilenmişlerdir.

2016 yılı sosyal hareketler konusunda yapılan çalışmaların ağırlık kazandığı bir yıl olmuştur. Bu yılda dört adet yüksek lisans bir adette doktora tez çalışması yapılmıştır. Yüksek lisans tezlerinde ilki, Burak Kaynar tarafından yapılan “Sosyal Medyada Dedikodu: Duygulanımın Sosyal Hareketlerdeki Rolü” isimli tez çalışmasında dedikodunun sosyal medya çağındaki rolüne bakılmış ve bu durumun Gezi Parkı Direnişi üzerindeki etkisi araştırılmıştır. İkinci tez çalışması Mesut Aslan tarafından yapılmıştır, “Sosyal Medya, Sosyal Hareketler ve Uluslararası Müdahale” isimli çalışmada, gelişen sosyal medya ile sosyal hareketlerin sayısında ve kapsamında gelişme olduğu ancak sosyal medyanın bu hızlı gelişimine karşın uluslararası hukuk yavaş işlemektedir ve bu aradaki ilişki incelenmektedir. Üçüncüsü Ayşegül Mermer tarafından yapılan “Yeni Sosyal Hareketler Bağlamında Bergama Mücadelesi” isimli tez çalışmasıdır. Bu çalışmada, Bergama Maden Karşıtı Hareketi’nin üzerinden on yıl sonra aktörlerin gözünden tekrar değerlendirilmiştir ve bu hareket yeni sosyal hareketler bağlamında analiz edilmiştir. Bu yıl yapılan son yüksek lisans tezi ise Merve Çakır tarafından yapılmıştır ve “Türkiye’de Muhafazakâr Medyanın Sosyal Hareketler Karşısındaki Tutumu: Gezi Parkı Örneği” isimli bu çalışmada, muhafazakâr kesime hitap eden medyada yer alan belli başlı gazetelerin konu başlıkları, haber sayıları ve köşe yazıları üzerinden konuya dair yaklaşımlarının nasıl olduğu ve haberi aktarma şekilleri incelenmiştir. Bu yıl içerinde sadece bir tane doktora tezi yapılmıştır. Vehbi Görgülü tarafından yapılan “Çağdaş Sosyal Hareketler ve Çevrimiçi Katılımcı Medya; Gezi Parkı Hareketi ve Çapul.TV Örnek Olayı İncelemesi isimli çalışmada, Gezi Parkı ve Çapul.tv örneklemi üzerinden yeni sosyal hareketler ve çevrimiçi katılımcı medya arasındaki ilişkiyi ve bu hareketler etrafında örgütlenen çevrimiçi katılımcı medyaların örgütsel, teknolojik, ekonomik yapılarını ve editöryal olanak ve sınırlılıkları incelenmiştir.

2017 yılında gelindiğinde iki adet yüksek lisans tez çalışması yapıldığı görülmektedir. İlki Burcu Sungur tarafından yapılan “Kamusal Alan Talepli Kentsel Sosyal Hareketlerin Kentsel Politikalara Olan Etkilerinin Değerlendirilmesi” isimli tez çalışmasıdır. Bu çalışması kentsel kamusal alanları savunan, bu alanları yeniden talep eden ve bu alanlara kullanım değeri katan, kamusal alan talepli kentsel sosyal hareketler ile ilgilidir ve çalışmanın temel hedefi bu hareketlerin başarısını ve kentsel politikalara olan etkisini değerlendirmektir. Diğer tez çalışması ise Harun Küçük tarafından yapılmıştır. “Küresel Medyanın Sosyal Hareketlerde Rolü; New York Times Gazetesinde Turuncu Devrimin Temsili” isimli çalışmada, çok uluslu sermayenin neoliberal politikalarla medyayı nasıl kullandığı tekelleşme ile birlikte medya dışı alanlardan gelen aktörlerin basın yayın kuruluşlarını nasıl kendi bünyelerine kattıklarını ortaya koyulmaktadır. Medya kuruluşlarının dev holdinglerin bir parçası haline gelmesi ile birlikte ürettikleri içeriklerin nasıl değiştiği, yeniden nasıl yorumlandığına çalışmada yer verilmiştir.

2018 yılında üç adet yüksek lisans tez çalışması yapılmıştır. İlk tez çalışması Ezgi Doygun’a aittir. “Sosyal Hareketler ‘Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi’ Örnekleri ile Son 10 Yılda Türkiye’de Öğrenci Hareketleri” isimli çalışma 1950 olayları ve yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal buhranlar ile akabinde yaşanan askeri darbe, daha sonrasında 1970 olayları ve 1980 darbesi de dâhil olmak üzere, son on yıl temel alınarak, günümüze kadar gençliğin içinden geçtiği süreçlerden oluşmaktadır. Çalışma kapsamında Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Kırıkkale Üniversitesi örnek alınarak son on yılda bu dört üniversitenin öğrencileri tarafından ortaya koyulan sosyal ve siyasi eylemlerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İkincisi Özlem Billur Ertuğrul Sarı tarafından yapılan “Ünlülerin Sosyal Medyada Bulunmasının Sosyal Hareketlerdeki Etkisinin Dijital İletişim Uzmanları Gözüyle Değerlendirmesi” isimli tez çalışmasıdır. Bu çalışmada sosyal medya kullanıcılarının sosyal medyayı kullanım motivasyonları; sosyal medyada ünlülerin üzerinde yarattığı etki; sosyal hareketler ve sosyal kampanyalara dair içeriklere olan yaklaşımlar ve ünlülerin bu konuda paylaşımları konusunda ne tip reaksiyonlar gösterildiği araştırılarak, dijital iletişim uzmanlarının gözünden sosyal hareketler üzerindeki varlıklarına odaklanılmıştır. Bu yıl yapılan son tez çalışması ise, Ebru Özdeş tarafından yapılmıştır. “Patronsuz Kazak: Türkiye’de Yeni Sosyal Hareketler ve Müşterekleşmeye Eleştirel Bir Yaklaşım” isimli tez çalışmasında neoliberalizmin işçi sınıfının bir sınıf olarak direnme ve kolektif çıkarları için örgütlenme kapasitesini nasıl şekillendirdiğine dair siyasi ve sosyolojik bir araştırma yapılmıştır. Tezde işçi hareketlerinin toplumun kapitalist yapıları dâhilinde anti-kapitalist ilişkiler geliştirmekteki önemi tartışılır ve Türkiye’nin yakın neoliberal geçmişi ve bunun işçi hareketleri üzerindeki dönüştürücü etkisi incelenmiştir.

2019 yılında sadece iki adet yüksek lisans tezi yapılmıştır. Bu tezlerden biri İnci Ünal’a ait olup “Olasılıklar Akademileri: Türkiye’de Entelektüel Alan, Sosyal Hareketler ve Bilgi Üretiminin Analizi” ismindedir. Bu çalışmada, iki dönemde kurulan alternatif akademik yapıları inceleyerek 1980’ler ve günümüz entelektüel alanını karşılaştırılır. Bu iki bağlamı ayrı ayrı analiz edilir ve dünya genelinde entelektüel emeğin artan güvencesizleşmesinin ve Türkiye’nin tarihsel özelliklerinin 1980’lerden bu yana entelektüel alanın dönüşümü üzerindeki etkisinin izini sürülmektedir. Aynı zamanda tez, dünyadaki toplumsal hareketlerin değişen söylemleri üzerinde durarak, alternatif akademik yapıların örgütlenme modellerinin Türkiye’de nasıl ortaya çıktığını göstermeyi amaçlamaktadır. Diğeri ise Eyüp Şen tarafından yapılan “Kurumsallaşma Sosyal Hareketleri Nasıl Etkiler? Sosyal Hareket Örgütleri” isimli tez çalışmasıdır. Bu çalışmada kurumsallaşma ile sosyal hareket dinamikleri arasındaki ilişki irdelenmiştir. İlk olarak sosyal hareket kuramları kurumsallaşma ve örgütlenme bağlamında tartışılmış, daha sonra kurumsallaşma kavramı ve bununla ilişkili olarak sosyal hareket örgütleri incelenmiştir. Son olarak kuramsal düzeyde yürütülen tartışmanın sonuçları yapılan saha çalışması aracılığıyla analiz edilmiştir.

2020 yılında şaşırtıcı bir şekilde sadece bir adet doktora tez çalışması yapılmıştır. Nurhayat Erdil tarafından yapılan “Yeni Sosyal Hareketler İçinde Kadın Hareketlerinin Türkiye’ye Yansımaları” isimli çalışmada dünyadaki cinsiyet ayrımcılığı sorunsalının kökenlerini irdelenmiş ve eşitsizliğe maruz kalan kadınların toplumsal hareketlerdeki potansiyeli dünya ve Türkiye ekseninde değerlendirilmiş ve bu hareketlerin özellikle Türkiye’ye yansımaları ve etkilerini yeni toplumsal hareketler üzerinden ortaya koymak amaçlanmıştır.

2021 yılında ise iki adet doktora ve bir adet yüksek lisans tezi olmak üzere toplamda üç adet sosyal hareketler konulu tez çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalardan ilki; Mohammed Endris Ali tarafından yapılan “Feragat Edilmiş Devrim; Etiyopya Devriminin Anlamlandırılma Süreci ve Müteakip Sosyal Hareketler Üzerindeki Etkisi” tez çalışmasıdır. Bu çalışmada, önceki açıklama nesnelerinin devrimin nihai açıklayıcı unsurları olarak alınmaması için devrimin bütün resmini çekmenin önemine odaklanmaktadır. Araştırma, karşılaştırmalı tarihsel analiz yaklaşımı temelinde geleneksel ve uzlaşılmış yapım faktörleri olarak iki geniş devrimci yapım faktör kategorisini kapsamaktadır. Diğer doktora tezi ise Zehra Bahadır Kuruş tarafından yapılmıştır. “Sosyal Hareketler Yoluyla Dönüşüm: Yeni Sosyal Hareketlerin Katılımcılarının Deneyimleri” isimli tez çalışmasında yeni sosyal hareketler esnasında katılımcıların edindiği deneyimler ve bu katılımın daha sonraki hayatlarına etkileri dönüştürücü öğrenme bağlamında incelenmiştir. Bu yıl yapılan tek yüksek lisans tezi ise Özkan Çetin’e ait olup “Mağrip ve Cezayir’de İslami ve Sosyal Hareketler” isimli çalışmadır. Bu tez çalışması, Cezayir’de 2019 tarihi itibarıyla halihazır devlet başkanı Buteflikanın beşinci kez aday gösterilmesine bir başkaldırı olarak ortaya çıkan Hirak hareketinin, tamamen sosyal dinamikler üzerinden şekillenen, kendi içinde tutarlık ve istikrar içeren ve yeni bir toplum modeli inşa etmek amacıyla ortaya çıkan bir proje olduğu üzerinedir.

Günümüze yani 2022 yılına gelindiğinde ise sadece bir adet yüksek lisans tez çalışması yapıldığı görülmüştür. Seçil Büşra Başçı tarafından yapılan “Eski Paradigma ile Yüz Yüze Gelmek: Türkiye’de Neo- Spiritüalizm ve Yeni Sosyal Hareketler” isimli tez çalışmasıdır. Bu çalışmada Teosofizm hareketleri kapsamında Türkiye’de giderek yaygınlaşan ve ilgi gören neo-spiritüalist pratiklere yönelim merkeze alınmıştır ve toplumda yaygınlaşan spiritüalizm ile bağlantılı gündelik yaşam pratiklerine yönelimin temelinde yatan bireysel/toplumsal/kamusal sorunlar irdelenerek bu pratiklerin yeni sosyal hareketler ile ilişkisi ortaya koyulmaya çalışılmıştır.

Sonuç

Sosyal hareketlerin tarihi uzun bir geçmişe sahiptir. Genel olarak iki dönem şeklinde ele alınan sosyal hareketler, eski sosyal hareketler ve yeni sosyal hareketler olarak ayrılmaktadır. Eski sosyal hareketler daha çok işçi ve köylü hareketleri olarak şekillenmiş olup daha fazla şiddet içeren ve hâkim gücü yenmek amaçlanmıştır. Bu tarzda hareketleri ele alma noktasında genellikle işlevselci, çatışmacı, kalabalıklar ve kitle toplumu kuramları kullanılmıştır. Yeni sosyal hareketler ise daha çok kadın hakları, çevre, kent, LGBT gibi daha var olan sistem içinde hak talep etme amaçlıdır. Bu hareketlere katılan aktörler daha çeşitlidir ve kapsam alanı daha geniştir. Özellikle sosyal medyanın gelişimi ve küreselleşmenin etkisi ile yeni sosyal hareketler büyük bir ivme kazanmıştır. Yeni sosyal hareketleri incelerken kullanılan iki kuram bulunmaktadır; kaynak mobilizasyonu ve yeni sosyal hareket kuramı. Özellikle yapılan son çalışmalarda bu kuramlar fazlasıyla kullanılmıştır.

Bu çalışma kapsamında YÖKTEZ veri tabanında “sosyal hareketler” kavramı üzerinden yapılan arama sonucu elde edilen 30 tez incelenmiştir. Bu tezlerin 24 tanesi yüksek lisans ve 6 tanesi doktora tezidir. Elde edilen bu tezlerin on tanesi yüksek lisans, üç tanesi doktora tezi olmak üzere toplumda on üç tez İngilizce yazılmıştır.

 Araştırma sonucunda elde edilen tezlerin incelenmesi sonucunda ilk olarak sosyal hareketlere yönelik yapılan akademik çalışmaların oldukça az olduğu görülmüştür. 2004- 2022 yılları arasında çalışmalar yapılmıştır ve bazı yıllar hiç çalışma yapılmamıştır. Disiplinler arası bir alan olan sosyal hareketler üzerine bu kadar az sayıda çalışma yapılması şaşırtıcıdır. Genel olarak bakıldığında sosyoloji, siyasal bilimler ve uluslararası ilişkiler disiplinleri kapsamında çalışmalar yapılmaktadır. Bunların yanı sıra iletişim bilimleri, gazetecilik, kamu yönetimi, şehircilik ve bölge planlama, halkla ilişkiler ve işletme disiplinleri ile ilgili olarak da çalışmalar yapılmıştır. Her disiplin kendi bakış açısı doğrultusunda sosyal hareketleri incelemiştir. Sosyoloji disiplini açısından yapılan tez çalışmalarına bakıldığında toplamda yirmi tezden sadece on iki tanesi doğrudan sosyoloji disiplini içerisindedir. Sosyoloji disiplini içerisinde önemli olan sosyal hareketler sosyolojisinin ihmal edildiği ve çalışma alanı olarak bir boşluğa sahip olduğu görülmüştür.

Yapılan tezler göz önüne alındığında daha çok yeni sosyal hareketler kapsamında yapıldığı görülmektedir; kadın, çevre, kent, LGBT gibi kavramlar üzerinden çalışmalar yapılmıştır. Sungur (2017), Seçkin (2015), Zık (2008), Başçı (2022), Erdil (2020), Sarı (2018), Küçük (2017), Çakır (2016), Mermer (2016), Aslan (2016), Kaynar (2016), Görgülü (2016), Kızmaz (2014), Sarı (2014), Çambay (2014) ve Aldemir (2010) tarafından yapılan tez çalışmaları yeni sosyal hareketler kapsamında değerlendirilebilir. Eski sosyal hareketler ise daha çok geriye doğru bir analiz yaparken ya da geçmişte olan bir sosyal hareketi incelenirken bahsedilmiştir. Lala (2010), Doygun (2018), Çetin (2021), Bakkalbaşıoğlu (2009), Zorlu (2011) ve Ali (2021) tarafından yapılan tezler eski sosyal hareketler olarak görülen olguları incelemektedir.

Sosyal hareketler ile yaşanılan toplum arasındaki ilişki de bariz bir şekilde yapılan tezlerde görülmüştür. Örneğin, Gezi Parkı Direnişi, tez çalışmalarına yansımıştır ve değişik bakış açıları ile ele alınmıştır. Yine benzer şekilde çevreci hareket kapsamında Bergama Altın Madeni Hareketi’nin de inceleme nesnesi olarak çalışmalarda yer aldığı görünmektedir.

Araştırma sonucunda göze çarpan önemli bir unsur ise sosyal hareketler üzerindeki sosyal medya etkisidir. Sosyal medya ve sosyal hareketler ilişkisinin ele alındığı birçok tez çalışması yapılmıştır. Özellikle 2014 yılı bu ilişkiselliğin aktif olarak yapılan çalışmalara yansıyan bir yıl olmuştur. Sosyal medyanın avantajları ve kullanıcılarının sosyal hareketleri nasıl yönlendirdiği, işleyişini nasıl değiştirdiği yapılan tez çalışmalarında ortaya konulmuştur. Ayrıca sosyal medya ve sosyal hareketler arasındaki ilişkide aktörlerin rolüne yönelik ilgi de göze çarpmaktadır.

İncelenen otuz tez göz önüne alındığında eski sosyal hareketler ve yeni sosyal hareketler kapsamında çalışmalar yapıldığı görülmekle birlikte çoğunlukla yeni sosyal hareketler çalışılmıştır. Dolayısıyla yeni sosyal hareketleri incelerken kullanılan kaynak mobilizasyonu kuramı ve yeni sosyal hareketler kuramı sıklıklı yapılan tez çalışmalarında kullanılmıştır. Genel olarak bakıldığında sosyal hareketlerin teorik gelişmeleri ile yapılan çalışmalar paralellik göstermektedir. Eskiden yeniye doğru bir akış içerisinde olan sosyal hareketle teorisi yapılan çalışmalara da yansımıştır. Dolayısıyla bundan sonra yapılacak çalışmalarda ağırlıklı olarak yeni sosyal hareketler kapsamında ilerleyeceği öngörülmektedir. Sosyal hareketler sosyolojisi gelişmeyi bekleyen ve üzerinde durulması gereken bir çalışma alanı olarak karşımızda durmaktadır.

thumbnail
Önerilen Yazı
Sosyolojik Açıdan Afet

KAYNAKÇA

  • Aldemir, N.C. (2010). “Küreselleşme Karşıtı Sosyal Hareketler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji, İstanbul
  • Ali, M.E. (2021). “Feragat Edilmiş Devrim: Etiyopya Devriminin Anlamlandırılması Süreci ve Müteakip Sosyal Hareketler Üzerindeki Etkisi”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Gazi Üniversitesi, Siyaset ve Sosyal Bilimler Anabilim Dalı, Ankara
  • Arslan, M. (2016). “Sosyal Medya, Sosyal Hareketler ve Uluslararası Müdahale”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler, Ankara
  • Bahadır Kuruş, Z.(2021). “Sosyal Hareketler Yoluyla Dönüşüm: Yeni Sosyal Hareketlerin Katılımcılarının Deneyimleri”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul
  • Bakkalbaşıoğlu, E. (2009). “Duvar ve Şiddet İçermeyen Sosyal Hareketler: İsrail- Filistin Politikasındaki Değişimi Anlamak” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Boğaziçi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler, İstanbul
  • Başçı, S.B. (2022). “Eski Paradigma ile Yüz Yüze Gelmek: Türkiye’de Neo-Spiritüalizm ve Yeni Sosyal Hareketler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Hacettepe Üniversitesi, Sosyoloji, Ankara
  • Cohen, J.(2016). “Strateji ya da Kimlik: Yeni Teorik Paradigma ve Sosyal Hareketler”, Yeni Sosyal Hareketler, Haz. Kenan Çayır, Kaknüs Yayınları; İstanbul
  • Çakır, M.(2016). “Türkiye’de Muhafazakâr Medyanın Sosyal Hareketler Karşısındaki Tutumu: Gezi Parkı Örneği”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sosyoloji, Bolu
  • Çambay, S.(2014). “Küreselleşme Bağlamında Türkiye’de Yeni Sosyal Hareketler ve Yazılı Basının Toplumsal Katılma Süreci İçindeki Rolü”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ege Üniversitesi, Genel Gazetecilik, İzmir
  • Çayır, K.(2016). “Toplumsal Sahnenin Yeni Aktörleri: Yeni Sosyal Hareketler”, Yeni Sosyal Hareketler, Haz: Kenan Çayır, Kaknüs Yayınları; İstanbul
  • Çetin, Ö.(2021). “Mağrip ve Cezayir’de İslami ve Sosyal Hareketler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler, Kütahya
  • Doygun, E. (2018). “Sosyal Hareketler ‘Ankara Üniversitesi, ODTÜ, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Kırıkkale Üniversitesi’ Örnekleri ile Son On Yılda Türkiye’de Öğrenci Hareketleri” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kırıkkale Üniversitesi, Sosyoloji, Kırıkkale
  • Erdil, N.(2020). “Yeni Sosyal Hareketler İçinde Kadın Hareketlerinin Türkiye’ye Yansımaları”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Trakya Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler, Edirne
  • Erdoğan, E.(2011). “Neoliberal Hegemonyaya Karşı Gelişen Sosyal Hareketler ve Dünya Sosyal Formu”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, İstanbul
  • Ertuğrul Sarı, Ö.B.(2018). “Ünlülerin Sosyal Medyada Bulunmasının Sosyal Hareketlerdeki Etkisinin Dijital İletişim Uzmanları Gözüyle Değerlendirilmesi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bahçeşehir Üniversitesi, Halkla İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul
  • Fırat, H.(2007). “Cumhuriyet Sonrası (1960-1980) Türk Romanlarında Sosyal Hareketler ve Eğitime Yansıyan Boyutları”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Türkçe Eğitimi, İzmir
  • Gençoğlu, A. Y. (2014). Eski Ve Yeni Paradigmalar Açısından Sosyal Hareketler. Itobiad: Journal of the Human & Social Science Researches3(2).
  • Görgülü, V. (2016). “Çağdaş Sosyal Hareketler ve Çevrimiçi Katılımcı Medya: Gezi Parkı Hareketi ve Çapul.TV Örnek Olayı İncelemesi”, Galatasaray Üniversitesi, Radyo Televizyon ve Sinema Anabilim Dalı, İstanbul
  • Kaynar, B.(2016). “Sosyal Medyada Dedikodu: Duygulanımın Sosyal Hareketlerdeki Rolü”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Şehir Üniversitesi, Kültürel Çalışmalar Anabilim Dalı, İstabul
  • Kızmaz, N.(2014). “Ağ Toplumu ve Din (Ağ Toplumu Bağlamında Orta Doğu’da Sosyal Hareketler)”,(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Din Sosyolojisi Anabilim Dalı, İstanbul
  • Korkmaz, A. (2017). “Tehdit Algısının Sosyal Hareketlere Etkisi”, Sosyoloji Konferansları, (55), 479
  • Küçükoğlu, L.S.(2004). “Türkiye’de Dört İslamcı/İslami Kadın STK’sının Organizasyon Yapıları ve İlişkileri”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyoloji Anabilim Dalı, Ankara
  • Lala, A.(2010). “Dini- Sosyal Hareketlerin Sosyolojik Tahlillerinde İşlevselci Yaklaşım”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Din Sosyolojisi Anabilim Dalı, Bursa
  • Lelandais G. E.(2009), “Sosyal Hareketler Teorileri ve Küreselleşme” Yeni Toplumsal Hareketler, Haz. Barış Çoban, Kalkedon Yayınları, İstanbul
  • Le Bon, G.(1997). “Kitleler Psikolojisi”, Çev: Yunus Erder, Hayat Yayıncılık, İstanbul
  • Mermer, A.(2016). “Yeni Sosyal Hareketler Bağlamında Bergama Mücadelesi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyoloji Anabilim Dalı, Aydın
  • Neuman, W.L. (2016). Toplumsal Araştırma Yöntemleri: Nitel ve Nicel Yaklaşımlar, Cilt 2, Ankara: Siyasal Kitabevi
  • Özdeş, E.(2016). “Patronsuz Kazak: Türkiye’de Yeni Sosyal Hareketler ve Müşterekleşmeye Eleştirel Bir Yaklaşım”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sabancı Üniversitesi, Sosyoloji- Siyasal Bilimler, İstanbul
  • Sarı, M. (2014). “Sosyal Medyanın Sosyal Hareketler Üzerindeki Etkisi: Gezi Parkı Platformu”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Fırat Üniversitesi, Sosyoloji Anabilim Dalı, Elazığ
  • Seçkin, E.(2015). “Sovyet Sonrası Rusya’da Cinsiyet Temelli Sosyal Hareketler ve LGBT Hareketleri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Avrasya Çalışmaları Anabilim Dalı, Ankara
  • Sungur, B.(2017). “Kamusal Alan Talepli Kentsel Sosyal Hareketlerin Kentsel Politikalara Olan Etkilerinin Değerlendirilmesi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Şehircilik Anabilim Dalı, İzmir
  • Şen, E.(2019). “Kurumsallaşma Sosyal Hareketleri Nasıl Etkiler?: Sosyal Hareket Örgütleri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Ankara
  • Tanrıver, N.(2010). “Sanayi Çağından Bilgi Çağına Sosyal Hareketler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Kocaeli
  • Türkdoğan, O.(2013), “Sosyal Hareketlerin Sosyolojisi”, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul
  • Touraine, A.(2016). “Toplumdan Toplumsal Harekete”, Yeni Sosyal Hareketler, Haz: Kenan Çayır, Kaknüs Yayınları; İstanbul
  • Ünal, İ.(2019). “Olasılıklar Akademileri: Türkiye’de Entelektüel Alan, Sosyal Hareketler ve Bilgi Üretiminin Analizi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Boğaziçi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Anabilim Dalı, İstanbul
  • Zık, M.R.(2008). “Yeniden Birleşmenin Peşinde: Yeni Sosyal Hareketlerde Sanat Yoluyla Gündelik Hayata Müdahaleler”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul
  • Zorlu, D.(2011). “Türkiye’de 1968 Dönemi Sosyal Hareketlerini Hatırlamak”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Koç Üniversitesi, Sosyoloji Anabilim Dalı, İstanbul

Fatma Nur YETİŞKİN,Lisans eğitimini Ordu Üniversitesi Sosyoloji bölümünde tamamladıktan sonra Giresun Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmıştır. Şu an ise İnönü Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam etmektedir. Afet Sosyolojisi, Toplumsal Hafıza, Kent Sosyolojisi alanlarında çalışmalar yapmaktadır.

Yazarın Profili

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir